Kılıçdaroğlu: 'Bana FETÖcü diyorlar'
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mağdurlara sahip çıktığı için kendisine kızıldığını söyleyerek, Bana FETÖcü diyorlar. Benim bütün hayatım FETÖ örgütü, insan hakları ve demokrasi mücadelesi ile geçti dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa'da Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde hemşehri dernekleri buluşmasında açıklamalarda bulundu. Anadolu'nun içinin boşaldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Anadolu'daki illere bakın, milletvekili sayıları nüfus azaldığı için düşüyor. Her şeyin İstanbul'a yapıldığı bir Türkiye'yi düşünürsek içi boşalan Anadolu ortaya çıkar. Oralarda bizim topraklarımız. Oralarda yaşayan insanların da çalışmaya üretmeye, çalışmaya ihtiyacı var. Terör var Doğu, Güneydoğu'da doğru. Hepimizin içini yakıyor. 35-40 yıldır devam ediyor. Bu sorunu kim çözecek? Hemşehri dernekleri mi, manavlar mı, sanayiciler mi çözecek, hayır. Bu işi siyaset kurumu çözecek. Siyaset kurumu Türkiye'nin en önemli sorununa çözüm üretemiyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım. Arkadaş ben seni iktidara getirdim, bu sorunu çözerim dedin. Tek başına olmam lazım, tek başına da oldun. Kanun çıkarmam lazım, istediğin kanunu çıkartıyorsun. Anayasayı da değiştiriyorsun. O zaman bütün hemşehri derneklerini bu sıkıntıyı çözmek için bizden ne istiyorsun sorusunu sorman lazım. Sorunu çözmek için ne destek istiyorsan vereceğiz ama olmuyor. O zaman yapmamız gereken bir şey var. Yapmayanı değiştirmek gibi bir görevimiz var” diye konuştu.
“15 günlük bebeği annesinden ayırırsanız mağdur oluşturursunuz”
Devleti devlet yapanın liyakat sistemi olduğuna dikkat çeken CHP Lideri, 'Bozduğunuz zaman devleti devlet olmaktan çıkartırsınız. 15 Temmuz'da darbe girişimi oldu. Hepimiz karşıyız. Bütün siyasi partiler, bütün STK'lar, bütün meslek odaları ilk kez cumhuriyet tarihinde bir darbe girişimine karşı Türkiye topyekun cephe almıştır ve istememiştir Bu bizim tarihimiz için önemli bir fırsattı. Siyasete uzlaşma kültürünü getireceğiz. Hep beraber darbeye karşı direnebiliyoruz, demokrasiyi savunabiliyoruz. Şimdi geldiğimiz noktaya bakın. Bir öğretmen düşünün, bir sabah kalkıyor kanun hükmündeki kararnameyle devlet memuriyetinden atılmış. Hapse atılmış, banka hesaplarına el konulmuş, lojmandan atılmış. Neye göre, mahkeme kararı mı var, hayır. Mahkeme kararı yok. Bu öğretmenin eşi, geçinmek için iş arıyor. Ama kimse iş vermiyor. Çocuklar açlıktan mı ölecek. İktidar partisinin bir milletvekili, ‘ağaç kökü yesinler' diyor. Elinizi vicdanınıza koyun, suç bireyseldir. Bir kişinin kabahati olabilir. Eşinin, çocuklarının kabahati yoktur. Asıl sorgulanması gereken, sen Türkiye'yi bir darbe sürecini nasıl getirdin? O makamlara bu adamları nasıl yerleştirdin? O sınav sorularını nasıl çaldırdın? Gariban vatandaşlara hesap soruyorsun. Mağdur yok diyorlar. 15 günlük bebek, anne sütü emecek. 15 günlük bebeği annesinden ayırırsanız mağdur oluşturursunuz. O çocuğun anne sütü emmesi lazım. Biz kimse yargılanmasın demiyoruz. Varsa mahkemeye çıkartırsınız. Ama mahkemeye çıkmadan kişiyi suçlu ilan edersiniz demokrasiyi bitirmiş olursunuz. Ben hakim değilim ki suçlu ilan edeyim. Birisini itham edebilirsiniz. O sanıktır. Potansiyel suçludur. Ama yarın beraat da edebilir. Geldiğimiz noktada STK'lara büyük görevler düşüyor” açıklamasında bulundu.
“Benim bütün hayatım FETÖ örgütü ile mücadeleyle geçti”
“Ben mağdurlara sahip çıkıyorum diye bana kızıyorlar” diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bana FETÖ'cü diyorlar. Benim bütün hayatım FETÖ örgütü ile mücadeleyle geçti ama benim hayatım insan hakları, demokrasi mücadelesi ile geçti. Yenikapı'da da 12 madde halinde saydım. Siyasete, kışlaya, camiye siyaseti sokmayın dedim. Bunlar üzerinde siyaset yapılmaz. Kimse anne babasını seçme özelliğine sahip değil. Hepimiz anne ve babamızla gurur duyuyoruz. İnanç üzerinden siyaset yapılmaz. Biz inancımızı anne, babamız ve çevremizden alırız.”
“Dünyada böyle başka bir devlet yok”
Rusya ile ilişkiler konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, 'Putin geldi, gayet güzel. Rusya ile ilişkilerimiz düzeldi, gayet güzel. Bütün komşularla iyi olmak isteriz. Devleti yönetenler devletin geleceğini düşünmek zorundadırlar. Devleti yönetenler devletin geleceğini risk altına sokmamak zorundadırlar. Enerjide yüzde 50'nin üzerinde Rusya'ya bağlıyız. Dünyada böyle başka bir devlet yok. Yarın ilişkiler bozulduğunda düğmeye basılacak enerji bitecek. Kimse başka bir devlete kendisini bağımlı hale getiremez. Bunu düşündük mü? Devlet yönetimi sıradan değildir. Liyakat esası vardır. İşi ehline vermek adaletinde bir gereğidir” şeklinde konuştu.