Mavi Şehrin Kalemleri

SANA YAKIŞIR

BATTAL ÇETİNE

Bilmelimiyim en çok canımı neyin yaktığını

Kim bilebilir ki sevdanın ne kadar acıttığını

Bana anlatırsan duyacakmıyım zaaflarını

Sus gönlüm beklemek bir tek sana yakışır

Zor ve aşk dolu bir yoldur azıcık Sabır

Kalbim seninle bir olmanın hayallerine kapılır

Hakikat mabedinde EBS'nin güllerine sarılır

Sus gönlüm beklemek bir tek sana yakışır

İnsan nefsiyle ruhu arasında sıkışır kalır

Bu döngüde ne çok da yorulur ve yıpranır

İnsanoğlu dediğin zamanla herşeye alışır

Sus gönlüm beklemek bir tek sana yakışır

Sıkıntılar kötü gelir şikayet eder yakınır

Suizan akla düşer gönüller yanılır

Yarin ismini zikretmeyince gönül sıkılır

Sus gönlüm beklemek bir tek sana yakışır

İnsanoğlu her birşeyi gördüğü kadar sanır

Gönül gözüyle bakarsa kalp perdesi aralanır

Nefsinden geriye sadece ismi kalır

Sus gönlüm beklemek bir tek sana yakışır

Her şey yok olurda baki olan kalır

Birde Hızır İlyas ismi ile de anılır

Gönüller' de aşkın ateşi de yakılır

Sus gönlüm beklemek bir tek sana yakışır

Ebs'm sen deki aşıklar türlü dertlere sarılır

Gönül her gün bir yönlere doğru savrulur

Candan tenden geçipte hakka kavuşulur

Sus gönlüm beklemek bir tek sana yakışır

OLDU MU DERSİN?

NURHAN USLU

İçimde bir sevinç, garip bir telaş,

Yoksa gül zamanı geldi mi dersin?

Gülmeyi unutmuş bu çileli baş

Yoksa şans kapımı çaldı mı dersin?

Belki de rüyadır, ya da bir hayâl.

Mavi bir gökyüzü yıldıza seyyâl.

Bilmem ki ne desem ruhuma meyyâl

Dualarım kabul oldu mu dersin?

Kırlarda çiçekler başka mı açtı?

Arılar bambaşka, başka mı uçtu?

Ya da bin bir çesit nektar mı içti?

Dilindeki anzer balı mı dersin?

Bakışları desen ateşi yakar,

Sanki bir şelale içime akar,

Görsen üstü başı memleket kokar,

Sonunda talihim güldü mü dersin?

Gökyüzünde güneş, yoksa ay mıdır?

Mevladan hisseme düşen pay mıdır?

Ceddime yakışan rahvan tay mıdır?

Neslimizde böyle kaldı mı dersin?

Hûma Sultan der ki, duruşu başka,

Sanki yer yapıyor gönlümde köşke.

Keşke ta en baştan görseydim keşke,

Kader onu bana saldı mı dersin?

..23:45..

GÖLGE SÜMER

Dört tarafı susuzluk çeken etlerinin,

gece serinliğine serdiği yangınlarını,

dil maharetiyle de çözemiyor.

Susamıyor konuşamadığı gibi,

salmıyor harf ordularını ki boşalsın içinde mülteci istekler.

Soyunmuyor acısını,

bir başına kalabalığına sesleniyor sessizce,

duysa toplanacak mahalle,

delikanlıları eli kalem,

sırtı kitap,

dili alabildiğine edebiyle.

Bak işte entarisinden dökülen güneş parçalarını diziyor hayalinin sağ alt köşesine,

kırmızı bir kızıllık deseler bile örtüşüyor seninle.

Evet tabanlarım artık bende değil,

elim ayağım asırlık Çınar dalı,

çok gördüğünden belki bu kadar susmaları.

Konuşmayı sökmeye çalışırken maruz kaldığı baskıları gülümsemesine iliştirirken,

bir yıldız göz kırpar gibi parlayıp kayboldu,

kim bilir belki de sırf göreyim diye direndi bu vakte kadar,

ışığını idareli kullandı.

Gözlerimde söndürmek için,

öyle ya yangında söndürecek kadar güçlü idi.

Belki de asil.

Şimdi vakit gecenin körü.

Göz göze hasret,

gönülde olana dil hasret,

hasretler tesbih ipine dizili tanelerce,

imamesinde ben,

dönüp dolaşıp içimden çıkıyorum,

içinden çıkamadığımda.

Ay ışığının sıcaklığından medet uman üşümelerimi,

ipe serip Ay'a döndürüyorum.

Bir cılız melodi işveli yaklaşırken kalkıyor gökyüzüne güneş,

vakit üçüncü ikindiden,

bir saat geç.

Karanlık gitmeden geliyor yine karşıma,

o sorun değil,

birazdan yine Güneş doğacakta,

umutlanacaklar diye endişem.

Zira hiç bir şey kırmadı dile gelmeyenleri,

umutları kadar..

(29 Temmuz 2020)

GÜLDÜR YÜZÜMÜ

İSMET BOZKURT (DİLSİZ KALEM)

Hasretlik mi sadece içimdeki bu sancı

Maziyi unutmadan gel/de güldür yüzümü

Aç kapıyı gireyim konuk eyle be hancı

Bir gönülde yatmadan gel/de güldür yüzümü.

Uzaklarda arama gözünün önündeyim

Sesini duyduğum an en mutlu günümdeyim

Sanma ki dağlar engel şimdi ben yanındayım

Rüzgar esip atmadan gel/de güldür yüzümü.

Bir türküsün uzakta köz düşürdün içime

Özledikçe eridim döndüm başka biçime

Görmez oldu gözlerim düştüm gayya içine

Akşam güneş batmadan gel/de güldür yüzümü.

Yürek isyan ederse yıkılır saltanatlar

Sabrın ipi kopunca içimde volkan patlar

Belki sana götürür bindiğim rahvan atlar

Başka eli tutmadan gel/de güldür yüzümü.

Hasretlik hiç çekilmez yakar bezdirir candan

İsyan eder bak sazım döker yaşı mercandan

Mızrap vuran o teller inler ince divandan

Bu aşk'ı kanatmadan gel/de güldür yüzümü.

Çıkma sakın karşıma boynum yana bükülür

İçime sızı düşer canımdan can sökülür

Kan doldu yüreğime “Dilsiz Kalem” yıkılır

Gözlerimden akmadan gel/de güldür yüzümü.

AĞLAMAK BANA DÜŞER

ALİ ÖZKANLI

Kimsesiz bir çocuğum hâlimi bilmezsiniz,

Yanıma yaklaşarak gözyaşım silmezsiniz,

Kapınıza varsam da beni dinlemezsiniz,

Bir bilseniz benim de pek çok hayallerim var.

Üzerinde yattığım taşlardır bana yatak,

Yemek bulabilirsek deriz işimiz kıyak,

İtildik bir köşeye adımız oldu salak,

Sorarsanız sizlere pek çok diyeceğim var.

Soğuktan donuyorum tüm vücudum üşüyor,

Lapa lapa yağan kar hep üstüme düşüyor,

Garibanlar benimle ekmeği bölüşüyor,

Dışlamayın bir bakın, sıcacık yüreğim var.

Yüzüme gülümseyin birazcık ümit olsun,

Başımı okşayın da kalbim neşeyle dolsun,

Çöplere attığınız bana yiyecek olsun,

Umutla yaşıyorum pek çok özlemlerim var.

Benim de sıcak yuvam, anam, babam olsaydı,

Ne olurdu onların bir anısı kalsaydı,

Canım anam sıcak kucağında tutsaydı,

Üzülmeyin hâlime dayanacak gücüm var.

Rüyalarım toz pembe hayat acı ve gerçek,

Geceleri uyansam üstümü kim örtecek,

Sevenim olmadı ki bana yavrum diyecek,

Söz verip dinlerseniz söyleyecek sözüm var.

Parklarda dolaşarak baba eli tutsaydım,

Değer veren olsa da acımı unutsaydım,

Çile dolu hayattan bir anda kurtulsaydım,

Yüreğim sevgi dolu ağlayacak gözüm var.

Bilmiyorum nedendir kötüler beni bulur,

Şu zâlim ayrılıklar hassas yerimden vurur,

Hatırımı sorsalar günlerim bayram olur,

Korkmayın, sakınmayın bakılacak yüzüm var.

Yüzüm bembeyaz olur ah çekerek ağlarım,

Sevgiden mahrum kalmış olduğuma yanarım,

Kolum kanadım kırık bir köşeden bakarım,

Bizleri unutmayın can yakacak ölüm var.

Sıcak yemek, eğlenmek, mutluluk size düşer,

Sevilmek, okşanılmak, oynamak size düşer,

Sevgi ile büyümek, gülmek sizlere düşer,

Terk edilmek, üzülmek, ağlamak bana düşer.

KORKARIM

MERYEM IRKILATA

Korkarım ben

Seni çok sevmekten korkarım

Üzmekten, incitmekten

Yalnız yiyemem bir ekmeği

Rahat edemem ,sen orda açken!

Sensiz uyumaktan korkarım

Güzel rüya görmekten

Kuş tüyü yataklarda yatarken

Bulutlarda gezmekten

Ya sen orda kabuslardaysan?

Uzağa gitmekten korkarım ben

Yalnız yürümekten

Sana ulaşmayı düşlemek güzelde

Ya gittiğim yerde değlsen ?

Kalabalık insanlardan korkarım ben

Arkası güçlü olanlardan

Herşeye muktedir olurlar

Harcarlar insanı acımadan

Garibandan korkmam ben

Zeytinimi bölüşmekten

Bir fıkraya gülüşmekten

Dertleriyle savaşmkatan korkmam

Teselli bulur ,derin yaram

Tek korkum

Yaşarken hasretinle

Ya sen beni ,ben kadar sevmezsen

Ölürsem kavuşmadan

Çok şeyden korkarımda

Birtek ondan korkmam

Güç alırım yaradandan

Zaten başka kimsemde yok

Tek dermanım Ondan!...

GELME MEZARIMA

CANDAN TURAN

Ansızın girdin solyanıma

Çekip gideceğin hiç gelmedi aklıma

Sevdiğimi haykırmıştım cümle aleme

Öldüğümü duyarsan gelme mezarıma

İstemem ne ahirimde ne de fani dünyamda olma

İstemem ne sağımda ne de solumda olma

İstemem bağımda al gülüm olma

Öldüğümü duyarsan gelme mezarıma

Gülerken ağlattın acımadın gözyaşıma

Helalden aldığım nefesi çevirdin Harama

Kör hançerler sapladın bağrıma

Öldüğümü duyarsan gelme mezarıma

Feryadımı gökkubbe duydu

Anlıma yazılan kaderim buydu

Her iki cihanda sevdiğim O'ydu

Öldüğümü duyarsan gelme mezarıma

Candan'ım der bakın halime

Kor ateşler düşürdü içime

Yalnızlığı ortak ettin rakıma

Öldüğümü duyarsan gelme mezarım...

ÇEVRE YOLUNDA

NARİN ALTAN

Bekliyordum tek başıma durakta

Ne hayaller kurdum çevre yolunda

Evleri sapaydı biraz uzakta

Her gelene sordum çevre yolunda

Gün batana kadar orda bekledim

Her durakta inenleri yokladım

Sağım solum yamaçları dikledim

Ağustosta kardım çevre yolunda

Bilmiyorum acep.kimlere kandı

Yada gidip başka çiçeğe kondu

Umutla bekleyiş hazana döndü

Dizlerime vurdum çevre yolunda

Bakmadan Geçme