Kuşların Kalbine Cemre Düşüyor

Zamanın saçlarından yakalayamıyoruz. Yaydan çıkan ok gibi. 'Kimine göre dem, kimine göre varlık' diyor Cemil MERİÇ. Zaman dost. Zaman kin.Zaman umut.Zaman düşman.Zaman sevgili.Zaman yaşamın kendisi.Zaman eskiten,eskitemediği sadece kendisi.
Işıklı bitkiler arasında. Işıklı balıkları görüyorum Van Gölü'nün kenarında. Her yakamozun arasında güneş. Yeniden bir başka güneş daha. Günlerdir yüreğimde cemreler.Kibrit tutsam alevlenecek.Suların arasında dinmeyen öfkem.Simsiyah,taranmış saçlı bir eda ile geçti yanımdan Kunla Kuşu. Bilinmeyen lemden misafir gelen Flamingolar, yeniden dizilmiş göl kenarına saf saf. Aşkı bir dantel gibi kalbimize işlemeyi öğütlüyorlar gibi.
Birinci cemre havaya, ikincisi suya düştü. Üçüncüsü ise yüreğimden hiç çıkmıyor. Kor durumda olan cemre.Kuşlardan bilirim cemrelerin düştüğünü, ya da konakladığını. Her kuşun simgesel anlamı ve hikyesi vardır. Mesela Ardıç kuşunun ilk görünmesi baharın müjdecisidir. Ardıç ağacını biliriz. Bu kuşla o ağacın ortak hikyesi vardır. Üzüm renginde ve büyüklüğünde tohumu. Yere ektiğinizde filizlenmez. Ancak bir ardıç kuşu yutup sindirmez ve dışkı olarak atmazsa o tohum filizlenmez. İşte bu yüzden onu bir ağaca çevirmek istiyorsak mutlaka bir de ardıç kuşu yakalamalıyız. Yani Kunla Kuşunu. Yine damların yangından korunmasını istiyorsak gözümüzü kırlangıçlardan ayırmayız. Hele hele ruhumuzu cennete taşıdığına inandığımız ve her yıl bizim yerimize Efendimizin yanına giden Hacı Leylek. Ve daha ismini sayamadığım birçok kuş bize çok şey anlatır.
Bir gün filozof, kendi türleriyle uçmayı reddeden iki ayrı cins kuşa rastlar yol kenarında. Merak eder bu iki farklı yaratığın nasıl olup da kendi aileleriyle, ait oldukları yerlerde yaşamak istemediklerini, nasıl olur da bir yabancıyı kendi kardeşlerine tercih ettiklerini.Biri karga, biri leylek...Bu iki zıt kuşun birbirini sevdiğine, birlikte uçtuğuna ihtimal vermez. Çünkü çok farklılar.Karganın karga ile Leyleğin leylek ile uçması gerektiğini düşünür.Yaklaşır ve merakla inceler kuşları.Her ikisinin de topal olduğunu keşfeder.
O zaman anlar ki, birlikte kaçar, birlikte uçar, birlikte yaşarlar beklenenlerin yanında tutunamayanlar. O zaman anlar ki, sahip oldukları değil, sahip olmadıklarıdır kimilerini birbirlerine yakın kılan.Topal kuşlar birbirlerinin kusurlarını bilir, sömürmek ya da örtmek yerine kabullenirler. En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır. Aynı şekilde zengin, aynı şekilde mesut olanların ortak paydaları sabun köpüğü gibidir uçar, söner. Ortak acı, ortak hüzün, ortak pürüzdür esas yakınlaştıran, yaklaştıran.
Kuşların binlerce yıl geçmişi vardır Van Gölü'nün kenarında. Ortak acıları, ortak yoksunlukları, yaşanan hüzünleriyle. Kuşların dili vardır. Kuşların hikyeleri. Kuşlar çok şey anlatır.
Ardıç ağaçları esintisini istiyoruz Van Gölü'nün kenarında. Uzaklardan değil. Anadolu'nun kıraç topraklarında yeşeren ardıç ağacının dalında bekleyen Kunla'dan.
Cemre düşmesin Van Gölü'nün kenarındaki telli turnalara, yani flamingolara… Sevgi ile Kalın vanhaber, van, haber, van haber vangölü, cemre, düşme, kuş, kalp, vedat yazıcı

Bakmadan Geçme