''İyi basketbol, iyi oyuncularla oynanır''

Eğer Zelijko Obradovic üzerine yapılan araştırmalar insanları yanıltırsa bunun nedeni, Obradovic hakkındaki istatistiksel verilerin kalabalıklığı nedeniyle olur. Çünkü Avrupa basketbolunun en fazla maç kazanan isminden bahsediyoruz.

Onun için Avrupa basketbolunun kralı denilebilir, çünkü Obra, saha kenarındaki diğer tüm yalnız adamlardan daha fazla maç dolayısıyla kupa kazandı.

İstatistikler, kupalar, saha kenarında oyuncularından daha fazla efor sarf eden kameraların çekmekten en çok keyif aldığı koç… Bunlar bilinen özellikler, onunla ilgili en az bilinen şeylerden biri lakabı (Zoc). Basketbola ilk adım attığı günlerden beri kullanılıyor bu lakap, ama sadece ama sadece çok yakın arkadaşları tarafından. İlk görüşmenizde ZOC diye seslenmemeniz sizin lehinize olabilir.

Basketbol oynadığı zamanlarda iyi şutördü, şut atma üzerine kurulu bir oyunda tüm arkadaşlarını yeniyordu. Oyun sırasında attığı şutlarla potadaki fileyi yırttı. Sırpça yırtma eylemi olan ''Cepati'' sözü tekil şahıs için Cepak (Yırtıcı) olarak kullanıldığından spontane bir şekilde ismi ''ZELİKO OBRADOVİC CEPAK'' olarak anılmaya başlandı. Baş harfleri yanyana getirince kısaca ZOC!

Aslında Zelijko da lakabı. Tam ismi Zelimir, ama spor medyası lakap takmayı, kısaltma kullanmayı sever.
Oyunculuğunun ilk yıllarında ileride koç olacağını biliyordu. Oyun kurucu olarak oynuyordu ve koçların sahadaki uzantısıydı. Her antrenmandan sonra notlar alıyordu. Profesör lakaplı Alexander Nikolic ile çalışma imkanı buldu. Nikolic, koçluğunun ilk yıllarında Obradovic'e danışmanlık yaptı ve en büyük destekçisiydi. Ondan çok şey öğrendi. Sonrasında Dusko Vujosevic ve milli takımda Dusan İvkovic gibi isimlerle çalışma fırsatı buldu.

Partizanda oynadığı dönemde aldığı koçluk kurslarında birinde (zorunlu da olsa!) gençlere yaptırdığı antrenmanda bir oyuncu dikkatini çekti. Uzun boylu, ince yapılı, yetenekli bir genç geleceğin koçunun dikkatini çekmişti. Hocası Vujosevic'i aradı. ''Sarajevo takımında oynayan muhteşem bir genç var, ilgilenmelisin. Partizan forması giymeli'' dedi. Sarajevo takımı da elindeki yeteneğin farkındaydı, 2 yıl süren uğraşların sonunda Predrag Danilovic, Partizan'ın siyah beyaz formasını giydi ve Avrupa'nın en büyük oyuncularından biri oldu. Bu, geleceğin koçunun ilk başarısıydı.

Obradovic'in bir gecede nasıl tam zamanlı bir koç olduğu ise çok kişi tarafından bilinen bir hikaye ama tekrar etmekte fayda var.

1991 yazı, 31 yaşındaki Obradovic, Duşan İvkovic'in yanında bir yıl önce milli takımla Arjantin'de dünya şampiyonluğu yaşamıştı. Roma'da düzenlenecek EuroBasket hazırlıklarından önce oyunculara 2 gün izin vermişlerdi. Teklif, Partizan ve Yugoslav basketbolunun efsanesi Dragan Kicanovic'ten geldi. Partizan'ın başantrenörü olacaktı. Cevap çok şaşırtıcı oldu ''Partizan'ı çalıştırmayı çok isterim ama ilerleyen zamanda''
Obra'nın o an için tahmin edemediği şey ''her şeyin çok kısa sürede gerçekleşecek olmasıydı.''

Yakın bir arkadaşıyla sabaha kadar uyumaz Obradovic, teklifi kabul etmeye karar verir. Yıllar geçse de o günleri şöyle hatırlıyor ZOC ‘'Koçluk kariyerimde en korktuğum günlerdi. Yeni oyuncularımdan gelebilecek herhangi bir soruya henüz bir cevabım yoktu'' Çünkü bir koç her zaman oyuncularından fazlasını bilmeliydi.
Çok çalışmak, video analizi yapmak, yardımcı koçlarla konuşma ve dahası…

Obradovic ideallerini gerçekleştirmenin tek yolunun iyi oyuncularla çalışmak olduğunu fark etmişti. İyi basketbol, iyi oyuncularla oynanırdı. Bu nedenle takımında her zaman süper yıldızlarla çalıştı.

Djordjevic, Danilovic, Villacampa, Jofresa, Sabonis, Bodiroga, Gentile, Spanoulis ve uzayıp giden yıldızlar listesi. Oyuncularıyla ilişkileri her zaman mükemmeldi. Sinirlenebilir ve bençte çılgınca bağırabilirdi. Ama oyuncuları bunun kişisel olmadığını ve maç içerisinde kalacağını bilirlerdi.

Oyuncuları için ölmeye hazırdı, bu nedenle Obradovic ile ilişkisi hakkında kötü konuşan oyuncu bulmak imkansız. Baskıyı asla bahane olarak kabul etmedi. Aksine itici güç olarak değerlendirdi. Geçmişe asla takılmadı, daima ileri baktı, her antrenmandan keyif almayı amaçladı. Oyunu okuma becerisi rakiplerine karşı en büyük avantajıydı.

Zeki, hızlı karar verebilen, kolayca adapte olan, üzerine çok sayıda dil konuşabilen...neredeyse basketbol için gereken her özelliğe sahip.

Çok arkadaşı, az düşmanı olan biri Zeljiko Obradovic. 50. doğum günü partisine Avrupa'nın her köşesinden toplam bin kişi katılmış.

Çalışmaya takıntılı, aynı zamanda oyuncuların yeteneklerini sahaya yansıtmaları konusunda tutkulu.
Sık sık ‘'takımımda bencil oyuncuya verecek yer yok'' diyor.

NBA konusunda birçok Yugoslav koçla aynı fikri paylaşıyor. ‘'Amerika'ya gitmeyin. Tutacağınız havluyla arkadaşlarınıza bençte destek olursunuz''

Zeljiko Obradovic'i kısaca anlatmak gerekirse; yaptığı işte çok büyük bir sır yok, diğer koçlarla aynı şeyi yapıyor. Sadece onlardan daha iyi bir şekilde. TRT

Bakmadan Geçme