KADINLAR NE İSTER?
Bahri Yıldızbaş yazdı...
— Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman Generale : 'Hayatını bağışlarım, ancak bir şartım var.' der. 'Kadınlar, hayatta en çok ne ister? Budur bilmek istediğim… Bu sorunun yanıtını getir, kurtar kelleni.' der.
General, sorar soruşturur bu çetin sorunun yanıtını aramaya başlar ve Kafdağı'ndaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir. Günlerce gecelerce at koşturur, cadıyı bulur ve sorar:
'Kadınlar, hayatta en çok ne ister?'
— Korkunç cadı, yanıt için öyle bir şart ileri sürer ki. Yenilir. yutulur cinsten değil…
'Evlen benimle!.. O zaman öğrenirsin ancak istediğini…'
Bu ölümcül teklifi kabul eder General ve doğru yanıtı alır almaz, koşar Harun Reşit'e ve :
'Kadınlar, en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister!..'
— Harun Reşit, Generalin hayatını bağışlar, ancak General cadıya da evlenmek için söz vermiştir.
— Neyse evlenirler. İlk gece General bir bakar ki , o korkunç cadı dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş, karanlık odada….. Konuşur cadı :
'Benim kaderim böyle…. Günün sadece yarısı güzel olabilirim, diğer yarısı çirkinim,' der. 'Ne dersin? Geceleri seninleyken mi güzel olayım, yoksa sen gündüzleri dışarıdayken mi?..'
General düşünür ve:
'Sen bilirsin, kararı kendin ver,' der.
İşte o an korkunç cadı, sonsuza dek güzel bir kadın olarak kalır.
Peki, bu öyküden çıkarılacak 3 ders nedir?
1. Kadınlar, en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler.
2. Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın, her zaman güzeldir.
3. İster güzel olsun, ister çirkin olsun her kadın aslında bir cadıdır:)
Hayatınız, seçtiğiniz kadındır.
Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz,
Bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz,
Zeki bir kadına rastlarsanız zekanız gelişir.
Hayat, kat kattır. Babil'in Asma Bahçeleri gibi, teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür. Ve bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası, manzarası ve hayatıdır… AL.
Hayatımız, seçtiğimiz kadındır…
Seçimlerimiz, hayatımızın akışıdır…
Her seçimimiz, yarınlarımızın mutsuzluğu veya mutluluğudur…
Memnun olduğumuz veya olmadığımız her şey, kendi eserimizdir…
Yanlışlarımız, şikayetlerimiz, dualarımız ve eksiklerimiz, kendi acizliğimizdir…
Birimizde çok, birimizde az. Her insanın yaradılışında (fıtratında); kurnazlık, cadılık, meleklik ve zalimlik vardır. Marifet, elimize fırsat geçtiğinde onları ahlaksızca, adaletsizce ve zorba olarak kullanmak DEĞİL; ahlaklı, adil ve merhametli bir şekilde kullanmaktır…
Sevgi dolu, güzel bir hafta diliyorum.