Kim boyadı kumsalın taşlarını?

Gülümsemesi adeta yüzüne yapışmış Sait Ebinç'in konuksever annesi, Amik bahçelerinin en ulu noktasındaki evlerinin balkonunu gösterdi. O söylemedi ama ben aklından geçeni:

'Buradan seyir çok güzel olur. Suphan Dağı sanki komşumuz gibidir. Eteklerinde uzanıp giden Van Gölünün sadık bekçisidir.'Gibi okudum.

Güneş usulca akıp giderken güney çizgisinden tozlu yolda ilerleyen aracını durduran Nihat:

'Burası güzel. Ne dersin hocam?' Dedi.

Motorunu susturmaya kalmadan attım kendimi otomobilden ve yürürken soydum gömleğimi bedenimden ve bıraktım kendimi Suphan Dağının aşkı Van Gölünün kollarına.

Akdeniz'in Ağustos'ta hoşafa dönmüş suyu gibi değildi gölün suları sepserindi ve bir ürperti olup yapıştı her yanıma… Doğuda geride bıraktığımız Amik kalesinin ta ucundan buraya kadar uzanan koca deniz gibi duran Van Gölünün haritadaki uzayan boynundaydım. Kulaçladım sodalı suları ve bir yandan da yıllar önce yeğenim Ömür ile gölde yüzerken söylediği o dörtlüğü haykırmaya başladım:

-Van Gölüne gelmişem/Semaveri yakmışam/Canavarı görünce/Korkudan sararmışam.

Sonra Nihat'ın telefonuma zil olarak kaydettiği Bizim elleri türküsünü mırıldandım:

-Oy bizim eller/ Ne güzel eller…

Sesime ses verdi sanki martılar. Sürü halinde dolandılar başımın üzerinde sonra sahilin rengârenk kumsalının üzerine büyüleyici bir disiplinle sıralandılar.

-Bu sudan çıkmam Nihat! Diye seslendim elindeki cep telefonuyla görüntüler kayıt eden arkadaşıma.

Yüzdüm yüzdüm… Nasılda kollarına almıştı mavi sodalı sular. Eh ne de olsa Van Gölü çocuklarındandık… Geçmiş günlerde yaz geldiğinde büyüklerimiz bizleri gölün kıyılarından toplardı.

Sonunda yoruldum, kıyıya doğru yüzüp kumsala çıktım.

Onca geride bırakılan çöplere rağmen komsaldaki taşlar bir yakamoz gibi parıldamaya devam ediyordu… Ve kumlar, taşlar renkliydi. Mavi ile lacivert arası, kırmızı ile mor karışımı, beyaz ve grinin alaşımıyla renk cümbüşü içindeydi kumsal…

Karadeniz, Ege, Akdeniz kıyılarını düşündüm… Oradaki tek renklilik Van Gölü kıyılarında renk cümbüşüne dönüşmüştü. Sodalı suyun yarattığı bu kimyasal dönüşüm, Van denizini büyüleyici kılan özelliklerden bir oluyordu.

Öyle ya… Van Gölü kıyılarında yaşayan çocukların saçları ve kaşları yaz boyunca sapsarı kesilirdi. Kumsalda sürekli kıyıyı vuran dalgalarla yerde görkemli bir gökkuşağı oluşturuyordu. Hani sorsanız bana:

'Kim boyadı Van denizinin kumsalındaki taşları?' Diye… Yanıtım boynumu bükmektir, doğanın o muhteşem ressamlığına.

Bakmadan Geçme