Mavi Şehrin Kalemleri

NASİP

NURULLAH ÖZDEMİR

Beden küçük hırka büyük

Kul payına taksim budur

Söz imtihan kelime yük

Dil payına taksim budur

Canözüne cemre değer

Kati hükme boyun eyer

Uykusundan uyanır yer

'Ol' payına taksim budur

Meyve bulur muradını

Alır topraktan tadını

Hzn tamlar miadını

Dal payına taksim budur

şk kıvılcım sevd ışık

Semh döndü nice şık

Menzil uzak yol karışık

Bul payına taksim budur

Seyri bi'hoş dikeni hor

Nesebini bülbüle sor

Mihricanda yaşatmak zor

Gül payına taksim budur

Müptelası nefs barının

Ticareti ne arının

Çok ortağı var krının

Bal payına taksim budur

Harareti bekler nöbet

Uçtan uca ezel ebet

Bir damlacık suya gurbet

Çöl payına taksim budur

Dünya döner güneş durur

Ruh uyanır beden uyur

Gece korkunç kara çukur

Dol payına taksim budur

Çıtptı kanat kaldım geri

Tenten öte candan beri

Öp Narmnî kara yeri

Öl payına taksim budur

ÖLEYİM

CANAN YILMAZ

Allı kuşak ucu püskül sallanır

Al al olmuş yanakları ballanır

Ak gerdena rüzgar vurmuş yellenir

Gamzeler in çukuruna öleyim....

Elek almış arpa buğday eliyor

Dam üstüne çıkmış saçın tarıyor

Ayın şavkı gül cemale vuruyor

Tel tel olmuş saçlarına öleyim...

Heybesini takar omuz başlara

Kara lastik tek tek basar taşlara

Benziyor gökte uçan kuşlara

Şalvarı nın yama sına öleyim...

Kara tandır yakılınca köz olur

Gündüz gelme eller görür söz olur

Seher vakti gün doğumu tez olur

Yazma sının pullarına ölleyim...

SIRTIMDAN VURAN VURANA

GÜLVANİ – SONGÜL ALTINKAYNAK

Tutunacak dal tükendi

Sırtımdan vuran vurana

Güvenecek el tükendi

Sırtımdan vuran vurana

Halden bilen kul kalmadı

Denenecek rol kalmadı

Dayanacak hal kalmadı

Sırtımdan vuran vurana

Mutluluğu bulmam çok zor

Gözyaşımı silmem çok zor

Bundan böyle gülmem çok zor

Sırtımdan vuran vurana

İnsanlar İblis'ten şeytan

Olmuşlar birer şarlatan

Anlaşmışlar sanki toptan

Sırtımdan vuran vurana

Yarınımdan umutsuzum

Bulamadım buna çözüm

Gülvani'yem alın yazım

Sırtımdan vuran vurana

GEL DE ANLAT

NEVAF KARATAY

Bir hüzünlü sessizlik

Bir hüzünlü sensizlik düşerken geceme

Bütün demler aşk'tan yanadır o vakit

Yelkovan takatsiz kalir

Akrep bir ileri bir geri

Bütün türküler seni çığırır

Alfabeler aciz kalır hasreti tarife

Her şiir bakışlarındaki efsuna benzer

Her yıldız ışıltısına gözlerinin

Yalnız rüyalar sana çıkar bahtsizliğimdan

Hangi çiçeğe baksam sen kokusu sarar dünyayı

Yıldızlar seni zikr'eder

Her yol sensizlige götürür o hasretle

Gel de anlat

Hangi yol seni bulmaya çıkar

Hangi yol beni bulmaya çıkar

Bilmiyorum ben

Gel

Gel anlat

EBEDİ AŞKTIR MUNZUR

SEYFETTİN AVCI

Munzur'la on beşimde tanıştım

Dostça ahbapça, yiğitçe kucakladı.

Benle birlikte benliğimi sardı büsbütün,

Ben Munzur'un dostu Munzur'un ahbabı…

Munzur, Can yoldaşım olmuştu.

İşte o zaman unuttum kimsesizliğimi.

Munzur'u on beşimde sevdim.

Tel tel dağıtıyordu mis kokan saçlarını rüzgr.

Bazen sessiz ve suskun bazen de sessizce,

İşte o zaman unuttum, sılanın hasretini.

Gözyaşlarını silen bir ben olmuştun demden bu yana.

Ağladıkça yeşerirdi kardelenler.

Ağladıkça biterdi yamacındaki al al güller.

İşte o zaman anladım,

Ağlamanın ne büyük mutluluk olduğunu.

Munzur'a on beşimde şık oldum.

Ona şık olmak, onsuz yaşamamak ve onsuz ölmemek.

Yaşamayı sevip hayata bağlanmayı,

Ve onsuz günün doğmayacağını,

Bakışlarının ruhumu lime lime edip,

Mum gibi erittiğini,

İşte o zaman öğrendim, özgürce şık olmayı.

Ne kadar yaşlanmış iki büklüm olmuşsan da dünyam.

Gözlerindeki nurlar sönmüş, baharların hazana dönüşmüşse de,

Yine de gözleri kamaştırıyor duvak altındaki Munzur.

Ve…

Munzur'u on beşimde kaybettim.

Eğer sabahı olmazsa,

Suları akmayıp gülleri yeşermezse…

Bir seher vaktinde nefes almayıp,

Bakışları sönmüşse eğer,

Ey Azrail!

Bil ki!

Bende senin celldın olurum.

YOK ETME

BEYDAĞI'NIN KIZI

GÜNVER KORKMAZ

Sevgiye her an muhtaç hayatta tüm canlılar

Uzun ve mutlu hayat sürmek senin ellinde

Sevginle beslenerek korunur tüm ağaçlar

Yaşarken uzun hayat görmek senin elinde

Korumazsan yüz tutar ölmeye bedenleri

İçin için kemirir ruhunu kederleri

Bakımsız kalınırsız artar her an dertleri

Acıları yok edip dermek senin elinde

Sağlıklı her yaşamın yeşilliğin ellinde

Huzurla mutluluğun bir serçenin dilinde

Yeşeren çevre ile görünür her halinde

Mutluluğun yolunu sermek senin elinde

Ağaçlardır geçmişi geleceğe bağlayan

Sağlık verip bedene hastalığı dağlayan

Ömrüne ömür katıp sağlığını sağlayan

Koruyup sağlığına ermek senin ellinde

'Yeşili görmeyen göz renk zevkinden yoksundur'

Koru kolla yok etme hayatta sağlığındır

Beydağı kızı derki tükenmez varlığındır

Sağlıklı hayatı sürmek bilki senin ellinde…

18-1-2025

ÖLDÜM ÖLDÜM

BAKİ KUL ORTAK

Ey Tanrım ne zaman güneş doğacak

Ne vakit yolumdan diken kalkacak

Karanlık gönlümde ışık yanacak

Öldüm öldüm Tanrım ses duyanım yok

Yüreğim yaralı kalbim perişan

Her adım atışım sanki bir isyan

Ne olur bitsin de artık bu ferman

Öldüm öldüm Tanrım hal soranım yok

Her gece gözyaşı döker bu gözler

Kaderim peşime dizdi bin izler

Ne bir dost tutuyor ne gülen yüzler

Öldüm öldüm Tanrım bir sevenim yok

Bahtıma düşerken hep acı zulüm

İçime sığmıyor tükenmiş gönlüm

Her sabah daralır umutsuz ölüm

Öldüm öldüm Tanrım ağlayanım yok

Ne bir umut kaldı ne de teselli

Yüreğim kan ağlar gözlerim nemli

Tanrım hangi günüm geçti neşeli

Öldüm öldüm Tanrım anlayanım yok

Kul Ortak der sabrım taşıyor artık

Bu gönül her gece dert ile yastık

Ağlarken solduğum bir garip aşktık

Öldüm öldüm Tanrım çağıranım yok

SEN HAKLIYDIN ASLINDA

FATMA HAZER TURAN

Sen haklıydın aslında sevgilim

Sevgi aşk bir yalanmı

Sen yolcusun bu yolda ben ise hancı

Yoksa hepsi bir varmış bir yokmuş ile başlayan kısacık bir masalmı

Ömür yetmez yüreğim bu ayrılığa dayanır mı

Kimbilir yarın ne olacağı bilinir mi

Sen haklıydın aslında yrim sen haklıydın...

*

Herşey bir yalanmış sevgilim seninle biz biraraya gelemeyen

yer ile gökyüzü gibiyiz

Seninle biz yaz ile kış gibiyiz

İstemeden koptu bağlarımız

Ahh yarim nasıl unuturuz nasıl

Önce sen bu aşkkkı istedin

Sonra neden neden hayır dedin

Neye yarar ki artık gitti giden

Bir rüya gördüm sandım

Boşu boșunamı yıllarımı harcadım

Sen haklıydın aslında sen haklıydın...

*

Niye sonbahar gibi sarardık solduk

Biz yalancı baharlara dem olduk

Ellerimi tut dedim tutamadın

Bir haylden ibaret olamadın

Yüreğim yarelerle dolu çare bulamadın

İşte böyle sevgilim

Sen haklıydın çok haklıydın aslında...

*

Ben hep sanki şansımı zorladım olmayacak yarınlara

Git sevgilim git sende çok uzaklara

Bırakıyorum seni vicdanınla başbaşa

Umudumu bıraktım artık olmayacak yarınlara

Sen haklıydın yrim sen çok haklıydın...

*

Şimdi bedenimde değil ruhumda ince bir sızı

Gidiyorum bir meçhule bilemem sonumuzu

Sen çok haklıydın aslında garip bıraktın aşkımızı

Bir yokla istersen yaralı bıraktığın vicdanımızı...

Edirne

Bakmadan Geçme