İstanbul Deklarasyonu'nda İran'a şok
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesinin sonuç bildirisinden İran'a yönelik sert ifadeler çıktı. Bildiride, İİT, İranın, bölge ülkelerinin ve Bahreyn, Yemen, Suriye ve Somali gibi üye ülkelerin içişlerine müdahale etmesini ve terörizme devam eden desteğini kınar denildi. İranın 'Suudi Arabistanda terör suçu işleyenlerin hukuki biçimde idam edilmesi'yle ilgili ifadeleri tahrik edici olarak nitelendirildi, bu ülkenin de içişlerine karıştığı eleştirisi yapıldı.
İSTANBUL'da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 13. İslam Zirvesi'nin dün sona ermesinin ardından yayınlanan ‘İstanbul Deklarasyonu'nda “İİT, İran'ın, bölge ülkelerinin ve Bahreyn, Yemen, Suriye ve Somali gibi üye ülkelerin içişlerine müdahale etmesini ve terörizme devam eden desteğini kınar” ifadesi yer aldı. Bildiride, İslam ülkeleri ve İran arasında iyi komşuluk ilişkileri, içişlerine karışmama, bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı, farklılıkları İİT, BM şartı ve uluslararası hukuk içinde barışı bir biçimde çözme, tehdit ve güç kullanmaktan geri durma temelinde işbirliğine ihtiyaç olduğu belirtildi. Tahran ve Meşhed'deki Suudi Arabistan misyonlarına yönelik saldırıların, diplomatik ve konsolosluk ilişkileri hakkındaki Viyana sözleşmelerinin ve diplomatik misyonların dokunulmazlığı yönündeki uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğu vurgulandı.
ÜZÜNTÜ DUYULUYOR
İran'ın, Suudi Arabistan'a karşı, 'terör suçu' işlediği belirtilenlerin 'hukuki bir şekilde' idam edilmesi hakkındaki ifadelerinin tahrik edici olduğu ifade edildi. Tahran yönetimi, BM, İİT ve uluslararası sözleşmelere açıkça aykırı bir şekilde Suudi Arabistan'ın içişlerine müdahalede bulunmakla suçlandı. Bildiride, İran'ın, bölge ülkeleri ile Bahreyn, Yemen, Suriye ve Somali gibi üye ülkelerin içişlerine müdahalesinden ve teröre desteğini sürdürmesinden üzüntü duyulduğu bildirildi.
Üye ülkelerinin güvenliği ve istikrarı ile uluslararası barış ve güvenlik hususunda yıkıcı etkiye ve ciddi sonuçlara neden olacak mezhepsel ve zümresel gündemlerden sakınılması gerektiğinin altı çizildi. Üye ülkeler arasında, İİT şartına uygun bir biçimde, halkların yararına olacak iyi komşuluk ilişkilerinin önemi vurgulandı.
DAEŞ, El Kaide, Boko Haram, Eş Şebab ve PKK/PYD/YPG terör örgütlerinin üye ülkelerde zemin bulmasına neden olan güç boşluğundan kaygı duyulduğu ifade edildi.
Batı ülkelerinde yükselen yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve Müslüman karşıtı ırkçılık hareketlerinin artmasından endişe edildiği belirtilen deklarasyonda Suriyeli mültecinin çektiği katlanılması mümkün olmayan acıdan endişe duyulduğu da ifade edildi.
Filistin topraklarındaki İsrail işgali, yasa dışı yerleşimlerin artmasıyla uluslararası hukukun giderek artan şekilde ihlal edilmesi, Filistinlilerin evlerinin tahrip edilmesi, keyfi öldürmeler, tutuklamalar ve Gazze'deki abluka kınandı.
'İşgalcilerin Yahudileştirme girişimleri'ne ve Haremi Şerif'in kutsallığının ihlal edilmesine karşı Kudüs'ün İslami kimliğini korumak için her türlü tedbiri almak gerektiği vurgulandı. Filistin'in uluslararası organizasyonlara üyeliği ve devlet olarak tanınması için kamuoyuna baskı çağrısında bulunuldu.
kadınlar da bildiride
Müslüman gençlerin toplumdaki rollerini güçlendirme, eğitim ve istihdam olanaklarını iyileştirme çabalarının teşvik edilmesi gerektiğinin altı çizildi.
İslam ülkelerinin kalkınmasında kadınların oynadığı role de değinilerek, kadınların toplumsal yaşama katkılarının önemine vurgu yapıldı.
GERİLDİLER
İSLAM İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesinin ilk gününde İran-Suudi Arabistan gerginliği yaşandı. Ortak bildiride yer alacak maddeler iki ülke arasında gerilime neden oldu. İstanbul deklarasyonu hazırlanırken İran'da Suudi Arabistan elçiliklerine yönelik saldırılar kınandı, İran'ın diğer ülkelerin içişlerine karışmaması gerektiğinin altı çizildi. İran bildiriye konulması planlanan şu maddelere itiraz etti:
İİT, İran'ın Tahran ve Meşhed kentlerindeki Suudi Arabistan diplomatik temsilciliklerinin saldırıya uğramasını kınamaktadır. Bu saldırıların diplomatların korunmasına yönelik uluslararası kanunlara açıkça aykırı olduğunu vurgular.
İİT, Suudi Arabistan'da terörle bağlantılı kişilere yönelik verilen yargı hükümleriyle ilgili İran'ın açıklamalarını reddeder. Çünkü bu açıklamalar Suudi Arabistan'ın içişlerine açık bir karışma sayılır. Bu da BM'nin ve İİT'nin kurallarıyla ve uluslararası kanunlarla örtüşmemektedir.
Gerginlik sonrası Suudi Arabistan Kralı Selman önceki gün öğleden sonra Türkiye'den ayrıldı. Zirve öncesi Kral'ın Türkiye ziyaretinin dün bitmesi öngörülmüştü.