Kalkınmanın kestirme yolu
Elite Word Hoteli'nde bugün başlıyacak (27-28 Mayıs ) iki gün sürecek Türk ve AB ülkelerimden 80 parlamenterin, gazetecilerin, sivil toplum kuruluş temsilcilerinin katılacağı 'AB-Türkiye İlişkileri: Geleceğe Yönelik Beklentiler Sempozyumu' öncesi Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz Avrupa Birliğine (AB) üye 18 ülkenin Ankara büyükelçileri ile geçen hafta sonu Van'da bir araya geldi.
Toplantı ziyaret ve incelemelerde AB ilişkileri, vize, yatırım ağırlıklı konular görüşüldü tartışıldı. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean Maurice Ripert, Türkiye'nin İstanbul, Ankara ve İzmir'den ibaret olmadığını göstermek amacıyla Van'ı ziyaret ettiklerini söyledi.
Toplantı sırasında bir büyükelçi Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'a,'Kalkınma politikaları sayesinde Van modern şehre dönüşmüş. Doğuda özellikle Van'da öncelikleriniz nelerdir? Uzlaşı sürecine ilişkin olarak kalkınma politikalarının sürece uygunlaştırılmasını düşünüyor musunuz?' diye sordu. Yani, çözüm sürecinde bölgede kalkınma politikaları yoğunluk kazanacak mı demek istedi.
Bakan Yılmaz, büyükelçinin sorusuna verdiği mükemmel bir cevapta genelde Türkiye'nin özelde Van'ın temel sorununa da dokundu. Yılmaz, 'Kalkınmanın kestirme yolu nedir derseniz, iki şey söyleyebilirim: Nitelikli insanı koruma, nitelikli sermayeyi cezp etme. Bunları sağlayabilirseniz o bölge kalkınıyor, gelişiyor...' dedi.
Van'ın neden düzenli, kaliteli şekilde gelişmediğinin özet bu cümlede.
Liyakat, ehliyet, vizyon sahibi nitelikli insanların görevlere atanmasını, korunmasını yazıyor, söylüyor ve savunuyoruz. Bunun yanında devlet sırtından zenginleşmeyi, köşe dönmeyi değil; yatırımı, üretimi, istihdamı esas alan nitelikli sermaye ye ihtiyacımızın olduğunu anlatıyoruz.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 'Nitelikli insanı koruma, nitelikli sermayeyi cezp etme' tespitiyle Van'ın can damarına, yarasına, görmezden gelinen gerçeğine, çıkmazına dokundu. Bakanın söyledikleri doğrudur
Ancak ahbap çavuş, hısım akraba, candaş yandaş, partili partisiz, bizden sizden, kayınço bacanak, enişte baldızları atamalarda kim kolluyor? Nitelikli insanlar neden göreve gelemiyor? Nitelikli insanları kim koruyacak? Nitelikli sermayenin alt yapısını hangi kadro, nasıl sağlayacak? Nitelikli sermaye nasıl cezp edilecek? Bunu da sormak gerekmez mi?
Gerçekleri söylemek yetmiyor, gerçekleri pratiğe dökmek, hayata geçirmek gerekiyor.
Gerisi teferruattır.
Gün gelecek yazılacak demiştim!
15 Nisan 2013 günü bu köşede ' Barış-çözüm süreci ne zaman başladı?' başlılığı ile çözüm-barış- normalleşme süreci ile ilgili geniş bir yazı yazdım. Vansesi internet sitemizde bulunan o yazımda özetle şunları demiştim; ' Süreç Van'da başladı. Bunu gün gelecek tarih; sosyal, siyasal ayrıntılarıyla yazacak. 74 milyon Türkiye tarafından 23 Ekim 9 Kasım 2011 tarihlerinde Van'da meydana gelen depremler ve sonrasında milletin yüreğinde, dilinde, elinde süreç fiilen başladı. Sürece Karadeniz'den Cizre'ye, Diyarbakır'dan İzmir'e, Hakkri'den Trabzon'a, Antalya'dan Gaziantep'e hemen hemen herkes katıldı. 74 milyon Türkiye yüreğini Van'a göndererek sürece katkı verdi. Van depremi sıradan afet yardımlaşması değildir. Bütünleşme, kardeşlik, çözüm, normalleşme kıvılcımı İmralı'da, Ankara'da vatanın dört bir yanında cevap buldu. Hareket noktası Van'da başlayan sürece bu boyutuyla bakmak lazım…' Bu ifadelerimle İşi özetlemiştim.
Türkiye'nin çeşitli illerinde düzenlenen'Geleceğe Yatırım Türkiye'ye Yatırım' başlıklı Milliyet toplantılarının 16'ncısı cuma günü ilimizde yapıldı. Toplantıya Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'da konuk olarak katıldı. Toplantının havasını, ayrıntılarını, sonuçlarını Milliyet yazarları köşelerinde paylaştılar.
Yazarlarından Serpil Çevikcan 'Satır Arası' köşesinde Van buluşmasını 'Çözüm depremde başladı' başlığı ile anlatırken 'Yüzlerce kardeşimizi toprağa verdiğimiz Van depremi, Türkiye'ye unuttuğumuz dayanışmayı yeniden hatırlatmıştı. Milliyet'in dünkü Van zirvesinde ortaya çıkan slogan şuydu: 'Çözüm depremde başladı.' İşin özeti bu. Türkiye'nin bu süreci istediği gibi tamamlayabilmesi için gereken bu dayanışma. Dün Milliyet'in zirvesinde emniyet müdürüyle, işadamıyla, gazetecisiyle bu dayanışmaya inanan insanlar ve bunu karşılıksız bırakmayacak Vanlılar aynı salondaydı' diye yazdı.
Nisan ayında 'Gün gelecek bu yazılacak' dedim. Bir ay sonra tesbitimi Milliyet yazarı Çevikcan, mayıs ayında yazdı.