Mavi Şehrin Kalemleri
NERDE KİTAP KURTLARI?
ÜMİT KAYAÇELEBİ
Güzelim kitaplar hep raf da kalmış
Hani nerde eski kitap kurtları
Kitap evleri de bir bir kapanmış
Hani nerde eski kitap kurtları.
**
Sen istediğin kadar yaz ve konuş
Para etmiyor ciddi fikir ve görüş
Kahveler dopdolu kütüphaneler boş
Hani nerde eski kitap kurtları.
**
Yeni nesil bilmez Yahya Kemal'i
Ne Han Duvarlarını ne çamlıbeli
Tanısalar şaşardım Orhan Veli'yi
Hani nerde eski kitap kurtları.
**
Dokundun mu beş yüz kanal çıkıyor
Cümle alem çifter çanak kuruyor
Gün boyu televizyona bakıyor
Hani nerde eski kitap kurtları.
**
‘Çalı Kuşu ' nu şimdi alan yok
‘Beş hececiler' kimdir bilen yok
Kitabı boş ver gazete alan yok
Hani nerde eski kitap kurtları.
**
Emekliler zaman öldürür kahvede
Gençlerse çetleşmede kafelerde
Gel gör kimse yok kütüphanelerde
Hani nerde eski kitap kurtları
.
**
Sor Reşat Nuriyi kaç kişi tanır
Seyirden zevk alır okumaktan usanır
Sabahtan akşama internete takılır
Hani nerde eski kitap kurtları
.
**
Okumadan nasıl elde edilir ilim
Kahveden, kafeden çıkar mı alim
Herkes seyrediyor diziyle, film
Hani nerde eski kitap kurtları
DURMA YAŞA
NURAY ÖNGEÇ
Demir attın bu dünyaya bir zaman
Geldin gördün hayat yükü kocaman
Dert eyleme yaşam olsa da yaman
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
Dün geçti bilinmez yarın bugün var
Sen koymazsan karşında durmaz duvar
Bilirsin kötülüğü sevgi kovar
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
Bir sarmaşık gibi sarıl sevgiye
İyi düşün düşme hiç yenilgiye
Şarkı söyle ruhundaki ezgiyle
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
Sen insansın sakın ola unutma
İçindeki iyiliği kurutma
Aklın dinle kalbini de uyutma
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
Bu dünya hanında ayılmalısın
Kinden öfkeden arılmalısın
Hayata ruhunla sarılmalısın
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
Bir ağaç ol sağlam bas hep yerlere
Köklerini salıp uzat diplere
Dallarını açıp ulaş göklere
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
Demir attın bu dünyaya bir zaman
Geldin gördün hayat yükü kocaman
Dert eyleme yaşam olsa da yaman
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
Dün geçti bilinmez yarın bugün var
Sen koymazsan karşında durmaz duvar
Bilirsin kötülüğü sevgi kovar
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
Bir sarmaşık gibi sarıl sevgiye
İyi düşün düşme hiç yenilgiye
Şarkı söyle ruhundaki ezgiyle
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
Sen insansın sakın ola unutma
İçindeki iyiliği kurutma
Aklın dinle kalbini de uyutma
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
Bu dünya hanında ayılmalısın
Kinden öfkeden arılmalısın
Hayata ruhunla sarılmalısın
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
Bir ağaç ol sağlam bas hep yerlere
Köklerini salıp uzat diplere
Dallarını açıp ulaş göklere
Durma yaşa hızla geçiyor zaman
KAR YAĞMIŞ BAHARIMA
SELMA MERİÇ
Kar yağmıs baharıma içim fırtına boran
Yüreğim üşüdü yar olmadı beni saran
Boğazım düğümlendi bırakmaz nefes alam
Sigaram da avutmaz çoktan bozuldu aram
Duygularım firarda sana yazamıyorum
Bende derin izin var sana kızamıyorum
Ne çabuk unuttun yar haberini almadım
Yüreğimde ölsen de mezar kazamıyorum
Sana gelmek istedim dağlar girdi araya
Anılar uyutmuyor hepsi girmiş sıraya
Yüreğimden atamam unutamam seni yar
Gönlümü bağlasalar sırça köşkü saraya
Bitmedi mi inadın hep mi bekleyeceğim
Söyle kaç mevsim daha seni özleyeceğim
Bilmem kaç gün kaç gece avundum hayalinle
Kaç bahar kaç kış daha yolun gözleyeceğim
Can Selmayım özlemin yanardağdı içimde
Dertlerim sıralandı hepsi başka biçimde.
Sevdaya yelken açtın sevgim yokmuş içinde
Unutmak istedikçe demir attın içimde.
01-01-2022'nin ilk dizeleri
DİNLE AY BALAM!!!!!
YAHYA AZEROĞLU
Sen şu öz babanı dinle bir kere
Sırrını kimseye açma ay balam
Bir vatan kaygısı düşerse ser'e
Onu korumaktan kaçma ay balam
Her şeyi unutup dünyaya dalıp
Örf'ü yaşatmakta geriye kalıp
Sakalı uzatıp dini kullanıp
Sahte kanatlarla uçma ay balam
Turanın yolunda adım atarken
Ayyyıldız misali gökte akarken
Yaydıkça çoğalan bir sevgi varken
Etrafa kin nefret saçma ay balam
Değer ver bilimde araç gerece
Ayak uydur ömründeki sürec'e
Bu dünyada yaşadığın sürece
Hak bildiğin yoldan şaşma ay balam
Azeroğlu ilmi ara bul Çin'de
Fikir filizlensin bin bir biçimde
Diyorumki her toplumun içinde
Adam ol haddini aşma ay balam
GÖR BENİ
KADİR KIRMIZITAŞ
Gözlerim yolunu her nefesimde
Baka baka yorulmuşum gör beni
Yıllar alır götürür beni benden
Tane tane eksilmişim gör beni
Bizim elde kar damlardan uca'dır
Yetişesin Vallah başım darda'dır
Yürek yanar gönül yine korda'dır
Erim erim erimişim gör beni
Güz yelleri ömrüm alır savurur
Bitirdiğim gülleri yakar kavurur
Kinayeli sözler yüreğime oturur
Nefes nefes kesilmişim gör beni
Söz geçmiyor şu gönlüme deli'mi
Kelepçeden morlar sarmış elimi
Felek vurur iki büker belimi
Ağır aksak yürüyorum gör beni
Geçit vermez dağlar sıra sıralı
Yazan yazmış ak bahtımı karalı
Ekinlerde başak verdim vereli
Dane dane ezilmişim gör beni
Gözlerim ırmağı yanaktan salar
Hasretin içimde umudu çalar
Kederli kalemim hüzünle dolar
Mısra mısra yazılmışım gör beni
Al başımdan bitsin gönül savaşı
Yar yoluna koymuşum ağaran başı
Eski yara kapanmaz küllensede ateşi
Zerre zerre dağılmışım gör beni
BULAMADIM
ZEKİ BOZ
İnsanlık tükenmiş lafazanlar önde
Ne de çok konuşur kemik yok dilde
Kandırarak işini aşırır her yerde
Allah ı zikr eden dil bulamadım
Kimi kendini dev aynada görür
Yüze dost görünür arkadan vurur
Düzenbaz insanlar yolunu bulur
Doğruya gidecek yol bulamadım
Yutturmuş geçmiş işin başına
Nankörlük eder hor bakar işine
Kazık atar dahi dostuna kardeşine
Doğru dürüst çalışan el bulamadım
Her tarafı sarmış çalı dikenler
Küsmüş artık açmıyor renkli çiçekler
Bahçede boyun bükmüş bülbüller
Alıp koklayacak gül bulamadım
Herkes düşmüş kendi hayına
Kimse gitmez bir birinin yanına
Göz diker onun bunun malına
Şükr edip doyan kul bulamadım
Bu ahır zamanda her şey karmaşa
Toplum ferde dönüşmüş çıkılmaz başa
Merhamet bitmiş bağır dönmüş taşa
İçinde çıkılacak hal bulamadım
GÖZLERİN (GÜZELLEME)
NURHAN USLU
(HÛMÂ SULTÂN)
Lütfedip yaratmış yüce Allah'ım
Cennet'i alâ dan kira gözlerin.
Sakınır her şerden olur penahım
Mübarek bir dağdır hira gözlerin
Cisil cisil yağar var bir hikmeti
Batırır yüzümü nura gözlerin
Ne paha biçilir, ne de kıymeti
Benzemez dövize kura gözlerin
Bazen güneş gibi günüme doğar
Karanlık geceme çıra gözlerin.
Bazen de bir damla yaşında boğar
Dicle, Fırat gibi vira gözlerin
Sanki İstanbul'un tarihi kokar
Benziyor haliçte sura gözlerin
Ayasofya olur tepeden bakar
Aklımı erdirmez sıra gözlerin
Arada Erciyes ayazı olur
Düşürür soğukta zora gözlerin
Bakarsın mevsimsiz sıcağı bulur
Çıkarır en güzel tura gözlerin
Rengi bal mı desem, yada kara mı?
Yar gibi dursa da yara gözlerin
Bütün renkler ile açar aramı,
Bahtım gibi koyu kara gözlerin
Kırk yılın hatırına içilmiş gibi
Eder beni ala bora gözlerin.
Aşka dair libas biçilmiş gibi
Yakıp düşürüyor kora gözlerin
Hûma Sultan der ki, aşkından erir
Üzümün, özünden şıra gözlerin
Bir yabancı görse talimat verir
Sanki bir askerî şûra gözlerin.
ÖZLEMİN YAKTI
FATMA ÖZGER BİLGİÇ
Hasretin yorganım bedeni sardı
Yaz gününde bile yüreğim kardı
Hâlbuki seninle her gün bahardı
Ey zalim gel artık gurbetin batsın!
Bıraktığın yerde hâlâ beklerim
Elimde verdiğin o çiçeklerim
Özlemini her gün gönle eklerim
Dön bana sevdiğim zor günler gitsin!
Dilde söz bitiyor, yoruldu beden
Söyleyin dönmez mi gurbete giden
Bu sevda çok zormuş aklımdan eden
Bitir ayrılığı özlemin bitsin.
Kerpiçli duvarlar dinler derdimi
Gurbetteki yıllar seni yordu mu?
Benim gibi gönle derdi verdi mi?
Rabbim sevenleri çok mutlu etsin.
Özger, ömür kısa, acele et gel
Hasretine gebe, gözde akar sel
Bilmez ki kıymeti onlar zaten el
Yeter ellerimi ellerin tutsun!