KENTİN KİMLİĞİNE HANÇER VURULUYOR
İpekyolu Belediyesi'nin Sanat Parkı projesinde yer alan mimari anlayışa sert tepki gösteren Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ( Van YYÜ) Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Bölüm Başkanı Dr. Şahabettin Öztürk:' Kamu ve belediyelerin yaptığı eserler mühür niteliği taşıyor. Kentin kültürüyle, mimarisiyle alakası olmayan tüm yapılar kentin kültürüne mimarisine vurulan bir hançerdir. İpekyolu Sanat Parkı'nda facia işleniyor. İhale ve proje derhal durdurulmalıdır' dedi. Vatandaşlar da proje hazırlanırken kentin kimliğine, kültürüne özen gösterilerek sahip çıkılmasını istediler.
Hüseyin Geylani Akdaş
Van'da son yıllarda kentin tarihi, mimarisi ve gelenekleriyle uyuşmayan anlayışa vatandaşlardan ve uzmanlardan tepki geldi. İpekyolu Belediyesi tarafından hayata geçirilecek olan projeye teşekkür eden vatandaşlar, sanatsal figürlerin, temaların ön planda olduğu belirtilen, sanat galerisinin yapılacağı, ışıklandırma, peyzaj, sokak iyileştirme, kaldırım ve altyapı gibi çalışmaları içinde barındıracağı bildirilen “Sanat Parkı, Sanat Galerisi ve Sanat Sokağı” projesinde Roma, Baltık, Yunan mimarisine özenen Anadolu ve Bölge mimarisinden tamamen uzak mimariye yer verilmesini tepkiyle karşıladı.
Kenti kimliğinin yozlaştırıldığını ifade eden vatandaşlar, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası ve ilgili diğer meslek odaları ve sivil kuruluşların yaşanan yanlışlara sesiz ve tepkisiz kaldığını belirterek, yapıcı eleştirilerde bulunarak doğruları zamanında söylemek hem sorumluluk hem de vicdani bir görevdir dediler.
KOMİSYON KURULMALI
Van'ı çirkinleştiren, yozlaştıran kent estetiğine aykırı yapıların kente değer katmadığını ifade eden vatandaşlar, kamu ve belediyelerin inşa edeceği anıtsal yapıların simge olduğunu vurguladılar. Vatandaşlar, İpekyolu Belediyesi tarafından Sanat Sokağı'nda yapılacak çevreyle uyumsuz mimari anlayışa müdahale edilmesini istediler. Hiçbir kentte Van kadar gelişigüzel mimari uygulama yapılmadığını kaydeden vatandaşlar, Van Büyükşehir Belediyesi bünyesinde işin ehli olan uzmanlardan bir komisyonun kurulmasını istediler.
Uzmandan sert açıklama
Van YYÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı, İnşaat, Sanat Tarihi Ve Mimarlık konularında uzman, uzun süre Van Mimarlar Odası Başkanlığı yapan, 12 yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Van, Diyarbakır ve Erzurum bölge kurul başkanlığı görevinde bulunan, birçok Valiye, bürokrata ve belediye başkanlığına teknik danışmanlık yapan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Efes, Aspendos, Antalya, Cizre, Doğubayazıt, Hakkâri, Muş illerindeki projelerinde olduğu gibi birçok Vali ve Belediye Başkanlıklarına Teknik Danışmanlık yapan, Tarihi Kentler Birliği Van Temsilcisi, Çekül Vakfı Doğu Anadolu Bölgesi Van Gölü Havzası Bölge Koordinatörü, Van da ilk eski Van evleri kitabının yazarı, Van Valisi Tahir Paşa Konağı dahil olmak üzere bir çok projeyi hazırlayan, Van Kalesi'nin restorasyon çalışmaları, Kalecik'te ve Van Kalesi'ndeki geleneksel ‘Örnek Van Evleri' ile Tekel binasını tescilleyen Dr. Şahabettin Öztürk, yerel yönetimlerin hazırladığı ancak kent estetiğine uymayan yapılarla ilgili sert açıklamalarda bulundu.
“Kamu ve belediyelerin yaptırdığı eserler bir mühürdür”
Konuyla ilgili proje uygulamasına tepki gösteren Van YYÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı Dr. Şahabettin Öztürk, kamu ve belediyelerin yaptırdığı eserlerin kent bir mühür niteliği taşıdığını belirterek, “ Bu dönemde inşa edilen yapılar idareci ve mimarlarıyla anılacaktır. Tarihi akış sürecinde hak ettikleri değeri bulacaklardır. Günü birlik” ben yaptım oldu” kopyacı, taklitçi kentin kültürü, mimarisi ve sosyal dokusuyla alakası olmayan bu tür yapılar kentin kültürüne ve mimarisine vurulan bir hançerdir. Van'ın tarihi kent kimliğine kasten veya bilmeyerek görülmemiş ölçüde zarar veriliyor. Dünyada hiç kimse böylesi yozlaşmaya izin vermez ve kabul etmez” uyarısında bulundu.
“Kentte yapılacak yapıların o bölgenin kültürüne mimarisine uygun inşa edilmesi gerekir”
Mimarlığın madde ile mananın bir halde birleşip mekana dönüşme sanatı olduğunu belirten Öztürk, “Madde taştır, topraktır, ahşaptır kerpiçtir, tuğladır. Mana ise kültürdür, gelenektir, görenektir ve hafızadır. Bir kentin olmazsa olmaz değerlerinin başında mana ve kültür gelmektedir. İkisinin birleşmesiyle mimarlık sanatı icra edilir. Kentte yapılacak yapılarda o bölgenin kültürüne mimarisine uygun inşa edilmesi gerekir ki kentleri bir birinden ayırsın. Diyarbakır'ı Van'dan, Van'ı, Erzurum'dan Tokat'tan ayıran en önemli özellik kültürdür ve mimaridir. Bu tarih boyunca değişmez kuraldır. Van'ı Bitlis'ten, Van'ı Ahlat'tan, Van'ı Erzurum'dan, Van'ı Hakkari'den ayıran en önemli unsur kentin mimarisi ve kültürel değerleridir. Bu kültürel değerler ve mimari geçmiş ile bugünü yarını birleştirme evrenidir ve sanatıdır. Bu da çok önemli bir unsurdur.” dedi.
“Kent kimliğine hançer vuruluyor”
Günü birlik kopyacı, taklitçi, kent kültürü ve mimari dokusuyla alakası olmayan tüm yapıların kente vurulan bir hançer olduğuna işaret eden Öztürk, “Maalesef bu hançer bazı zaman yetkisi olup ta bilgisi olmayan idareciler tarafından gerçekleştirilmesi üzüntü vericidir. Bunlar kamu mimarisinin oluşturulmasında önemli etkenlerdir. Bu tür yaklaşımlar olabilir ama bunlar zamanla bir değer bulmadığı için sönüp gider. Fakat kamu yapıları dediğimiz yani devletin ve idarecinin belediyenin o görev yaptığı dönemdeki yapılar mühür olarak nitelendirilir. Bu mühür o kent kültürünün birikimi ülke ekonomisinin siyasi olarak karşımıza çıkarır. Tabi bu bütün dünya tarafından kabul edilen bir değerdir. Bu değerleri kentimizde yapılan bir takım uygulamaları görmediğimizde gerçekten içimiz acıyor. İpekyolu Belediyesi'nin Sanat Parkı'nda uyguladığı projedeki yer alan mimari yansıma belki iyi niyetli yapılmıştır. Ama tamamen bir faciadır. Ortaya konulan mimari görünüş ve öğeler kentin kültürüyle mimarisiyle uzaktan yakından ilgili değil. Proje Anadolu ve bölgeyle alakası olmayan tamamıyla biraz uzak doğu biraz Roma biraz Pers biraz arabesk kültürün yamalı bohça şeklinde ortaya çıkmış halidir. İhale aşamasında olan proje derhal iptal edilmelidir. Aksi halde harcanan kaynak ve emeklere yazık olur ”dedi.
“Sanat Parkı'nda yapılacak yoz projenin sanatsal bir değeri yoktur”
Bu kente değer kazandıran yani kentin adeta simgesi olan ögelerin ortaya çıkmasında mutlaka bu konularda uzman birilerinden görüş alınması gerektiğini kaydeden Öztürk, “Sanat Parkı'nda yapılacak yoz projenin mimari bir değeri yoktur. Sanat anlamında baktığımızda bu tamamıyla kopyacılığa özümsenmesi ve kültürsüzlüğün göstergesidir. Kente değer kazandıran yani kentin adeta simgesi olan öğelerin ortaya çıkmasında mutlaka bu konularda kent mimarisini bilen uzman birilerine danışmak gerekir. Bunu hazırlayan mimar ve yöneticiye neye dayanarak böyle bir mimari yaptığını sormak lazım. Bölgedeki neyi özümseyerek bu projeyi yaptı. Ayrıca bu yapı dini yapımıdır, sivil yapımıdır nedir bu bunu tanımlaması gerekir. İhale yapılmadan önce acilen projenin revize edilmesi gerekir “dedi.
“Büyükşehir bünyesinde komisyon kurulması lazım”
Projenin bir mimari rezalet, bir mimari facia olduğunu ifade eden Öztürk, şöyle dedi: “ Bölgenin şu çıkmazı var: Özellikle biri yerelde iktidara geldiğinde ideolojik bakış açısıyla kent şekillendirmeye çalışılıyor. Bir diğeri de idareye geldiğinde niteliksiz insanlarla çalışarak eleştiriye kapalı oluyor. Tamamıyla ben yaptım anlayışıyla kentin kimliğine zarar veren uygulamalar yapmaya başlıyor. İki durumda da kentin mimari, demografik, kültürel ve sosyal yapısı kaybediyor. Bu tür işlerde ihale çalışmaları yapılmadan önce büyükşehirler bünyesinde kentin görsel değerleriyle ilgili bir komisyon kurulması gerekir. Ama içerisinde mutlaka ehil olan insanlar olmalıdır. Ehil olan insanlar derken makamı, unvanı kastetmiyorum. Komisyondaki kişilerin niteliğinden söz ediyorum. Yani bu işte uğraşan bu işte emek veren, kenti tanıyan kültürlü uzman kişilerin komisyonlarda görev alması lazım. “
“Kopyacı mimari yansımalara yer verilmemesi gerekir”
Vatandaşlar, belediyelerce hazırlanan anıtsal ve kamu yapı projelerinde daha özenli olunması gerektiğini belirttiler. Kentin tarihi, kültürü ve mimarinse uygun projeler hazırlanması gerektiğini kaydeden vatandaşlar, “ Sanat Parkı'nda ve diğer alanlarda uygulanacak projelerde kentle alakası olmayan Roma, Baltık, Yunan mimarisine özenen Anadolu ve Bölge mimarisinden tamamen uzak kopyacı mimari yansımalara yer verilmemesi gerekir. İpekyolu Belediyesi ve diğer belediyeler Van'ın geçmişte yaşanan günümüze kadar gelen, kent kültürü ve mimarisini dikkate alarak proje hazırlamaları kamunun ve kentin yararına olur. Emekler de bu şekilde boşa gitmez”