İsrail, Türkiye ile barış istiyor
İsrail Dışişleri'nin etkili ismi Dore Gold, Türkiye'yle ilişkileri normalleştirmeye yönelik görüşmelerde ilerleme sağlandığını söyledi. Gold, Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu'nu da birinci sınıf bir diplomat olarak nitelendirdi.
Mavi Marmara olayının ardından kopma noktasına gelen ilişkilerin normalleşmesi yönünde yürütülen çabaları şimdiye dek ağırdan alan İsrail'in tutumunda önemli değişiklik var.
Bu değişikliğin ilk işaretini veren isim, Haziran ayında o dönem Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olan Feridun Sinirlioğlu'yla İtalya'nın başkenti Roma'da ayrıntıları bugüne adar açıklanmayan bir görüşme yapan İsrail'in en üst düzey diplomatı, Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold.
Başbakan Benyamin Netanyahu'nun, Dışişleri Bakanlığı'nı da üstlendiği İsrail'de Dore Gold bakanlıktaki en etkili isim olarak görülüyor. Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu'nu 'birinci sınıf bir diplomat'olarak değerlendiren ve kendisine tebrik mektubu gönderdiğini saklamayan Gold, Sinirlioğlu'nun bakanlığını Türkiye için şans olarak görüyor.
Geçen hafta İsrail basınına verdiği demeçte, Türkiye'yle ilişkilerin normalleşmesi yönünde umutlu olduğunu söyleyen Dore Gold, Kudüs'te bir araya geldiği bir grup Türk gazeteciye bu konuda açıklamalar yaptı.Türkiye ile İsrail'in tarihi ve stratejik bağları olduğunu anlatan İsrailli yetkili, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın Mavi Marmara kriziyle birlikte sonlandığını hatırlattı.
Dore Gold, bugün bölgede yaşanan gelişmeler nedeniyle iki ülkenin çıkarlarının hızlı bir şekilde örtüştüğünü vurguladı. Dore Gold'un yanı sıra diğer Dışişleri Bakanlığı yetkilileri de bölgedeki dinamikleri değiştiren en önemli unsurun İran olduğu görüşünde…
“İRAN HEM TÜRKİYE HEM İSRAİL İÇİN TEHDİT'
İsrail, İran'ı varlığına yönelik en büyük tehdit olarak görüyor. İran'ın Batı'lı ülkelerle nükleer programı konusunda yaptığı anlaşma İsrail'i tatmin etmiş değil. İsrailli yetkililer, İran'ın 10-15 yıl içinde nükleer silah üreteceğine inanıyor.
İsrail'in İran'la ilgili ikinci tehdit algısı ise, bölgede izlediği politikaya dayanıyor. İran'ın Tahran dışındaki üç başkent Şam, Bağdat ve Sana'yı da kontrol ettiğine dikkat çeken İsrail, İran'ın yayılmacı politikasından büyük rahatsızlık duyuyor. İsrail, nükleer anlaşmanın hayata geçmesi ve ambargoların kalkmasıyla birlikte ekonomik gücü artacak olan İran'ın bölgede çok daha etkili bir rol oynamasından endişe duyuyor.
İsrail, Tahran'ın Hizbullah ile Hamas'a finansal ve silah desteğinin sürdürdüğü görüşünde. “ABD ve Avrupa ülkeleri, İran'dan kaynaklanan tehdidin farkında değil” görüşünü dile getiren İsrailli yetkililer, İran'a karşı Türkiye ve İsrail'in ortak çıkarları olduğunu belirtiyor.
ORTADOĞU'DAKİ KAOS
İsrail'in Türkiye'yle işbirliği yapmak istediği bir diğer unsur, başta IŞİD olmak üzere Ortadoğu'daki cihatçı örgütler. İsrail bu aşamada, İran kadar öncelikli bir tehdit olarak görmese de yakın gelecekte, IŞİD ve Nusra Cephesi gibi örgütlerin İsrail'i hedef alabileceğinden endişeli. Türkiye'nin kendisini de hedef alan IŞİD'e karşı oluşturulan koalisyonda yer aldığına dikkat çeken İsrailli yetkililer, örgütün özellikle Mısır'ın Sina Yarımadası'nda artan faaliyetlerinin kendileri için de tehdit oluşturduğunu düşünüyor.
İki ülke arasındaki ilişkilerde yaşanan kopukluğun istihbarat paylaşımına da yansıdığını kaydeden İsrailli yetkililer, İsrail ve Türkiye'nin görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak “ortak düşmanlar”a karşı birlikte hareket etmesinin zamanının geldiğine inanıyor. İsrailli yetkililer, giderek daha tehlikeli bir hal alan Ortadoğu'nun geleceği için iki ülkenin işbirliğinin önemine dikkat çekiyor.
NORMALLEŞME SÜRECİNDE OLUMLU GELİŞMELER
İki ülke ilişkilerinin normalleşmesi için yürütülen görüşmelerin Haziran ayındaki Feridun Sinirlioğlu-Dore Gold buluşmasının ardından ivme kazandığı anlaşılıyor. İki ülke arasında doğrudan yürütülen görüşmelerde ilerleme sağlandığını vurgulayan İsrailli diplomatlar, bir takvim açıklamaktan kaçınmakla birlikte bu konuda nihai adımın liderler tarafından atılacağını söylüyor. İki ülke ilişkilerinin normalleşmesi yönünde en büyük engelin şu aşamada Gazze'ye yönelik ambargo olduğu görülüyor. Bu konuda her iki ülkeyi de tatmin edecek bir formül bulunması halinde İsrail-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi sürpriz olmayacak.