KPSS' de bitmeyen şüphe!

Her yıl olduğu gibi bu yılda üniversiteler mezun vermeye başladı.
Dün bir okurum Van 100.Yıl Üniversitesi'nin 2000 (yazıyla da belirtmeliyim, iki bin öğrenci verdiğinin haberini göndermiş. İletisinin son cümlesini de:
'Bunlara iş alanı yaratıldı mı?' Sorusuyla bağlamış.
Okur iletisinde düşündüm. Üç yıl önce mezun olmuştu kızım.
Ailece düğüne gider gibi Isparta'ya gittik. İçimiz içimize sığmıyordu. Mezuniyet yeri olara Isparta Atatürk Stadyumu seçilmiş.
Stadyuma büyük bir izdiham içinde girdik. Her yer kalabalıktı. Sokaklar, caddeler adeta insan seliydi.
Süleyman Demirel Üniversitesinden mezun olan gençlerin anne ve babaları, kardeşleri, yakınları uzak dememiş kalkıp o önemli güne gelmişti.
Hava sıcak ve ağırdı. Stadyumun kapalı tribünlerinde yer kapanlar şanslıydı. Bize açık tribün rast gelmişti. Bir yer bulup oturduk. Allah'tan aldığımız gazeteler var. Sayfalarının bir bölümünü oturduğumuz yerle serdik, diğerlerini de başımıza güneş geçmesin diye şemsiye gibi kullandık.
Tören başlamadan öğrencileri gruplar halinde stadyuma aldılar. Ellerinde kepleri, üzerlerinde cüppeleri vardı.
Koca stadyum bir saat içinde silme öğrenciyle doldu. Top koşturulan alanda toplu iğne başı kadar boşluk yoktu.
Sadece Süleyman Demirel Üniversitesinde yapılmıyordu mezuniyet töreni. Ülkenin dört bir yanında… Üniversite olan her kentte… Ve her stadyum böyle silme öğrenciyle dolmuştu.
Stadyumu dolduran anneler, babalar, yakınlar heyecanlıydı. Tıpkı stadyum alanını dolduran yüzlerce mezun olacak genç gibi.
Eski Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel bir konuşma yapmış ve ardından kepler havaya saçılmıştı. Tribünlerde bizler ayakta gençlerimizi alkışlıyorduk.
Okurumdan gelen iletideki soruyu, 7 ve 8 Temmuz günü yapılan KPSS sınavından sonra ekranlara gelen haberlerde bir baba olarak bende kendi kendime sormuştum.
-Ne olacak bu gençlerin yarını?
-Bu gençlere iş alanı yaratılacak mı?
Eğri oturup doğru konuşalım.
Artık genel merkezli sınavlara da, özel ve yerel sınavlara da herkes kuşkuyla bakıyor!
Bakınız, BDP Milletvekili Sayın Sırrı Süreyya Önder bir iddia ile gündeme düştü.
'KPSS soru kitapçıkları Diyarbakır'da 25 bin liraya pazarlanmış!'
Bunu diyen kim? Türkiye Cumhuriyetinin bir milletvekili!
Hadi bu iddiayı da geçelim… Şu an üniversiteden mezun olmuş ve KPSSS sınavına girmiş kaç gencin ve ailesinin aklı ve yüreği rahat…
Türkiye'nin o eski hastalığı:
'Hamiline kart!'
'Dayın var mı?'
'Partiden adam buldun mu?' Soruları beyinleri bir kurt gibi hala kemiriyor mu?
Ancak şehir efsaneleri de durmuyor…
'Cemaate yakın olacaksın!'
'Adamını buldun mu iş hazır!' Gibi fısıltılar; gençlerin umutlarının ve tüm beklentilerinin üzerinden bir silindir gibi geçiyor.
Siz bütün bu olup bitenler karşısında:
'Eskiden de bunlar yapılıyordu.' Dediniz mi; hak ve hukuku ilkel öç duygularına yedirmiş olusunuz.
Her yıl… Ama her yıl binlerce genç stadyumları dolduruyor…
Hepsinin yüreği bir kuş yüreği…
İşsiz kaldıkları her yıl bir karabasan gibi üstlerine yıkılıyor.
Umut, umutsuzluk olup bir cendere gibi bedenlerini ve ruhlarını sarıyor.
Diyorum ki:
-Yazıktır efendiler!
-Kıymayın gençlere!
-Yok etmeyin umutlarını!
Ve bir yurttaş olarak ben; şu günlerdeki iddialara bakarak, açıklamaları izleyerek, şehir efsanelerini izleyerek… Bir baba yüreğiyle ellerimi yaratana açıp:
-Kim ki, hangi güç ki, gençlerin eşitlik hakkını yok ediyor, alavereler dalaverelerle onları ayırıp bölüyorsa, haklarını gasp ediyorsa; bu cihanda da, o cihanda da iki elimiz yakalarında olsun, Allah müstahaklarını versin! Diyorum. Duyuyorum sizleri:
'min!' Dediğinizi duyuyorum… vanhaber,haberlervan,şahin akçap,köşe yazıları

Bakmadan Geçme