Mavi Şehrin Kalemleri
CUMHURİYET
ORHAN OYANIK (İLİMDAR)
Cumhuriyet canım fedadır sana
Yadigarsın Gazi paşamdan bana
Sayende fer geldi dermansız cana
Sen mazisi şanlı Türk'ün seçimi
Erdemli kulların yaşam biçimi
Seninle vatanda biz özgür olduk
Karanlık günlere çareler bulduk
Olmadığın zaman sararıp solduk
Sen mazisi şanlı Türk'ün seçimi
Erdemli kulların yaşam biçimi
Varlığın bizlere ekmek aş öğün
Gölgende bayramı yaşarız her gün
Yokluğun bizlere işkence sürgün
Sen mazisi şanlı Türk'ün seçimi
Erdemli kulların yaşam biçimi
Yok isen dayanır kemiğe bıçak
Sana dil uzatan her kimse alçak
Halel gelmez sana varken bu koçak
Sen mazisi şanlı Türk'ün seçimi
Erdemli kulların yaşam biçimi
Sevdan göğsümüze takılmış nişan
Sen gurur sen onur sen millete şan
Türk'ün damarında akan asil kan
Sen mazisi şanlı Türk'ün seçimi
Erdemli kulların yaşam biçimi
İzinden yürümek en büyük dava
Dağılır seninle kasvetli hava
Bereket fışkırır dağ bayır ova
Sen mazisi şanlı Türk'ün seçimi
Erdemli kulların yaşam biçimi
Bir asır geçse de gençtir yaşımız
Özgürce yaşamak mihenk taşımız
Verdiğin güvenle dimdik başımız
Sen mazisi şanlı Türk'ün seçimi
Erdemli kulların yaşam biçimi
SEVER MERSİN
HACI ABDULLAH KOZAN
Geçmişten geleceğe, ayna olur hallerin
Yürür mazin tarihe, kokar senle güllerin
Zaman eser burada, deniz söyler dillerin
Bir şarkısın sevdama, hayaller seni görsün
Yurdumun çiçeğisin, gönüller sever Mersin
Çocukluk hayalimdin, kıyın okşar tenimi
Sevgin düşmüş yıllara, ufkun açar önümü
Sevgi barış uğruna, pay edersin günümü
Bir rüyasın düşümde, kalksın güzelin sersin
Yurdumun çiçeğisin, gönüller sever Mersin
Mavi atlas dalgalar, serilir Ak Deniz'e
Köpükler uzar göğe, bir muştudur gün size
Sabah akşam durmadan, girip çıkar dehlize
Nakış nakış kıyılar, sevdama deniz örsün
Yurdumun çiçeğisin, gönüller sever Mersin
Halkı tutkun yaylaya, dört mevsimi güzeldir
Koylarında tekneler, narenciyen özeldir
Ovasında bahçeler, düşen yaprak gazeldir
Öper ayak denizin, âşıklar sevgi versin
Yurdumun çiçeğisin, gönüller sever Mersin
Okşar güllü dudaklar, yavru vatan Kıbrıs'ı
Seyre dalar geceden, deniz sevda derisi
Kucağında oynaşır, billur suyun durusu
Ay şafağa değdikçe, mehtabın suya girsin
Yurdumun çiçeğisin, gönüller sever Mersin
Kader çeker nazını, bağrına âşık konar
Yürür gençlik sahilde, sevenler aşka pınar
Sararır gül dalında, hasret sevgiye kanar
Aşk meclisi toplanır, yarama merhem sürsün
Yurdumun çiçeğisin, gönüller sever Mersin
Yamuktepe tarih kokar, açar asra kucağın
Gözlükule höyüğü, bekler atam ocağın
Anılarla doludur, liman şehri bucağın
Bölgemizin incisi, sevenler sende ersin
Yurdumun çiçeğisin, gönüller sever Mersin
Anlatmakla bitmiyor, gel görün İçel'imi
Tutulmuş Hacı'm sana, sever âşık gülümü
Pamuk çiçek dolaşır, çamla tadın balımı
Durmaz halkım çalışır, yatana verir dersin
Yurdumun çiçeğisin, gönüller sever Mersin
VAZ GEÇİLMEZ DOSTLUKLAR
BEYDAĞI'NIN KIZI
GÜNVER KORKMAZ
Toplumsal yaşamların ,kaynağıdır paylaşmak
Bağlanan yüreklerle, vaz geçilmez dostluklar
Sevgi güven huzurla, olur her an kaynaşmak
Sevgi dolu dillerle ,vaz geçilmez dostluklar
Ne güzeldir kendini, ifade edebilmek
İncitmeden düşünüp, kötü sözleri silmek
Yüreğe dokunarak ,doğru cümleler bulmak
İncitmeyen özlerle, vaz geçilmez dostluklar
Yaşam kayağı sevgi , onu dostça paylaşsak
Acıları yok edip ,umut ile kaynaşsak
Birlikte ilerleyip, nice yolları aşsak
Sevgi dolu sözlerle vaz geçilmez dostluklar
Gönül bağın sağlamsa, yükte güzel yolcuda
Yorulmazsa yüreği,huzurludur yolcuda
Huzur içinde yürür, gideceği yoluda
Şefkat dolu gözlerle, vaz geçilmez dostluklar
Ömür takvimimize, güzel dostlar bıraksak
Kırmadan kırılmadan ,gönüllere biz aksak
Beydağı'nın Kızı der, yüreğe güller taksak
Güven veren özlerle,
Vazgeçilmez dostluklar…
İKİ MAVİ ARASINDA
ENSAR CEVVAL
Süphan ile Nemrut arası bir yerdi
eğilip de zirvesinden kar aldığım tepeler
bir tutam beyazlık bıraktı dudaklarıma
göğsüme aşk odunu düşürenler
Nuh'un gemisini emanet aldığında
gururu elif gibi dimdik iken ayakta,
başında beyaz takke ile rükuya
bir mim gibi eğilmişti Ağrı
Rüzgara tutunmuş yelkenli misali
bedenim iki mavi arasında mülteci
avuçlarımda güzden kalma sancılar
gözlerim güneş kırıklarından şikâyetçi.
Bir tutam mavi aldım gökyüzünden
yeşili bulmak için içinden
tufan sonrası çoraklığı silecektim
Şayet düşürmeseydim elimden.
DİRENMEK HAYAT KODUN
NURAY ÖNGEÇ
Dikenli gül bahçesi, yaşadığımız dünya.
Bazen diken batsa da, mutlaka eder ihya...
Bu hayat gemisinde, yolcuyuz gidiyoruz.
Sırtımızda yükümüz, uzar gider yolumuz...
Bilmeyiz ne olacak, yolda neler çıkacak.
Kapıyı kim çalacak, hepimiz oyuncuyuz...
Rolümüz kolay değil, her yeni gün değişir.
Bazen zorlu olsa da, gün gelir güzelleşir...
Biz bu yalan dünyaya, sınav vermeye geldik.
Her türlü zorluklara, inançla göğüs gerdik...
Sağlığa gelen darbe, deprem gibi yıksa da;
İnançla ve umutla , yürekte cenk ederiz...
Şifanın anahtarı, içimizde gizlidir.
Hayatımızın sırrı, kalplerde kilitlidir...
Gecelerin siyahı, seherlere gebedir.
Karlı kışlardan sonra, mutlaka bahar gelir...
Unutmayın can dostum, bu alemi okudun.
Sevgi, umut ilaçtır, direnmek hayat kodun...
BU MUYDU?
MUHAMMET BARAN ASLAN (BARANÎ)
Sen bas diye toprak oldum, yol oldum.
Kaskatı kalmış gönlüne od oldum.
Kirpiğin tirdir diye ben yay oldum.
Bunca emeğin bahası bu muydu?
Nazar etmediğin yerlerde kaldım.
Varılmaz menzilde ben yaya kaldım.
Takvimlerde sensiz aylara kaldım.
Bunca kederin hikmeti bu muydu?
Ölmeye, kalmaya ihtimal sendin.
Gönülde, akılda ihtilaf sendin.
İçimi kavuran ihtilâl sendin.
Bunca melâlin kıymeti bu muydu?
Bu muydu öyle gecenin seheri?
Seni de yaksın cehennem yelleri.
Bozdun aşk yolunda kadim ezberi.
Bunca çilenin ederi bu muydu?
NE O SENSİN ŞİMDİ
SABİT İNCE - KAYSERİ
Yıllar gelip geçmiş bozulmuş bağlar
Ne o sensin şimdi ne de o benim
Maziyi düşünür yüreğim dağlar
Ne o sensin şimdi ne de o benim
Sever sevilirdik biz de el gibi
Açılmış tazeydin gonca gül gibi
Duramaz çağlardık çoşkun sel gibi
Ne o sensin şimdi ne de o benim
Gül yanaklar solmuş kırışmış yüzler
Parlamıyor gayrı solgun o gözler
Yürüyemez olmuş tutmuyor dizler
Ne o sensin şimdi ne de o benim
Yıllar neler çalmış alıp götürmüş
Zaman bizi yutmuş, yemiş bitirmiş
İnce, Azrail de gelip oturmuş
Ne o sensin şimdi ne de o benim
BARIŞ HAKİMİYET SAĞLAMALIDIR!!!
YAHYA AZEROĞLU
Bu dünyanın zedelenen öz'ünde
Yangınların ateşinde köz'ünde
Mevsimlerin baharında güzün'de
Barış hakimiyet sağlamalıdır.
Nefes alıp veren her bir kesimde
Sanatçının nefesinde sesinde
İnsanların vicdan mahkeme'sinde
Barış hakimiyet sağlamalıdır
Yer yüzünün hava balonlarında
Adalethanenin salonlarında
Bu hayatın bütün alanlarında
Barış hakimiyet sağlamalıdır
Karanlık mekanda ışımak için
İnsanlığa hizmet taşımak için
Bir ömrü huzurla yaşamak için
Barış hakimiyet sağlamalıdır
İnsanın İnsanı vurduğu yerde
Güllerin bağlarda solduğu yerde
Ölümün şiddetin olduğu yerde
Barış hakimiyet sağlamalıdır
Yalancı yalanı doğrulamadan
Güçlüler güçsüzü Yargılamadan
Irkı dili dini sorgulamadan
Barış hakimiyet sağlamalıdır
Gayenin hedefe erdiği gibi
Aklın ferasetin bildiği gibi
Bu Azeroğlunun dediği gibi
Barış hakimiyet sağlamalıdır