Konservatuarımıza Sahip Çıkalım

Bunun ne önemi var? Bunun çok önemi var. Çünkü Türk Müziği gibi zengin ve girift bir ulusal müziğin araştırılması, öğretilmesi, gelecek nesillere aktarılabilmesi için bu konservatuar elzem.

Sanırım Türk Müziği Devlet Konservatuarı'nın akıbeti ile ilgili değerli yazarımız İkram Kali yazdı. Gene de konservatuarın durumu hakkında ne kadar düşünürsek düşünelim az.

Konservatuarımız kapatılacakmış ve yerine başka bir bölüm açılacakmış.

Her şeyden önce Türk Müziği, kendi başına bir değer. Dolayısıyla kendi kuramsal yapısı içinde incelenmesi gerekiyor.

Bunun yanı sıra Türk Müziği, mesela iki telli kopuz ve dombradan, tambura bağlamaya, oradan tambura evirilen bir 'müzik teknolojisinin' büyük tarihini barındırıyor.

Daha da önemlisi Türk Ulusu'nun duyuşu ve söyleyişle biçimlenmiş eserleri ile ortak olarak kullanılan makamlara rağmen uluslaşmış bütün Müslüman toplumlardan çok daha özgün bir yapı sergiliyor.

Türkiye'de özellikle taşra üniversitelerinde akademik personel sıkıntısı çekildiği hepimizin malumu. Yalnız buna rağmen misafir öğretim üyeleri ile sürdürülen bölümleri gördüğümüzde, konservatuarın kapatılmasında bunun bir bahane olamayacağını da itiraf etmemiz gerekiyor.

Kaldı ki müzik konusunda lisans düzeyinde bilgisi olan pek çok öğreticimize, gerekirse yüksek lisans ve doktora yaptırılarak yerel insan kaynaklarından yararlanılarak kadro eksikliği giderilebilir. Yani istenirse çare bulmak hiç de zor değil.

Ama bu buzdağının görünen yüzü. Asıl büyük tehlike , Türk Müziğinin, batı kulağı , icrası ve tekniği ile unutturulmaya çalışılması.

Van Türkiye'nin doğudaki incisi.

Bu şehir, cumhuriyetimizin bir uygarlık burcu gibi yükseliyor doğuda.

Onu var eden türkülerimizi ve şarkılarımızı unutturmayalım.

Türk Müziği Devlet Konsarvatuarı'mıza sahip çıkalım.