İstanbul'da iki gün bir gece (1)

Her insanın yaşamında bunaldığı anlar olur elbet. Böyle durumlarda yine her insanın çok farklı düşünüp çözümler aradığı da doğrudur.

Her insanın yaşamında bunaldığı anlar olur elbet. Böyle durumlarda yine her insanın çok farklı düşünüp çözümler aradığı da doğrudur. Örneğin ben, bunaldığım/yorulduğum anlarda şiire, karikatüre sarılırım. Eğer yakınlarda sanatsal bir etkinlik varsa oraya koşarım. Radyoda -televizyonda değil- Türk musıkisi dinlerim. Ruhum dinlenir, kendime gelir, dinçleşirim.

Bu konuda her insanın farklı düşünce ve uygulama yapmalarını da saygı ile karşılarım.

Kendime yarattığım kimi iş/ler nedeniyle bunalmış durumdaydım. Değişiklik ya da dinlenmem şarttı.

Bu haftaya başlangıç İstanbul'da yaptım. Türkiye'mizin en büyük/etkin basın meslek kuruluşu Türkiye Gazeteciler Cemiyet'nin (TGC) her yıl sonunda düzenlediği TGC temsilcilerine yönelik "yerel medya semineri"ne katılıp mesleksel sorunlar üzerinde görüş alış-verişinde bulunmak -benim açımdan- çok yararlı oldu. Bilgi tazelemesi yanında, yılda bir kez de olsa meslek arkadaşlarıyla buluşmak, yeni arkadaşlıklar kurmak/edinmek de kazanç oldu herbirimiz için. Örneğin; Ordu ilimizin gözü-kulağı-dili olan "Ordu Olay" gazetemizin sahibi sevgili Zeki Mesut Özel ile tanışmak ve kişisel sohbetimizde yerel gazeteciliğin sorunlarını patron olarak yaşayan bir kişinin ağzından duymak/dinlemek de öğretici oldu.

İstanbul'da TGC yönetiminin çağrılısı olarak gittim. "87. Yerel Medya Semineri"nde "Okur Temsilciliği", "Habercilikte Dijital Yeni Gelişmeler", "Gazetecilikte Etik Sorunlar", "Yerel Basın ve TV Haberciliği", "Spor Haberciliği" ve "Yerel Medya ve Sorunları" konularında oturumlar düzenlendi.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme