Kırların Narin Çiçeği Gelincik
Ümran Öztürk yazdı...
Kırmızı gelincikler, birbirinden uzak narin çiçeklerdir. Sevip de kavuşamayan sevdalıları simgelerler.
Kırmızısı aşkı, toprakta belirli aralıklarda boy vermesi ise vuslata eremeyenlerin sembolüdür. Kavuşması olanaksız ayrılıkları ifade eden bu çiçeğin boynunu büküşü kaderine razı olanların hüznünü ifade eder bir bakıma.
Gelincik; hassas yapısı ile de ince ruhlu, duyarlı insanlarla özdeşleşmiştir hep. Yapraklarının kırmızılığı ve kadifemsi dokusu kişinin yüreğinin inceliğini, siyah çizgileri ise hassaslığını simgeler.
İncecik boynu, çok şeffaf ve tül kadar ince kıpkırmızı yaprakları kına gecesine hazırlanmış kırmızı duvaklı bir gelini çağrıştırır.
Doğada mor, pembe, fuşya, turuncu hatta beyaz renkte olan gelincik de bir bakıma yalnızlığın, tarlaların, ovaların, dağların, yamaçların, ağaç diplerinin yalnızlığını çağrıştırması yanında, hafif bir esintide hemen savrulan, bir deniz misali dalgalanan, dokunulduğunda hemen solan, koparıldığında boynunu büken küçük nazlı bir kız çocuğunu da bize terennüm eder gibidir.
Pek çok efsanede şehitlerin defnedildiği yerde gelincik çiçeği bittiği rivayet edilir. Gelincik çiçeği Çanakkale Gelibolu'da şehitlerin kanına benzetildiği için “kan çiçekleri” olarak da adlandırılır.
Gelincik, edebiyatımızda da kendine müstesna bir yer edinmiştir. Özellikle divan edebiyatı şiirlerinde sevgilinin yanaklarına benzetilerek özel bir yeri vardır.
Alternatif tıpta da kullanılan Nisan ve Mayıs aylarının çiçeği olarak da bilinen gelinciğin tohumunda yüksek oranda çinko vardır. Bu yüzden gelincik çiçeği beyaz kan hücrelerini arttırır ve bağışıklığı güçlendirir. Kepekli saçların tedavisinde kaynatılarak kullanılan gelincik çiçeği ağrı kesici özelliğe de sahiptir. Bitki çaylarından biri olan gelincik çiçeği çayı, halk arasında hafif baş ağrılarının tedavisinde kullanıldığı bilinir.
İçeriğinde bulunan antioksidanlardan dolayı gelincik çiçeğinden yapılan macunlar, cildin daha parlak, sağlıklı ve canlı görünmesini sağlar. Gelincik çayı vücudun rahatlamasını ve sakinleşmeyi sağlarken, yorgunluğu alır. Halk arasında kemik erimesi riskini azalttığı bilinir.
Sofralarımızda Gelincik
Balıkesir ve çevresinde de gelinciğin taze yaprakları zeytinyağında kavrularak tüketilirken, Ege'de gelincik otu kavurması, gelincik otu yoğurtlaması, gelincik otu çorbası, yeşil yapraklarından yapılan gelincik köftesi, ayrıca börek, meze, salata ve kavurması sofralarda
yer alırken Bozcaada'da da sıcak yaz günlerinde gelincik şurubu ve şerbeti içilir. Gelincik reçelinin nefaseti sabah kahvaltılarına ayrı bir lezzet, ruhumuza da ayrı bir hoşluk katar.