Mavi Şehrin Kalemleri
USTA
YAŞAR AYDIN
Hasret denen kor ateş
Bağrımda büyür usta
Serdim dertler soframı
Gel sen de buyur usta
Geçtim helal, haramdan
Ah sızar ta buramdan
Şu kan revan yaramdan
Kabuğu sıyır usta
Kapı çalınca yıllar
Gözyaşım fırsat kollar
Yürüdüğüm şu yollar
Hep yokuş, bayır usta
Bıktım gün arasından
Geç gece yarısından
Gözünün karasından
Bana da ayır usta
Ne kar dedi ne de kış
İşledi nakış nakış
Yarım yamalak bakış
Ettiği hayır usta
Nerden buldum zalimi
Bitmiyor dert talimi
Şu perişan halimi
Hayrına duyur usta
GÜLMESİ GEREK
DURAN KILIÇKAYA
Şairim demekle şair olunmaz
İllaki ilhamın gelmesi gerek
En güzel şiiri sen yazsan bile
Talihin yüzüne gülmesi gerek
Kalplerde sızıyı gamı dindirsen
Yıldızları gökten alıp indirsen
Güneşin seyrini terse döndürsen
Maşukun halinden bilmesi gerek
Nerde sevgi görse araya girer
Suyu bulandırır ortamı gerer
O zaman sevenler murada erer
Şu lain şeytanın ölmesi gerek
Kader payımızı bölmeden önce
O yarin gül benzi solmadan önce
Şu aşık Duran'ın ölmeden önce
Gelip gözyaşını silmesi gerek
HATIRIM İÇİN
ZEYNEP SÜMER
Kalbimdeki kalbini görürsen bana layık
Benden kalan ne varsa düşsün aklına sık sık
Açtı mı pencerenin önündeki şakayık
Kuruyup dökülmesin ezme hatırım için.
İyileşip gelirim nasip ederse Mevlâm
O isterse yok olur ne dert kalır ne belam
Ne olursun unutma orası benim sılam
Hayalim yıkılmasın bozma hatırım için.
Soğuk kış günlerinde çay içtiğimiz çardak
Sıcacık ellerinde kırmızı kulplu bardak
Güzel anıları seç gerisini topla yak
Hiç canın sıkılmasın bezme hatırım için.
Çok iyi bak derdim ya soracaksan ne diye
Yaşlandı büyükannem kimse almaz ciddiye
Yadigârım o benim babamdan tek hediye
Kafana takılmasın kızma hatırım için.
Belki de hiç gelemem orası belli olmaz
Sevgi yüce olunca ayrılık bile solmaz
Yanarlar için için yıldızlar hiç kaybolmaz
Ruhundan sökülmesin çözme hatırım için .
Bensiz mutsuz olmasın can parem güzel kızım
O benim ilk göz ağrım o benim alın yazım
Sakın beni aratma budur senden niyazım
Boynu hiç bükülmesin üzme hatırım için.
ŞİİRLER BİLİR
ŞÜKRÜ ÇANKU
Sor şiirlere
Anlatır
Sensizken gecenin kollarında
Yüreğimin mengenede nasıl sıkıldığını
Parmak uçlarımda biriken kederin
Tırnaklarımı nasıl çürüttüğünü yavaş yavaş
Mavi gözlü denizlerde
Her gece nasıl vurgun yediğimi
Nefes nefese nasıl boğulduğumu
Okyanusların damla damla
İçime nasıl dolduğunu bilir şiirler
Heybeti korkunç dağların
Sıra sıra dizildiğini önümde
Çürüyen tırnaklarımla kazıya kazıya
Buz kesen ayaklarımla tırmana tırmana
Sıka sıka dişlerimi
Un ufak ederek ağzımda
Tutuk dilimde kesik bir çığlıkken
Upuzun ağıtlara nasıl dönüştüğünü bilir şiirler
Sor
Sol yanı solmuş sonbaharlarda
Yaprak yaprak hazana durduğumu
Kara kışta kar altında kalarak
Kasvet çiçeklerinin kökünü kuruttuğumu
Hünerli sabrımla
Göğsümün çorak tarlasında
Rengarenk çiçeklerle
İlkbahara nasıl daldığımı bilir şiirler
Sor
Ayın şefkatiyle sevdamı nasıl beslediğimi
Karanlığı bıçaklarken göğsünden
Bıçağımın ucunda
Yıldızların nasıl şavkıdığını
Güneşin sütüyle
Nasıl büyüttüğümü aydınlığı
Düşe kalka
Kana kana
Yorulmadan
Yılmadan
Her gün daha da çoğalarak
Çoğaltarak umudu
Nasıl yaşadığımı bilir şiirler
DERDİN NEDİR DİYE SORMA...
NESİM CANAYTAN
derdin nedir diye sorma
Bilmem nasıl yaşıyorum
Beyazlar düştü saçıma
Ağustosta üşüyorum
Mesken oldu bize gurbet
Ne malım var ne de servet
Çoluğa çocuğa hasret
Yaban elde çürüyorum
Acır kabuk tutmuş yaram
Sen yoksun uykular haram
Elimde tesbih sigaram
Bitmez sabır çekiyorum
Vefa yok gurbet elinde
Hep acı keder dilimde
Yokluğun cehenneminde
Hamdım yandım pişiyorum
Kanım emer bu ayrılık
Azrail etmez pazarlık
Her yanım zifir karanlık
Yapayanlız yürüyorum
Nesimi der ahım boşa
Neler geldi garip başa
Isyan etmem tövbe haşa
İşte geldim gidiyorum
SUSKUN VİCDANLAR
MUĞDAT ALADAĞ
Diller lal
Gönüller yangın yeri
Vicdanlar kötürüm
Kalp metruk evi
Ruhlar susturulmuş
İçten içe yanar her biri
Sesler kaybolmuş
Acılar birikmiş derinlerde
Gözlerde hüzün
Sözlerde sessiz isyan
Her nefeste bir ağırlık
Her adımda bir yorgunluk
Ey unutulan insanlık
Nerede eski izzetin
Hani kalplerdeki merhametin
Hani o kaybolan şefkatin?
Felaketin yakın, görmez mi hislerin?
Öldürülen çocuklar mı, çaresizler mi?
Yoksa ölen, harap olan bu anlamsız dünya mı?
Heyhat, hâlâ sızlamayan vicdanlar var
Kimin eseri bu kokuşmuşluk?
YÜREĞİMDESİN
ÖZLEM ÖRNEK
Sevgilim aşkını anlat diyorsun
Canımda kanımda kaderimdesin
Şirin"siz yaşar mı ferhat diyorsun
Yedi gün her saat yüreğimdesin
Bu gönül yangını söner mi sandın
Bu sevda yağmuru diner mi sandın
Yokluğun içime siner mi sandın
Yedi yer yedi kat yüreğimdesin
Ne kadar güzelsin nasıl özelsin
Bir tanem aşkımız her an yücelsin
Mutluluk bir ömür seninle gelsin
Her mevsim her saat yüreğimdesin
AŞKIN TÖRESİ
NURSELİ - NURSEL SEÇER
Yaşamak istersen aşk heyecanı
Kalpten kalbe yelken germemek olmaz
Destursuz koymuşsan uğruna canı
Gözlerinde devran sürmemek olmaz
Çilenin dönemi bittiği zaman
Ruhun yorgunluğu attığı zaman
Yâr anına mana kattığı zaman
Gözlerinden şiir dermemek olmaz
Kıssalar servettir hisse alana
Canevi açılır, gönül çelene
Kulluğun gereği budur bilene
Hiçliğin sırrına ermemek olmaz
Dizinin dibinde kaldığın zaman
Birlikte hayale daldığın zaman
Gözlerinde bahar bulduğun zaman
Sevginin dibine vurmamak olmaz
Aşk ruhuna eyleyince sirayet
Gönlünün erini bulursan şayet
İzdivaç teklifi alırsan şayet
Ömrünü önüne sermemek olmaz
Değişmez hiç ikrarında duruşu
Ömürlüktür aşka göğüs gerişi
Nurseli'nin yar uğruna görüşü
Canan can dilerse vermemek olmaz