Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

TAKİP ET

SEVERDİM

MUAMMER AHMET SAĞLAM

Ben her şeyi seninle severdim

Gülüşün de gözlerinin pırıltısını severdim.

Geceleyin karanlığın içinden gelip

Beni aydınlatışını severdim.

Sana hasret kaldığım da

Geleceğini ümit etmeyi severdim.

Gözlerimi yıldızlara dikip, hayal etmeyi

Seni düşünerek uyumayı severdim.

Seni görmek istediğim zamanlar da

Günümün neşeli geçeceğini sanmayı severdim.

Bana gelmek istediğini söylediğin de

Sana kavuşma ihtimalimi severdim.

Bana her dokunuşun da, ürpermeyi

Sarıldığın da utanmayı

Seni tenimde hissettiğim de

Tüm hücrelerimin ayaklanmasını severdim.

Ben seni çok severdim

Sen mutlu olduğun da

Beni de neşelendirmeni severdim.

Üzgün olduğum da

Beni mutlu etme gayretini severdim.

Seninle şarkı söylemeyi, sana sarılıp

Sağa sola beraber sallanmayı severdim.

Dans ederken kulağına

Seni seviyorum demeyi severdim.

Ben her şeyi seninle severdim.

Gece uyku tutmadığın da

Seni melek gibi uyurken izlemeyi severdim.

Sen rüyan da gülümserken,

Sana bakıp hülyalara dalmayı severdim.

Sabahları ritim tutmayan sesinle şarkı söylerken

Gülümseyerek uyanmayı, uykulu uykulu sana sataşıp

Yeter kulaklarımın ayarı bozuldu dediğim de

Kalk be uykucu, seni uyandırmak için söylüyorum demeni severdim.

Seninle namaz kılmayı severdim

Seni bana lütfettiği için

Ellerimi sema ya açıp

Rabbimize şükretmeyi severdim.

Ben her şeyi seninle severdim

Benden her gidişinde seni beklemeyi, özlemeyi,

Bana dönme ihtimalini severdim.

Sevdiğim ben aslında her şeyi

Seninle beraberken severdim.

Ben seni çok severdim...

SENE-İ DEVRİYE

ESMA BOLAT

Hüzne mihmanım yine bu gece

Eleminde kayboldum sevdanın

Lebimde tutuklu gizlidir adın

Lâl cümlelerde boğulup kaldım

Ölümümün bu gece sene-i devriyesi…

Can kırığı sadrı derûnumun ahengi…

Sen uykunda benden bî-haber,

Duyar mısın acılarımı bilmem.

Belli belirsiz şavk-î kamer,

Yalnız bak sensiz ve bensiz…

Bir ben naçar, ben lâl, yitik sensiz

Bir gün elbet hâl-i dildâr olacağız…

Meâlsiz kentlerde yalnız kalacağız…

Notalarda geçmişten kalma ezgim

Belirsizdir flu sende kaldı kimliğim

Yitip giden enkazdır her nevi-i rûz'um

Yarım kaldım satırlarda, ah ömrüm

Bir kız kulesi hâlâ hayalimi süsleyen

Bir ben var unutulmuş, seni özleyen

Hasret bana düşer yâr, yanmak bana

Sükûn olsam, feryadım yükselir cihana

İstemezdim veda etmek ahde vefa

Bırakmadın sana çıkan hiçbir sokak.

Geçit vermez mi bu dağlar yüreğine…

Dokun son kez üşüyen sensiz ellerime…

Mevsimlere sığmıyor hüznü derûnum

Buluşturmaz, ayırır demirler can özüm

Bî meal ve ayaz vurmuş bu yüreğime

Kim yoldaş olur hüznümün döşeğine

Sevda sürgünüyüm hüzne mahkûm…

Kim sever benim gibi seni ruhuyla kim…

Sevdam vasiyetimdir derûn sadrına

Kelimelerin ağıtı düşsün ak kâğıdına

Makam-î hüzzam olsun tüm mısralar

Sahra-i ummanda yaralı bir maral ağlar

Açtım avuçlarımı mavimi sana verdim...

Sevdan uğruna bilsen neler feda ettim...

Kalem kırık, mısra yorgun, kâğıt yırtık

Sustu sadrımın kuşları ötmüyor artık

Gidiyorum desem de lâl kalarak sana

Unutmak yok, gömüleceksin benimle türaba.

KARDEŞ KİME DERİM!

ADNAN ÖZKAN

Allah için , vatan için

Ölene ben kardeş derim.

Yanıyorken için için

Sevene ben kardeş derim.

Namazını edip eda

Yardımcısı olsun Hüda

Bu vatana canım feda

Diyene ben kardeş derim.

Haramı evine sokma

Şu ülkeye nankör bakma

Helal kazanç, helal lokma

Yiyene ben kardeş derim.

Haysiyet uymaz namerde

Selam olsun nice merde

Takva libasın heryerde

Giyene ben kardeş derim...

Davayı paraya satmaz

Ellerin altına yatmaz

Ak sütüne haram katmaz

Birine ben kardeş derim...

Tasamız yok bir oy için

Bunca telaş, kavga niçin

Benim davam Allah için!

Diyene ben kardeş derim.

Birlik duygusu sinede

Aklı, fikri Türkiye'de

Türkü, Kürdü bir kefede

Görene ben kardeş derim.

Özkani der , yazmak lazım

Oyunları bozmak lazım

Geçiyorsa ona nazım

Çekene ben kardeş derim.

BAMBAŞKA KONDUN BU GÖNÜL TAHTIMA

HALİSE TEKBAŞ

Kaderim derim gülmeyen kara bahtıma,

Bana aşk oldun, yar oldun biliyorsun.

Sen bambaşka kondun bu gönül tahtıma.

Bana aşk oldun, yar oldun biliyorsun.

Günlerim geçmez oldu uzaklardayım,

Gelmediğim zaman bil ki ahuzardayım.

Yaşamak seninle güzeldi zordayım

Bana aşk oldun, yar oldun biliyorsun.

Ne söylersem söyleyeyim hayatıma

Sen bambaşka kondun bu gönül tahtıma

Kapım açık gir, giriver yaşantıma

Bana aşk oldun, yar oldun biliyorsun

SİZ DE BENİ ÖLDÜ SAYIN…

SONGÜL YURDAGÜL

Agustos ta üşüyorum

Siz de beni öldü sayın

Son yapraktım düşüyorum

Siz de beni öldü sayın

Umutlarım yorgun düştü

Sevdiklerim haddi aştı

Sabrım dersen çoktan taştı

Siz de beni öldü sayın

Serçe gibi tünemiştim

Ölenleri kınamıştım

Hepinizi sınamıştım

Siz de beni öldü sayın

Bu gün değil yarın belki

Yaşanacak gerçek bil ki

Bu dünyanın fani halkı

Siz de beni öldü sayın

Bahçe oldum dalım yoktur

Umman oldum salım yoktur

Anlatacak halim yoktur

Siz de beni öldü öldü sayın

Olmasa da taze mezar

Tükenirim azar azar

Sevdiklerim onu kazar

Siz de beni öldü sayın

Ne yuvam var ne de yurdum

Sormayın ki neler gördüm

Atımı guruba sürdüm

Siz de beni öldü sayın

Terazide hile yapan

Dünyanın malına tapan

Haksızlıkla hisse kapan

Siz de beni öldü sayın

Yerim belli yurdum belli

Boşa hayal kurdum belli

Herkes bilir derdim belli

Siz de beni öldü sayın

Ana bacı evlat gardaş

Hepinize oldum sırdaş

Bir atadan yedi kardeş

Siz de beni öldü sayın

Efruze'nin miladıdır

Kısa ömrün miadıdır

Yaşam ölümün adıdır

Siz de beni öldü sayın

YAKTIM

GÜN SEMRAY

Karanlık yandı

Hayallerinize sarılın

Bir düş görün

Gelinciklere şarkı söyleyin

Papatyalara sormayın

Sevip sevmediğini

Yüreğinize sorun

Sevgide şüphe olmaz

Şüpheniz varsa

Vazgeçin

Korkmayın yaşamaktan

Dinleyin bu yaş almış insanı

Yaşamaktan korktuğumuz her şey

Gün geliyor özlem oluyor

Yaşayın

Elalemi elaleme bırakın

Sözlere değil

Sözün sahibine bakın

Kanmayın, kandırılmayın

Çokça sevin

Ama en çok kendinizi sevin

Gün doğumunu izleyin

Ve her gün

Gün doğumuyla yeniden doğun

Ben bu gece

Gecenin en karanlık anında

Karanlığı yakacağım

Karanlıktan korkmayın

Sabaha yeniden umuda, umutla Doğun...

Tek bir silah kuşanın

Kötülüğü yenecek o güçlü silahı

Sevgiyi...

Doğun

Doğurun

Sevgiyle

Severek...

TARİH SOKAKTA

TUBA DEVRİM (GÜLCE& DEVRİ)

Tutun ellerimden götürün beni

Resimler çizerim tarih sokakta

Gör Vezirköprü'de eski düzeni

Bu şehri gezerim tarih sokakta

Kapısı halkalı evler sefalı

Bir nine bakıyor sanki cefalı

Meşhur semaveri çayı vefalı

Yılları çözerim tarih sokakta

Havaya yayılan çörek kokusu

Katık böreğiyle tatlı yokası

Baklalı dolması bulgur sokusu

Huzuru sezerim tarih sokakta

Çamlığın keyfini bilenler bilir

Misafir buraya çok mutlu gelir

Gelenler ayrılmaz yıllarca kalır

Bir türkü düzerim tarih sokakta

Çınar ağacının dalında kuşlar

Saat kulesinde asırlık taşlar

Haşhaşlı bazlama pişmeye başlar

Gözümü süzerim tarih sokakta

Kunduz ormanını görmeye değer

Başta Şahinkaya görmezsen eğer

Köyü çokmuş dersin boynunu eğer

Değmesin nazarım tarih sokakta

Taşmedrese taşhan bulunmaz yerler

Bedestenden çıkar semaver derler

Gel gör bu diyarda kalmış vezirler

Destanlar yazarım tarih sokakta

HİN DOLMUŞ CEVHER TASINA

CEVDET ALTA

Hak kitabın her emrine,

Uyan var mı uyan var mı.

Garibi adam yerine,

Koyan var mı, koyan var mı.

Harama dönmüşse yüzü,

Vicdanı cehennem közü,

Karnı toktur ama gözü,

Doyan var mı doyan var mı.

Dalmış dünya hevesine,

Hin dolmuş cevher tasına,

Hürmet edip atasına,

Sayan var mı sayan var mı.

Müslümanın oğlu kızı,

Hakka varmaksa niyazı,

Günede beş vakit namazı,

Kılan var mı kılan varmı.

Doğrudan dolan özünü,

Dosta çevirir yüzünü,

Altay söylüyor sözünü,

Duyan var mı duyan var mı.

Bakmadan Geçme