Mavi Şehrin Kalemleri
Mavi Şehrin Kalemleri
BENİ, BANA SORDUM. BEN KİMİM ?
NACİ BAYBURT
Geçtim aynanın karşısına
Sordum aynada ki Naci'ye
Ne cesur,ne yürekliymiş
Üstelik benden şikayetciymiş
Önce ellerim,sonra ayaklarım
Dinmeyen göz yaşlarım
Senden şikayetçiyiz dediler
Yardıma ihtiyacı olanları o kadar sardınki
Kenetlendi ellerin,sızladı kollarım
Canım yandı diyemedim
Ayaklarım başladı şikayete
O kadar koşturmuşum ki
Ayaklarımın altı işişmiş su toplamış
Acısı dizlerime vurmuş
Canım yandı diyemedim.
Gözyaşlarım dile geldi
Aman da ne dertliymiş
Herkesin derdini sırtıma sarmışım
Duygu doluyum,herşeye ağlamışım
Helali hoş olsun
Hepsi bir kenara da
Gerçekten yazık oldu
Beş para etmezler için
Döktüğüm gözyaşlarıma
ELLERİM,AYAKLARIM,GÖZLERİM
HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLERİM
DENİZ'E
MÜYESSER KURT
Sana geldim ben
Umutlar biriktirdim bir çeyiz gibi
Telli duvaklı mutluluklar
Doldurdum kalbimin her köşesine
Gökkuşağı bağladım saçlarıma.
Göğü yarıp yedi arşı dolaşan
Duaları avuç avuç saklayıp sana geldim ben
Çölleri yeşerttim
İklimleri bahar ettim
Her geçtiğim yola kardelenler diktim.
Yitirmedim heveslerimi hayallerimi
Her mırıldandığım şarkıyı sana söyledim
Şiirler yazdım düşler kurup
Avuç içlerini öpmeye geldim
Sana geldim ben
Bir yığın insanın için de
Bir senin gözlerini özledim
Rüzgarlar nefesini saçlarıma sürdü
Ben göğü sevdim yeli sevdim
Tebessümlerimi emanet ettim
Mutlu çocukların gözlerine
Sana geldim ben
Ben sana geldim.
Unuttum kine dair ne varsa
Öfkelerimi kırdım dağıttım sevdanın ülkesini kurdum fikrim de
BİR ömür sen beni bekledim
Şimdi
Sana geldim ben.
Affettim yaşadığım haksızlıkları
Sildim kaderim de yaşadığım kusurları
Yeniden bir hikaye yazmaya geldim
Bir beyaz sayfa da
Sana geldim ben
Ben geldim
ÖLENE HESAP SORMA.
HABİBE DİRİCAN
Kimseleri seni sevdiğim gibi,
Sevmedim..
Gitme yâr dedim gitme..
Sensizliğin denizin'de vurgun, vurma.
Taşar deli gönlūm Rūzgarın da savurma .
Sen Cansın bense cananan..
Beni cansız koyma..
"Gittin yâr..!
Sen sağır oldun . bense feryat eden būlbūl .
Şimdi ben geldim diyorsun
Hūznūn yūreğime çöktū
Hayalin geldi gözlerime dersin.
Ben geldim Ahu gözlūm diyorsun
"Ey yâr..
Ben şimdi nasıl tutayım,
Bıraktığın elleri..?
Nasıl derim"Nefesim ?
Nefisimin bitti yerde.
Acılarımı sardım sarmaladım
Kundaklayıp ninilerle uyutum.
Şimdi döndūm diyorsun ya yãr,
Söyle ben sana yeniden nasıl can derim..!
Canımı alıp gidene.!
Seni her zaman sol yanım da sakladım
Resimlerine bakıp, bakıp öpūp kokladım.
Bana açtığın yaraya bile ihanet etmedim
Eyyūp sabrını bana layık gördūn..
Ben"O" sabrı La tahzen diye çektim.
Senin zehirledigin Aşkı..
Ben şifa diye içtim..
Şimdi geldin yär...
Söyle hangi canım kaldı almadığın?
ŞİİR SENDİN, ŞAİR BEN…
ÖMER FARUK ARLI
Tüm mevsimler değişti, kışlar yaza ilişti
Buzullarda gezenler, kor sevdaya bulaştı
Dün kaybolup gidenler, bugün düze ulaştı
Çekip gitmeden evvel, şehir sendin şiar ben…
Suya yenildi zaman, bilmez kimdi ağlayan?
Mendil gördü dereler, oldu birer çağlayan
Merak edip de sormaz “Ateş midir dağlayan?”
Herkes seni dinlerdi: şiir sendin şair ben…
Denizlerden mor mavi, dağdan yeşil getirdim
Önce yolumu, sonra da aklımı yitirdim
Bir kez olsun saymadım, kaç kitabı bitirdim?
Düşmem umutsuzluğa; şuur sendin fikir ben…
Ömrüme ömür verdi, önüme nimet serdi
Çaresiz kaldığım bin derdime merhem sürdü
Hem öksüz hem yetimdim, yetmedi bir de sardı
Zikir dergâhındaki şükür sendin zakir ben…
AH.... ŞU GÖZLERİN VAR YA,
EHMED KARDOK
deryasında boğulduğum!
belasından kurtulamıyorum kaç zamandır
devrik bir cümle gibi düşüyor sözlerime
gecelerime seni katıyor
bir avare gibi kıyılarında geziniyorum
biliyor musun?
hala son baktığın yerdeyim
ufkuna dalmışım zamanın kıpırtısız
ruhuma düşen bir cemre sanki gözlerin
gecemin firari uykusu
üşüyorum
kirpiklerinde uyut beni
sabahlarıma gözlerin doğsun
razıyım
varsın maviliklerinde kaybolayım
birazda güneş kıskansın!
kolay mı, gece de ay
gündüz de güneş olan gözlerine şiir yazmak
kifayetsiz kalıyor tüm kelimeler
cümleler çaresiz
gözlerin
yitik ülkem gibi
bilinmeyen dilim gibi
yasaklı şarkımda son nakaratım..
gözlerin
virane olmuş bu kentimde,
azrail'im olsun
bırak
bırak da gözlerinde öleyim...
SEVDİM BEN
ÂDEM EFİLOĞLU
Nasıl ve niye diye, sorma sakın olur mu?
Yollarda bıraktığın, izlerini sevdim ben.
Aşka meftun yüreğim, ruh eşini bulur mu?
İncitmeden ettiğin, nazlarını sevdim ben.
.
Söylesene sevdiğim, aşk yok iken neylerdin,
Bilmem ki yalnızlıkla, nasıl gönül eylerdin,
İçli içli ağlayıp, acı acı söylerdin,
Yüreğime saplanan, sazlarını sevdim ben.
.
Tutkunluğum sarhoştu, ruhuna aşkı sardı,
Bağlamam bile gider, kendisini asardı,
Sesini dinliyorken, sözcüklerim susardı,
Kulağıma şakıyan, sözlerini sevdim ben.
.
Kederin sancısıyla, bağrımı dağlattığın,
Gecelerce durmadan, acıyla ağlattığın,
Gün geldi kanadıkça, sel olup çağlattığın,
Yaralara sardığım, bezlerini sevdim ben.
.
Ömrümce çile çeksem, asla getirmem dile,
Sevdana kefen giydim, sonunu bile bile,
Nicedir gizlediğim, sır içinde sır ile
Kimsenin bilmediği, tezlerini sevdim ben.
.
Yiterek kaybolsam da, hep yanımda kalarak,
Ruhumun ortasına, şimşek gibi dalarak,
Baktığında kül edip, beni benden alarak,
Kalbimi delip geçen, gözlerini sevdim ben.
.
Ne olur biraz yansıt, şu eşsiz nurlarını,
Koş koşuştur ruhumda, eksiltme turlarını,
Rayihan yakıp geçti, aklımın surlarını,
Her gün oyun kurduğun, kozlarını sevdim ben.
.
Üzülmez mi bir âşık, sormazsan muradını,
Âdem ki yemin etti, hep anacak adını,
Yüreğim kuş misali, çırpıyor kanadını,
Her halinde sevimli, hazlarını sevdim ben.