Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri


O ESKİ VAN UNUTULMAZ

ÜMİT KAYAÇELEBİ

Aradan ne kadar zaman geçse de

Unutulmaz o eski Van unutulmaz

Geçen zaman mazi oldu dese de

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Çomar Bölükbaşı destanı hala dillerde

Tamara yaşıyor sevdalı gönüllerde

Artos baba da geziniyor yellerde

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Sultan Hamamı olsaydı da yıkansaydık

Barek Çeşmesinde de abdest alsaydık

Bicaniyede de sabah namazı kılsaydık

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

İskele Kapı ve Orta Kapı virane

Paşa Mehlesinde de yok mamur hane

Çadırcı da yerle birdir bozahane

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Oynayan yok şimdi Dingo ile Neriyi

Bir bilen yok şimdi Lorke ile Nariyi

Çalan mı var şimdi Peyda ile Kirşiyi

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Davut Telli ve Hayreti'nin yaşadığı

Kavacı Recep'in de dolaştığı

Aşık Emrah'ın Selvi'yle kucaklaştığı

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Cemal Kahvecioğlu'nu hatırlayalım

Azaldı Bahçesinde göveng tutalım

Feride Gülaldıyı'da gelin analım

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Muhbet Eze hem çaldı hem söyledi

Ali Boya ‘Havada bulut menem' dedi

Dursun Uzel ‘Hey Evroyu besteledi

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Hıdır Nebi ve Koç Katımı kutlanırdı

Safi Bağında Tiringo oynanırdı

Ali Rıza Paşa'ya da ağıt yakılırdı

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Çil horozun maslına doymazdık

Koca Neneyi de hiç unutmazdık

Darb-ı mesellerden asla bıkmazdık

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Cemal Bey gövengde çekerdi başı

Tango Ağa da onun has arkadaşı

Tosun Özister'de Hüseyinin gardaşı

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Emir Alim Bağında geziyor Caihani

Sadi Yılmaz'ın dilinde hep ‘Zülfani'

Ceberut söylerdi: ‘Kekliğim bağla beni'

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Dört fiatın sahibiydi Ali Panganot

Hazır cevap Ömer ağa kırmıyordu pot

Bizim Sofi de satardı cacığla, gurut

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Bahri Aldemir'in ‘Filito Kuta' sı var

Zekiye Ortasaçın ‘Amiğin şarkısı' var

Hikmet Çinkılıç'ın ‘Hacer' oyun havası var

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Gelin Hüsnü Bulca'yı yad edelim biz

Sıdık Baş'ı bahse konu edelim biz

Abbas Güvenede rahmet okuyalım

Unutulmaz o eski Van unutulmaz.

**

Hiç Tartışmasız çok güzeldir bizim eller

Ali Manav bağında da açar hep güller

Halay çeker toylarda Koçyiğitler

Unutulmaz o eski Van unutulmaz

GÖNLÜMÜN İNCİSİ

ABDULNASIR TUNÇ

Seni haykırmakta, cılız avazım

Yurdumun, gönlümün incisi Van'ım

Şanını yazmakta, aciz kalemim

Yurdumun, gönlümün incisi Van'ım.

Sen gönlüme sultan, canıma cansın

Damarımdaki hayat veren kansın

Gönlümde emsalsiz vatansın

Yurdumun, gönlümün incisi Van'ım.

Güneş batışla zer olur gölüne

Doğuşu söz olur, sevda diline

Nağme incilenir , aşığın kalbine

Yurdumun, gönlümün incisi Van'ım.

Maviş , miyavıyla yarı kandırır

Bağı, bahçesi İrem'i andırır

Tarihi, milletimi şahlandırır

Yurdumun , gönlümün incisi Van'ım

Tad var balık, ekmek, tuzunda

Bal, şeker akar suyunda, buzunda

Canlar eğilir, Hakkın huzurunda

Yurdumun, gönlümün incisi Van'ım.

İnsanı “gardaş “ der dosta, düşmana

Kini, nefreti bırakır bir yana

Sevdasıyla köz olur yana , yana

Yurdumun, gönlümün incisi Van'ım.

Şelale hu...hu... dercesine hep akar

Edremit sevgiyle, sevdama bakar.

Van dilberleri , yiğitleri yakar

Yurdumun, gönlümün incisi Van'ım.

Tunç der; ben bilirim, alem ne bilsin

Bihaberler kini, nefreti silsin

Ruhumuzda birlik, şenlik dirilsin

Yurdumun, gönlümün incisi Van'ım.

EY GÖNLÜMÜN İNCİSİ ŞİRİN VAN

KURTULUŞ GÜNÜN KUTLU OLSUN

VAN GİBİYİM...

YAŞAR ADIYAMAN

VAN gibiyim artık..

Gülmeyi Tamara'nın gözlerinden Van denizine bıraktım...

Vefayı seçtiğimiz seçicilerin samimiyetsiz bakışlarına sattım

Van kalesi kadar yorgun...

Van evleri kadar yıkık...

Akdamar adası kadar vedalara alışık...

Cumhuriyet Caddesi kadar kalabalık...

İpekyolu kadar sıkıcı....

Edremit gibiyim yani...

Uzaktan bakınca ışıl ışıl

Ama aslında

Yorgun,bitkin,tükenmiş...

Ama hala dimdik ayakta...

VAN gibiyim kimsesiz

Güneşin baştacı Tuşba kadar sıcak

Bahçesaray kadar berrak

Unutulmuş Çarpanak kadar kırılgan

Muradiye şelalesi gibi gürül gürül akan

Şeytan köprüsü kadar tarih kokan

İn mağarası kadar unutulmuş

Sessiz ve sahipsiz...

VAN gibiyim

Her şeyi olan, ama hiçbirşey olmayan

İnsanların elinde harabeyim

Van gibiyim yani aziz

Otogar kadar aciz

Saray kadar sessiz

Çatak kadar dipsiz

Özalp kadar belirsiz

Başkale kadar sahipsiz

Muradiye kadar kimsesiz

Erciş kadar ayrılık düşlüyorum artık

VAN gibiyim yani

Van kedisi kadar ayrıcalıklı

Erek kadar sahici, artos kadar aşık

Bahçesaray gibi otuziki viraja tanık

Gevaş kadar yeşil

Gürpınar kadar muştu

Van balığı kadar

Umutlu baharlar bekliyorum...

VAN gibiyim yani müsterih

Çaldıran kadar tarih

Depremler kadar virane

Bendimahi kadar samimi

Başkale kadar Anadolu

Erçek kadar gerçek,

Flamingolar kadar narin ve eşsiz

Ama hep eksik vecih bir gezginim

Az taraf, çok dolu duyguluyum....

BENİM DÜNYAM

NURULLAH ÖZDEMİR

Kuru dalın yaprağıyım,

Budur işte benim dünyam.

Çölde vaha toprağıyım,

Budur işte benim dünyam.

Dağ çiçeğim, gönül sızım,

İki oğlum, iki kızım,

Birkaç şiir; tadım tuzum,

Budur işte benim dünyam.

Ne tok gezdim ne aç kaldım,

Ne az geldim ne çok oldum,

Ne renk verdim ne de soldum,

Budur işte benim dünyam.

Delik heybe, eski köynek,

Yırtık çarık, kırık değnek,

Sarp yokuşta topal binek,

Budur işte benim dünyam.

Uyumadan kırkyıl yattım,

Hayâlime rüya sattım,

Kanıma gözyaşı kattım!

Budur işte benim dünyam.

Gördüm sustum kör dediler,

Konuşunca hor dediler,

Koşar adım dur dediler,

Budur işte benim dünyam.

Kördüğümü çöze çöze,

İlmekleri boza boza,

Yumak yaptım sardım söze,

Budur işte benim dünyam.

Üç öğünü üçe böldüm,

Hiçi aldım hiçe böldüm,

Yoksulluğu aça böldüm,

Budur işte benim dünyam.

Dediler ki "al kalemi;"

"Narmânîsin yaz alemi."

Yazdım; visali, özlemi,

Budur işte benim dünyam...

BU GECE

BARIŞ KULOĞLU

Kaşları kemandır yaya benziyor

Gözleri demlidir çay a benziyor

Yaradan yazmış ta aya a benziyor

Kadere rest çektim sen kal bu gece

Zülüfü dökülmüş göze dokunur

Gamzesi şiir dir yüzde okunur

Leblerde türküsü söze dokunur

Sazlara rest çektim sen çal bu gece

Mızrapın telinde şafak türküsü

Notaya sığmıyor uzak öyküsü

Saçları darılmış nifak örgüsü

Örükleri belden, sen sal bu gece

Endamın ahusu ceylan bakışlı

Gözleri sürmeli derman nakışlı

Kipriği kurşundur kovan çıkışlı

Namludan kalbime sen dal bu gece

Hevesim kalmadı paradan, puldan

Güvenim kalmadı dünyadan, kuldan

Vazgeçtim de artık halıdan, çuldan

Her şeyden vazgeçtim sen ol bu gece

Yelkovan durmuşsa ahır çağında

Üzümler bar vermez artık bağında

Bedenim bağlandı senin ağında

Canımı bıraktım sen al bu gece

Vansesi Özel Haber
Yorumlar 1
Nurullah Özdemir 06 Nisan 2023 23:11

Sonsuz kere sonsuz teşekkür ederim efendim..

Bakmadan Geçme