Mavi Şehrin Kalemleri

NEREDESİN VEFASIZ

MELEK BAYKARA

Gittiğin günden beri ne aradın ne sordun

Mevsimler,yıllar geçti neredesin vefasız

Ne çok özledim seni,beni aylarca yordun

Saçıma aklar düştü neredesin vefasız

Kulağım sende, gözler yolda geri gelmedin

Aklım, fikrim seninle ,neden sıla bilmedin

Bahar bitti bitecek hala geri dönmedin

Saçıma aklar düştü neredesin vefasız

Dağlar geçit vermedi varamadım yoluna

Eller derman olmadı gidemedim yoluma

Şimdi Virüs zamanı gelemem ki yanına

Saçıma aklar düştü neredesin vefasız

Efkar bastı gönlümü hüzün dolu yüreğim

Yakamozlar ışıldar kayıkta ki küreğim

Deniz dalgalı eser bütün gün çekeceğim

Saçıma aklar düştü neredesin vefasız

Bu senede yoksunuz tatil mevsimi başlar

Ülkeler arasında gurbete giden yollar

Huzur,sağlıkla geçsin ömürden geçti yıllar

Saçıma aklar düştü neredesin vefasız

FİRAK

EMİNE SAVAŞ

Düşerken göz yaşlarım tenimi yaktı geçti

Hiçbir gönül görmedi öylece baktı geçti

Bir içine ağladı bir de seher vaktine

Bir ummanın koynuna sığınıp aktı geçti

Umman dahi dertliydi kalmamıştı mecâli

Benden daha mahzundu yoktu sarmaya hâli

İlk günden çekiyormuş bu bitmeyen melâli

Çare diye zülfüne Kevser'i taktı geçti

Düşer mi hevesinden gönül İrem bağları

Geçse de cân görmüyor ömrün lâtif çağları

Çoktan düne yâr etti dünya nice sağları

Aşkından öldüğünü kabre bıraktı, geçti

Yol uzun mu kısa mı yürüyene aşikâr

Gülmek mi sandın gönül bahtımıza kalan kâr

Hem bir tatlı yalancı hem de büyük hilekâr

Gölgesinde durduğum dünya duraktı, geçti

Ah gönül aldanma sen herşey nihayet bulur

Acı da biter elbet zevk de gelmemiş olur

Tek ebedi güzelden muhabbeti umulur

Rüya idi bu alem O'ndan firaktı, geçti

YEŞİLÇAM RÜYASI

SEMRA İPLİKÇİ

Eski bir sinema salonunda

Renkli perdeler arasında

Bir Yeşilçam filmi başlar

Zamansız aşklar derin yaralar

Türkan'ın gözleri güler

Ediz'in kalbi sessizce titrer

Yeşilçam'ın büyülü dünyası

Yüreğimizde bırakır izler

Siyah beyaz bir aşk hikayesi

Sokaklarda gezen şarkılar

Sadri'nin esprileriyle süslenir

Maziden bir demet anılar

Kemal Sunal'ın kahkahası

Adile Naşit'in sıcak kucaklaması

Her sahnesiyle yaşarız yeniden

Yeşilçam kalbimizin vazgeçilmez mânâsı

Filiz Akın ve Ayhan Işık'la

Yürüdük Arnavut kaldırımlı sokaklarda

Gözyaşları ve umutlarla

Yeşilçam hep yanımızda

Hayallerle dolu yıllarda

O eski filmlerle büyüdük sinemalarda

Yeşilçam'ın naif hikâyesi

Her daim kalbimizde saklı yaşar unutulmaz anılarda

GÖÇ EYLEDİM YURDUNA

LEYLA BAY

Vuslatlarım kovulmuş,yazgıda ayrılıklar,

Kalbimde aksak ritim,zihnimde özleyişler,

Dimağımda ezelden, tannmadık kokular

Yaşadığım şu Terra,gurbetten sayıldı mı ?

Yokluğuna isyanım,fetretten sayıldı mı ?

Pare pare biçilmiş,canımın her parçası,

Muhabbet kumaşının,üzerimde hırkası,

Tekil gözyaşlarımın,sensin acı sancısı,

Ağlarken oynadığım,çengiden sayıldı mı ?

Ölürken savaştığım,yengiden sayıldı mı ?

Burnumda sinsi duman, gölgelere yürüdüm,

Şu cansız bedenimi,yokluğuna sürüdüm,

Devran döner diyerek,avuntumla çürüdüm

Sensiz aldığım nefes,yaşamdan sayıldı mı ?

Ayım, yılım belirsiz,yaşımdan sayıldı mı ?

Güzelliği cihanın,canında arıyorum,

Güzelin alâsını,acıda buluyorum,

Acının ortasında, hayaller kuruyorum,

Bölük pörçük duvarlar,çevriliş sayıldı mı ?

Yıkılan hayallerim, devriliş sayıldı mı ?

Sevda yüklü kervanım,kaldı çôlün içinde,

Menzil ne kadar uzak,bilinmezin göçünde,

Sen,ben,biz denkleminin,kaybolmuşum hiçinde,

Aranıyor ilanım,kayıptan sayıldı mı ?

Duyan kullar gözünde,ayıptan sayıldı mı ?

Özleme giden yolu,sana doğru uzattın,

Aşkımın perdesini,aralayıp kazandın,

Kalbimin kefesinde,yerde gökte mizandın,

Terazide yüklerim,ibadet sayıldı mı ?

Senin sessiz gidişin,ihanet sayıldı mı ?

Beyitler birer birer,akıyor gözlerimde,

Demirlenmiş cümleler,kalkıyor özlerimde,

Çorak bir söz öbeği,ukte kalan genzimde,

Yakmasını boş verdim,ağıttan sayıldı mı ?

Onca yaralı sözler,naattan sayıldı mı ?

Aşka yok bir sitemim, vefasızlık delirtti,

Günden güne yok oldum,erim-erim eritti,

En sonunda kalbime,o yok artık dedirtti

Bazen coştum çağladım,delilik sayıldı mı ?

Gün oldu iman ettim,velilik sayıldı mı ?

Sadağımda aşk okun,ruhumu deler durur,

Ruhumdan akan mevsim,dalda gülü kurutur,

Yazdığım her neşide, okuyanı kavurur

Arşadır şikayetim,dilekçe sayıldı mı ?

Hâkkadır arzuhalim,gerekçe sayıldı mı ?

Sensizliğim İsa'nın,çarmıhına gerili

Yusuf'uma hasretim,sol yanım Kenan ili,

Aşka teslimiyetim, göklerde İsmail-î ,

Kurban ettim yoluna,kurbandan sayıldı mı ?

Göç eyledim yurduna,seferden sayıldı mı.?

ONA YANARIM

CENGİZ ÇELİK

Çok çabuk geçiyor hayat

Başta ben ona yanarım

Dün tazeydi bu gün bayat

İşte ben ona yanarım

Gezsemde kara toprağı

Şeklim oldu güz yaprağı

Düştüm kıprayı kıprayı

Düşte ben ona yanarım

Felek senin gemindeyim

Bir emanet zemindeyim

Takatın son demindeyim

Döşte ben ona yanarım

Kahi kuru kah yaşıdım

Kendi odumu taşıdım

Vakti çalmakta başıdım

Beşte ben ona yanarım

Nefesi aldım seriye

Duman veriyom geriye

İçi küflü bu deriye

Leşte ben ona yanarım

Cengiz eyvah korka korka

Takıldın ters dönen çarka

Gözüm baksa garba şarka

Şeşte ben ona yanarım

BİR BEN SEVEYİM SENİ

SALİHA İNAN

Gözlerimi açtım, saat beş vakitleri,

Kuş sesleri ritim verir bize sevgili.

Yüzümün değdiği gökyüzü, bulutlarda sesim.

Duy ey gök kubbe, duy beni!..

İzlesin mevsimler aşkımı, sana olan sevgimi.

Yansın sana tüm sokak lambaları.

Sana çıksın tüm yollar, tüneller; dağların ardı.

Bir ben bileyim bu kudretli yolu, bir de sen.

Bir ben seveyim ağaran saçlarını,

Bir ben sarayım yaralarını ve yürekten seni.

Bir ben huzurun ve huzur bulduğun olayım.

Bir ben seveyim ömrüm yetene kadar.

Ve bir ben sesini dinliyeyim, öpeyim nefesini.

Bir sana yakayım yürek evimden türküler.

Dinledikçe dağlan, bir tek bana ağla can diye.

Koşa koşa gelmek düşsün ayaklarına,

Baktığın her yerde bizi bul.

Kalbinde ayan beyan sev ve bizi dünya duysun.

Yüreğini acıtan ne varsa tüm şarkılarda beni hatırla.

Hatırla ki ölüm kıskansın bizi öyle sev ki!

Ayrılığımıza ölüm ağlasın sevgili...

UZAKTAN UZAĞA GÖRMÜŞLÜGÜM VAR

ELMAS GÖKCE

Ben elde yok iken yare var iken

Umudun boynunu vurmuşluğum var

El eline diken yare gül iken

Bir söze sararıp solmuşluğum var

Çok yaktım söndürdüm aşk'ın od'unu

Yine yitirmedi can umudunu

Her canın gittiği sevda yurdunu

Uzaktan uzağa görmüşlüğüm var

Savaştı arayış gönül'e dengi

Silâh kuşanmadan ettim bu cengi

Hep kara değildi sevdanın rengi

Ak ile karayı karmışlığım var

Savurdu aklımı yokuşa düze

ömrümü habersiz götürdü güze

Muratdan maksutdan girmeyim söze

Nerde bir murada ermişliğim var

Rüyaymış düş imiş şimdi anladım

İnandıkça anladım ki aldandım

Dost elleri yara sarar ummadım

Kendi can yaramı sarmışlığım var

BAŞI DUMANLI DAĞLAR

ÜMİT SOMYÜREK

Şu karşıki dağlar neden dumanlı

Ne dertleri var ki kime sevdalı

Bir türkü tutursam şöyle derinden

Dağılsa dumanı alsa selamı.

Üstünde hep gezse nazlı ceylanı

Dursa da başında o beyaz karı

Aksa pınarları çağlayıp dursa

Şen olsa bu günü hem de yarını.

Yeşile boğulsa yaylası düzü

Üstüne yayılsa koyunla kuzu

Kavalı dinlesem dertli çobandan

Onunla getirsem bu sene yazı.

Deyişler dinlesem Türkmen çadırdan

Nasihat alsam da üç telli sazdan

Pişsem de ulaşıp varsam vuslata

Uyansam bir anda kırklar ceminden.

Bakmadan Geçme