Mavi Şehrin Kalemleri
Mavi Şehrin Kalemleri
UTANÇTAN ÜŞÜYORUM
ŞAİR VE YAZAR AHMET YAĞMUR
Çok yorgun bir yolcuyum, galû belâdan beri
Böyle bir şey görmedim, bu çağda şaşıyorum
Dizlerimde derman yok, benden gitmez ileri
Nerde yoksulluk varsa; sırtımda taşıyorum...
Dağlarda alın teri, millet sahipsiz baştan
Adam girmeye korkar, evler çamurdan taştan
Depremde mezar yeri, sistem çıkar savaştan
İçim toptan sosyalist, öfkeden coşuyorum...
Çoluk çocuk üşümüş, mama ister bebekler
Sobası odun kömür, sofrası yemek bekler
Etsiz sütsüz bıraktı, kapitalist köpekler
Ekmek atlı su yayan, peşinden koşuyorum...
Okumaya hasretim, kitap kalem özlerim
Özgür değil tutsağım, kime batar sözlerim
Bendeki insan aşkı, şimşek gibi gözlerim
Nefret kalbe çarptıkça, buluttan düşüyorum...
Aç kalmasın çocuklar, canımı çoktan geçtim
Düştüm hırsız peşine, faşist çorbası içtim
Oy nasıl bir adamım, dinciyi vekil seçtim
Başım bağrım yanarken, utançtan üşüyorum...
Herkes tatil peşinde, ben derdinden geçimin,
Sandık sepet erzak yok, o kaygıda seçimin
Ağlamaktan kurumuş, suyu bitmiş içimin
Damla damla kanımdan, ölümü içiyorum...
YARİN ÖLSÜN DEYİN GİTSİN
MERYEM IRKILATA
Birisi canın yakarsa
Yaran olsun deyin gitsin
Yollarına taş koyarsa
Yarin ölsün deyin gitsin
Kilime nakış koymazsa
Renkler renklere uymazsa
Hayatın dikiş tutmazsa
Yarin ölsün deyin gitsin
İşe varmazsa ellerin
Konuşamazsa dillerin
Açamıyorsa güllerin
Yarin ölsün deyin gitsin
Kapını kimse çalmazsa
Hatırın soran olmazsa
Dostların selam salmazsa
Yarin ölsün deyin gitsin
Boşa gider tüm emeğin
Tabakta soğur yemeğin
Bu değildi tam dileğin
Yarin ölsün deyin gitsin
Taşınmıyor dertler yükü
Ağır gelir acı türkü
Kopmuştur koluyun teki
Yarin ölsün deyin gitsin
Bir yerlere sığamazsın
Küçük kaba koyamazsın
Yıllarını sayamazsın
Meryem ölsün deyin gitsin.
YARIN AĞLARIM
HARUN YILDIRIM
Topla göz yaşlarımı sana yadigar olur
Ben sağ taraftan eser sol taraftan çağlarım
Seni sevmedim deme vallahi inkar olur
Sen üzülme sızlayan yaramı ben dağlarım
Bu gün bitti gözyaşım, yarın döker ağlarım
Üzeri mühürlenmiş tutanaklı hacizdim
Ask dilenen dilenci sevilmekten acizdim
Ben herkese haramken yalnız sana caizdim
Sen üzülme sızlayan yaramı ben dağlarım
Bu gün bitti gözyaşım, yarın döker ağlarım
Çiçek açan baharım kışa döndü sayende
Gözümde duran sular yaşa döndü sayende
Aşkla dolu yüreğim taşa döndü sayende
Sen üzülme sızlayan yaramı ben dağlarım
Bu gün bitti gözyaşım, yarın döker ağlarım
Esip gittin başımdan dumansız yel misali
Gönlüme haciz koydun efkarlı tel misali
Şimdi dalından kopmuş kuruyan gül misali
Sen üzülme sızlayan yaramı ben dağlarım
Bu gün bitti gözyaşım, yarın döker ağlarım
Çöller utansın senden Leyla olda duy bu kez
Allah için elini yüreğine koy bu kez
Aşkımın şiarını inkar etme uy bu kez
Sen üzülme sızlayan yaramı ben dağlarım
Bu gün bitti gözyaşım, yarın döker ağlarım
Mezarımda gülleri Aşk şarabıyla besle
Yapraklarıyla bir bir mermerlerimi süsle
Dua et baş ucumda hüzünlü yanık sesle
Sen üzülme sızlayan yaramı ben dağlarım
Bu gün bitti gözyaşım, yarın döker ağlarım
AŞK BAĞIMDA KALAN EN SON ÜZÜMSÜN
SEMİHA ARASBORA
Son baharda gazel olsada bağım
Akşam güneşine dönsede çağım
Kaderle bir olup ördüğün ağım
...Gece gündüz yolu çeken gözümsün
...Aşk bağında kalan en son üzümsün
Sıralansın derdim demli aktine
Biriksin ömrümün en son vaktine
Direnmek yok boyun eğdik taktire
...Sevdaya söylenmiş derin sözümsün
...Aşk bağında kalan en son üzümsün
Sımsıcak gülüşün hayat tadımdır
Unuttum kendimi ismin adımdır
Şiirim uzaktan gönül yadımdır
....Hayalinle derdime tek çözümsün
....Aşk bağında kalan en son üzümsün
Hasretime hasret eklersin neden
Özleminle solar dayanmaz beden
Nedendir dönmüyor bırakıp giden
...Gel artık bekletme canım özümsün
....Aşk bağında kalan en son üzümsün
DELİ BEN OLDUM
YUSUF DEĞİRMENCİ
Bu sevdanın ateşinde yanmıştık
Dumanı sen oldun külü ben oldum
O güzel duyguya çok inanmıştık
Asılı sen oldun eli ben oldum
Dumanım sen beni bırakıp gittin
Ben külü rüzgara emanet ettin
Rüzgarda savruldum tükendim bittim
Yaktığın ateşin külü ben oldum
Sensiz erimiyor yüreğin karı
Bilmem duyar mısın bu intizarı
Derler ya bülbülün güledir zarı
Figanlı bülbülün dili ben oldum
Ben seni Allah'a havale ettim
Bu sevda yüzünden gurbete gittim
Buralarda benliğimi kaybettim
Ağlayan sen oldun seli ben oldum
Ben oldum ben gurbetlerde savrulan
Ben oldum ben aşk okuyla vurulan
Ben oldum ben ateşinde kavrulan
Çıldırtan sen oldun deli ben oldum
USULCA UYUYORUM
NEŞENUR EBRAR
Son demlerinde ömrümün sevgili
Canhıraş tutunuyorum uçurum kıyısı bir yaşamın eteklerinden
Ha kaydı ha kayacak ellerim Korkuyorum!
Ah ruhuna ufunet çökmüş bu suskunluk
Bu uçurum uğultusu tırmalıyor kulağımı.
Kefenlenmiş düşler kayıp düşerken kabrine bir bir
Sıkışıp kalıyor bedenimin izbelerinde ruhum,
Bulamıyor kendimi,
Kayboluyorum!
Okşarken elleri ağaçların saçlarını,
Tüm pervasızlığıyla şarkılar söylüyor rüzgar
Unutup tüm notaları
Sessizce dinliyorum
Hicaz makamında anılar düşüyor zihnimin menziline
Ne unutulacak kadar flu hatıralar
Ne hatırlayacak kadar net değiller onlar,
Unutuyorum!
Bir papatya giriyor menzile
Düşürmüş yüzünü,
Çatmış kaşını
Sevmiyor'a denk gelmiş ömrü belli.
Benim gibi.
Hatırlıyorum!
"Amann.. be papatya boş ver!" diyorum
"Yaşamla ölüm arası kaç zaman var ki!?"
Bak geçtim koca bir zamanın içinden
Şimdi usulca uyuyorum..
VEDA
SEVDAGÜL AYKAR YILDIZ
Artık vakit geldi ben gider oldum
İlk aşkım sevdiğim nazım hoşça kal
Ne yalan dünyaya ne sana doydum
Boynu bükük kalan kuzum hoşça kal
Gördüğüm yerlerin böcek börtüsü
Derdimin ortağı sırrım örtüsü
Gözümün ışığı evimin süsü
Can oğlum gelinim kızım hoşça kal
Dost hısım akraba yedi kat yadlar
Tımarını yapıp bindiğim atlar
Ektiğim tarlalar biçtiğim otlar
Zemherim baharım güzüm hoşça kal
Ey dağlar ovalar gezdiğim yerler
Her türlü halini sezdiğim yerler
Bilmeden çiğneyip ezdiğim yerler
Çimenim çiçeğim yazım hoşça kal
Suyundan içtiğim yaşlı kurnalar
Türküler yaktığım güzel sunalar
Üstümüzden uçup giden turnalar
Kanaryam ördeğim kazım hoşça kal
Elime alınca mutlu olduğum
Çalıp çağırırken neşe dolduğum
Sarı tellerinde hayat bulduğum
Gitarım, kemanım, sazım hoşça kal
Çöken yanaklarım sararan yüzüm
Sönmeyen ışığım, uykusuz gözüm
Size de elveda, sohbetim sözüm
Doktorum, dermanım, sızım hoşça kal
Karacakız der ki yoktur ilacım
Arz dan çıktı, Arş'a yükseldi acım
Garip anam babam , kardeşim bacım
Ekmeğim, soğanım tuzum hoşça kal
ÖYLESİNE SEVDİM..!
NECLA KARATEKİN KAPLAN
Ben bazen seni düşünürken en güzel solo eserlerin en derin bam teline dokunan, hasretiyle düşledim..
Ben günün en şaşaalı anında yaslı yüreğimle sevdim..
Bazan bir kuşun uçarken gösterdiği heyecanla sevdim..
Ben seni böyle zor zamanlarımda zamansız sevdim..
Bazan denizin gökyüzüne buhar oluşunu seyre dalarak sevmek nedir diye düşünerek sevdim..
Olur olmaz şiirsel bir tutkuyla denizin mavisini sever gibi aklımdan zorum var gibi sevdim..
Oysa ben sevmeye töveliyken tövbemi bozup günahına sevap diyerek sevdim..
Gece yarısı uyanıp uykularımı savurdum pencereden, geceyi demlemek değildi..
Öyle sarhoş bir gecenin yarısında sevdim..
Bazan bir şiirin nakaratında adını şiire ekleyerek sevdim..
Ben yasak duyguların esiriyken yasakları bozarak sevdim
Seni en asi halimde en asi zamanımda kendi ihlallerimi, yıkarak..
İnadına inadına yüreğim kangren haliyle sevdim..
Bazan zamandan uzaklaşarak bazan zamana öylesine herşeyi unutmak istediğim için sevdim..
Tam susmayı öğrendiğim de kendimi kaybettiğimi, unuttuğumda ..
Bülbülün güle sevdası değil.. Züleyha'nın yasak bilmeyen kara'sevdası gibi biçare sevdim…