Kurtulmuş'tan Meclis'e çağrı
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Türkiyedeki idam cezalarının hala TBMM'nin üzerinde 'kara leke' olarak durduğunu belirtti.
2016 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye devam ediliyor. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TBMM Genel Kurulunda görüşülen bakanlığına bağlı kurumların 2016 yılı bütçeleri üzerinde Hükümet adına konuştu.
Sözlerine, '28 Şubatın ve 28 şubatların geride kalmasını temenni ediyorum' diyerek başlayan Kurtulmuş, 'Bir daha bu memlekette 28 Şubat, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi bir kısmı açık, bir kısmı postmodern darbeler olmaz' dedi. Kurtulmuş, Meclis'in hep açık olmasının, farklı kanaatlerdeki siyasi görüşlerin dile getirilmesinin büyük bir imkan olduğunu vurguladı.
Kurtulmuş, 28 Şubat döneminde büyük mağduriyet yaşayan, iktidardan zorla alınarak uzaklaştırılan dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ı rahmetle andı.
'TÜRKİYE'DEKİ İDAM CEZALARI HALA TBMM'NİN ÜZERİNDE KARA LEKE'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, TBMM Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Türkiye'deki idam cezalarının hala TBMM'nin üzerinde 'kara leke' olarak durduğunu belirtti ve 'Geçmişte bu idam cezalarına kim imza atmışsa atmış ama sonuçta bugün Türkiye'de bir Meclis var' dedi.
KURTULMUŞ SÖZLERİNİ ŞÖYLE SÜRDÜRDÜ:
'Gerçekten Adnan Menderes'in,12 Eylül'deki idam cezalarından, Deniz Gezmiş'in idam cezasından rahatsızsak haydi buyurun dört parti burada, Meclis olarak bütün idam cezalarının bütün hukuki altyapısını kaldıralım ve Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda büyük bir adımı atalım' diye konuştu.
'MECLİS İSTERSE ORTADAN KALDIRABİLİR'
İdamlar üzerinden muhalefet yapmayı asla doğru ve siyaseten şık bulmadığını ifade eden Kurtulmuş, 'Bu teklifi bir kere daha söylüyorum; Türkiye'de Adnan Menderes'in de diğer idam cezalarının da hepsi Türkiye'nin hukuk sistemi bakımından önemli parametrelerdir, bu Meclis isterse bunu ortadan kaldırabilir' şeklinde konuştu.
'ANAYASA YAPIMINDA MEDYAYA BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR'
Yeni anayasa yapım sürecinde medyaya büyük sorumluluklar düştüğünü ifade eden Kurtulmuş, Meclis'teki medya kökenli milletvekilleriyle zaman zaman bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunmayı önemsediklerini söyledi.
Türkiye'ye karşı kasıtlı olarak yürütülen uluslararası algı operasyonlarına karşı ülkenin düzgün bir şekilde anlatılması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, '64. Hükümet reform Hükümetidir. Türkiye dünyanın henüz birinci ligine çıkmamış ama play ofta oynayan ülke olarak daha ileriye gitmek noktasında iken maalesef terör dayatmasıyla karşı karşıya kalmış, onun getirdiği ağır sonuçlarla burun buruna gelmiştir' dedi.
'OYNANAN OYUNUN ADI İKİNCİ SYKES-PICOT'DUR'
Kurtulmuş, bir asır önce yarım kalmış hesabın kapanmasını isteyen bazı çevrelerin, Türkiye'ye 2016 yılında yeni bir siyasal gündemi dayattığını söyledi. Kurtulmuş, şöyle konuştu:
'1916-2016, 100 yıl önce, bütün geniş coğrafyada lime lime edilmiş büyük imparatorluğun çocuklarını şimdi tekrar dağıtmak, parçalamak, bölmek istiyorlar. Oynanan oyunun adı ikinci Sykes-Picot'dur. Bu ikinci Sykes-Picot'nun uygulanmaya geçişinde, birtakım terör örgütlerinin taşeron olarak kullanıldığından şüphemiz yoktur. Kimi yerde bu örgütün adı DAEŞ'tir, kimi yerde PKK'dır, kimi yerde başka bir örgüttür. Hiçbir terör örgütü tek başına değildir, hepsinin arkasında birtakım istihbari, lojistik, silah, maddi ve siyasi destekler vardır. Türkiye bu bölgenin kilit taşıdır. Eğer bu kilit taşını söküp alırlarsa bu coğrafyanın kalan unsurlarını da dağıtırlar. Geniş büyük oyunu, bu resmi görmediğimiz takdirde, sadece büyük güçlerin maşa olarak kullandıkları birtakım unsurları görür ve onlarla mücadele ederek sonuç alacağımızı zannederiz.'
'ÜMİT EDİYORUZ TÜRKİYE ve RUSYA ESKİ İLİŞKİLERİNE DÖNER'
Bazı medyanın, Rusya ile yaşanan uçak düşürme meselesinde iki ülke arasında uzun süreli düşmanlığın ortaya çıkmasını sağlayacak yayınlar yaptığını kaydeden Kurtulmuş, 'Rusya ile Türkiye, birçok alanda ortak ilişkileri olan komşu iki ülkedir. Ümit ediyoruz ki birçok konuda siyasi olarak görüş ayrılığımız olmasına rağmen bu durum düzelir, iki ülke eski ilişkilerine bir müddet sonra döner' diye konuştu.
'MİLLET HEP BERABER EL ELE BU SÜRECİ GERİDE BIRAKACAK'
Türkiye'nin 35 yıllık terörle mücadelesinin maliyetinin o günün hesabıyla 1,5 trilyon dolar olduğunu ve 40 binin üzerinde insanın öldüğünü vurgulayan Kurtulmuş, 'Türkiye'nin 1,5 trilyon doları eğer terör marifetiyle çalınmasaydı, Türkiye bugün 20-25 sene ilerideydi. Bundan sonra aklımızı başımıza almamız lazım. Terör çok daha ağır şartlar içerisinde bölgeyi kuşatmıştır. İstiyorlar ki Türkiye Suriye olsun, Irak olsun, Mısır olsun, siyaseten yönetilemez bir ülke olsun. Biz de diyoruz ki hayır, bu millet hep beraber el ele, gönül gönüle vererek bu süreci geride bırakacak ve inşallah yekvücut olarak yoluna devam edecektir' değerlendirmesini yaptı.
Numan Kurtulmuş, dünyanın en iyi korunan ve en deneyimli istihbarat örgütüne sahip şehirlerinden Paris'te eş zamanlı olarak 8 yerde terör saldırısı yapabildiğini kaydederek, 31 Aralık'tan bu yana istihbarat birimlerinin yakaladığı ve engellediği canlı bomba eylemlerine ilişkin olayları anlattı.
İMC TV'NİN KAPATILMASINDA RTÜK'ÜN DAHLİ YOK'
'İMC Televizyonunun kapatılmasıyla' ilgili olarak, Kurtulmuş, 'İMC Televizyonunun kapatılmasında RTÜK'ün hiçbir dahli yoktur. Çünkü RTÜK Türksat'a ait olan bir kanaldaki konumun değiştirilmesini emredebilecek bir yasal yetkiye sahip değildir. Savcının tavsiye mahiyetindeki yazısı üzerine Türksat, İMC TV'yi bulunduğu alandan dışarıya çıkarmıştır, mesele bundan ibarettir. Hükümet olarak Türksat'a ve RTÜK'e talimat verme noktasında değiliz' ifadelerini kullandı.
'BİRİLERİ TÜRKİYE'Yİ TEKRAR AŞAĞI İNDİRMEK İSTİYOR'
Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini, bu süreçten çıkış yolunun reform istikametinde yürüyüşünü hızlandırması olduğunu anlatan Numan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
'Biz bu reformları hep beraber Parlamentonun iradesiyle el ele yapabilme becerisini gösterebilirsek, ekonomi, siyaset ve hukuk alanındaki reformlarımızı yaparsak... Her biriniz takdir edeceksiniz ki 12, 15, 20 sene evvelki Türkiye, siyasi, ekonomik sistem ve reformlar açısından baktığınızda mesafe alınmış. Yeterli mi, değil... Henüz süper lige çıkmadık, play-off'ta oynuyoruz. Birileri Türkiye'yi tekrar aşağı indirmek istiyor, biz de Türkiye'yi yukarıya, süper lige çıkartacağız. Bunun yolu, karşımızdakinin ne dediğini anlamaya çalışmaktan geçiyor. Eleştirilerimizi açık, net, yürekli şekilde ortaya çıkarmaktan geçiyor. Biz de bunları dinleriz. Ama sonuç itibarıyla Türkiye'nin herhangi bir şekilde bu reform istikametinden geri gitmesi, bu çatı altında bulunan ve bulunmayan siyasi partilerin tamamının aleyhinedir. Dolayısıyla Türkiye'nin iktisadi reformlarını tamamlaması lazım, bu dinamik bir süreç, zaman içinde yenilenmesi lazım. Siyasi reformlarını tamamlaması lazım. Türkiye'nin hukuki reformlarını, başta Anayasa, diğer antidemokratik yasalar olmak üzere bunları tamamlaması lazım. Bunu birileri başka bir yerden gelip yapmayacak. Birilerinin telkin, tavsiyesiyle bunlar olmayacak. Emri alacağımız yer bellidir. Milletin kendisinden, 80 milyonun tamamından bu emri alacağız. İnşallah burada oluşan milli irade istikametinde de reformlarımızı da tamamlayacağız.'