KADER Mİ? KEDER Mİ? YETER Mİ?
Bahri Yıldızbaş yazdı...
Babaları müşterilerinin ayakkabılarını boyadıktan sonra, sevimli ve temiz çocuklar, ayakkabılara kadife kumaş ile cila vuruyor ve öylesine parlatıyorlardı Kİ. Ayakkabısını sevenler, sürekli oraya uğruyor, ayakkabılarının boya ihtiyacı olmasa bile, cila attırıp parlatıyor ve sohbet ediyorlardı. İki lostracı kardeşin, hepsi birbirinden temiz ve saygılı yaklaşık on çocuğu okula gidiyordu.
İçlerinde ikisi vardı Kİ; ele avuca sığmıyor, oradan oraya koşuyor, verilen görevleri yapıyor, onları seven ve sevdikleri insanların siparişleri için, şehirin dört bir yanına fırtına gibi gidip geliyorlardı. Okul günleri ve ders saatlerinde; hiç bir gün, hiç bir saat babalarının yanlarına gelmedikleri gibi, okuldan çıkar çıkmaz hemen işlerinin başında bulunuyorlardı. Yaz kış, soğuk sıcak, yağmur kar demeden ve bıkıp usanmadan koşturuyorlar ve çalışıyorlardı.
Sevimli çocukları fark eden büyükleri ve bazı öğretmenler; eğitim, kitap ve test konularında destek olmaya çalışıyorduk. Böylesine yetenekli gençlerin yolunu açmak İçin, sadece test kitapçığı, okuma kitabı, araç gereçlerinin karşılanmasının yeterli olmayacağını düşünen bir öğretmen, onların eğitim hayatlarına dokunmaya karar vermiş ve babalarından izin alarak, hazırlıklarla yatılılık ve bursluluk sınavlarına girmelerini sağlamıştı.
'Eğitim, meyvenin kendisi değil, bilgi ağacından meyve toplamaya yarayan bir merdivendir. ' Bernard Shaw
Böylesine temiz, sevimli, saygılı, zeki, vefalı ve çalışkan gençler başarılı olmaz mı? Sınavlardaki başarıları ile birisi Antalya, birisi Van'daki okula kabul edilmişlerdi.
O vefalı gençler, sosyal medyadan o öğretmeni bulmuşlar ve iletişime geçerek teşekkürlerini ve minnet duygularını iletmişler. Yine saygılı, yine sevgi dolu, yine vefalı ve yine heyecanlı olduklarının farkına varmış o öğretmen.
— 'Nerelerdesiniz? Neler yapıyorsunuz?' diye sormuş öğretmen.
— Antalya'da okuyan; 'Hocam, Türkiye'de okulu bitirdikten sonra, burslu ABD'ye geldim. Burada okudum ve iş hayatına atıldım. Ellerinden öperim.'
— Van'da okuyan; 'Hocam, liseden sonra İngilizce öğretmenliği okudum. Bir süre öğretmenlik yaptım ve şu anda üniversiteye geçtim. Ellerinden öpüyorum.' demişler.
Demek ki, neredeyse dünyadaki tüm insanların hayallerini süsleyen deniz ötesi özgürlükler ülkesine, sadece varlıklı olanlar gitmiyormuş. Fark edilenler ile farkını fark edenler ile aileleri de gidebiliyormuş. Boyacı çocuğun iki kuşak sonraki ailesi, entellektüel ve varlıklı bireylerden oluşabiliyormuş!!
'Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir.' Albert Einstein
— Coğrafya veya aile;
Kader midir?
Fırsat mıdır?
Şans mıdır?
Yaratılış (fıtrat) mıdır?
Kaderi tayin etmek midir?
Yoksa; kendi kaderini yaratmak mıdır? (Ölüm değil, yaşam koşulları ve şartları).
Uyuşuk uyuşuk yaşayarak, her şeyi aileden, devletten ve Allah'tan istemek midir?
Bana da? Mene de? Niye bana DEĞİL, ona mıdır!
Yoksa; eğitimde fırsat eşitliğini harekete geçirmesi gereken MEB ile öğretmen farklılıkları ve sorumlulukları mıdır!
Çocuklara ve gençlere sağlıklı ve düzenli rehberlik yaparak, keşfetmek ve yönlendirmek midir?
'Eğitim, farklıların keşfedilmesi, uzun ve dönemeçli yolların gösterilmesidir.' Bahri Yıldızbaş
— midir?, — midir?, — midir? , — midir? , — midir? , — midir? , — midir? , — midir?
Sahi nedir?