MAVİ ŞEHRİN KALEMLERİ

Şairler yazarlar Vansesi'nin Mavi Şehrin Kalemleri sayfasında buluşuyor.

Van Sanat ve Edebiyatı Üzerine

Fuat Arpa

Doğu Anadolu'da önemli bir kültür havzası olan Van, bir milyonu aşan nüfusuyla önemli bir serhad noktasıdır. İlimizde kültür ve sanat adına yapılan kapsamlı faaliyetlerin uzun bir geçmişi yoktur. Sanat ve kültür adına kurulmuş ve faaliyette bulunan resmi kurumların ve bu kurumlardaki birimlerin değerlendirilmesi bu yazımızın konusu değildir.

Bizim söz konusu yapmak istediğimiz, sivil alanda, kültür ve sanat adına yapılan faaliyetlerdir. 2000'li yıllarda Van'da basılan edebiyat dergilerinden Hazan, Seyir dergileri dışında uzun soluklu herhangi bir çalışma akla gelmiyor. Yine o tarihlerde kurulan ve bünyesinde pek çok şair ve yazarı, aynı zamanda ozanları bulunduran Van Sanatçılar Derneğini de unutmamak gerekir.

Van Sanatçılar Derneği yerelde ve ulusal düzeyde yaptığı faaliyetlerle adından söz ettiren bir oluşumdu. Ancak çeşitliliği bünyesinde barındırma sıkıntıları atlatılamayınca ve tikel bazı etkenlerden dolayı bu dernek faaliyetlerine son vermek zorunda kaldı. Belli bir süreden sonra özel alanda bireysel olarak çalışmalar yapan, kitap ve dergi yayınlayan, müzikle uğraşan birçok sanatsever bir şeyler yapmanın gerektiğini anlamaya başladı.

Son on yıl içinde Vanlı olan ya da dışarıdan gelip Van'da yaşayan pek çok yazar ve şair kitap yayımladı. Müzikle uğraşanların albümlerini ve kültür sanat evlerini de unutmamak gerekir. Olgunluk yaşında bulunup genç şair ve yazarlara yıllardır yol gösteren, danışmanlık yapanların çabası zaten unutulmaz. Son üç yıl içindeki gelişim ve değişimlere gelirsek bu süreçte sanat ve kültür alanında ilimizde yapılan bireysel ve grup düzeyindeki çalışmalar elbette yadsınamaz.

Şair ve yazarların ve diğer sanat dostlarının "birlik" ve "topluluk" çatıları altında bir araya gelmeleri sevindirici gayretlerdir. Bu aşamada resmi kamu kurumlarının ve özel kuruluşların-yeterli olmayan- destekleri de görmezden gelinemez.

Bugün kabul edilmeli ki sanat ve edebiyat alanı için ciddi bir yapılanma boşluğu görülmektedir. Farklı gruplaşmalar çerçevesinde devam eden faaliyetlerin ve yapılanmaların daha merkezde ortak bir yapılanmaya dönüşmesi sanat ve edebiyat adına daha yararlı olacaktır. Parçacı paylaşımlar ayrışımlara yol açar ve zafiyetler doğurur.

Yola yeni çıkanların ve önceden yola düşenlerin şiirin ve sanatın özgür kanatları altında birleşmesi ümidiyle.

Bakışlar ve düşünce tarzları

Sevgi Gülmez

Bazen insanları anlamakta zorluk yaşıyorum.

Çünkü konu engelli bireyler olunca farklı düşüncelere kapılabiliyorlar, nasıl mı?

Örneğin, bir gün okula doğru yola çıktım. Az ötede karşıma bir amca geldi. Önce durumumu ve nasıl olduğumu sorduktan sonra okulda ne işin var, git evde otur, dedi. Şaşkınlık içinde sadece bakıp yoluma devam etmeyi tercih ettim. Lakin eve döndükten sonra bu konu üzerinde biraz düşündüm. Yaklaşık 2 saat sonra taslar yerine oturmaya başladı. Onlar bizlere acıyarak baktıkları için işe yaramaz bireyler olarak görüyor olabilirler.

Sadece evde oturması gereken hayatta hiç bir etkimizin olmadığını düşünebilir. Bu düşüncelerinden dolayı onları suçlamak ne kadar doğru olur bilinmez. Çünkü tarih boyu insanlarımız bize o gözle baktılar. Bunları değiştirmek kolay olmayacak ama düşüncelerini değiştirmek için çaba göstermek zorundayız. Bizler pek fazla dışarı çıkamayan bireyleriz, zorluklar olur, söylentiler olur.

İnsanlar ne der, diye çok düşünürüz. Uzun bir Aradan sonra tekerlekli sandalyeden kurtulmanın sevincini yaşamak için dışarı çıkmaya karar verdim. İlk defa bağımsız bir birey olarak çıkacaktım.

Biraz dolaştım o sırada insanların bana olan bakışları canımı yaktı. Çünkü acıyarak bakan gözler her şeyi anlatıyordu. Ama göz ardı edilen bazı şeyler var. Bizde onlar gibi bireyleriz. Evet, eksikliklerimiz olabilir. Lakin fırsat verilirse yapamayacağımız hiçbir şey yoktur. Bize yapacakları en büyük iyilik bize destek olmalarıdır.

Bunun yanı sıra üzülerek söylüyorum engelli bireylere sahip olan bazı aileler, engelli olan çocuklarını utanç kaynağı olarak görüyordu. Bu algının kaybolması uzun zaman aldı. En büyük engel, aslında engel olmamaktır.

Bizler utanç kaynağı değil gurur kaynağı olmak isteriz.

Anlatayım Size Van'ı

Ümit Kayaçelebi

Bağdaş gurun oturun size bağ ne diyacam

Eski Van'a doğru sizle bi yol alacam

Ne vardi ne yoğtisa hepsini anlatacam

Çok medeniyetlerin beşiği diyardır Van

Havasor, derken Erdemütten dolanır Şamran

Edremitlilere diyorlar çakala kapan

Şirin Edremit'te Van'a bakıyor her zaman

Semiramis'in gelip geçtiği diyardır Van.

Ay yüzlü kızlarımız bilirler Artos Babayı

Doğu ve Batı Yelleriyle Gevi Anayı

Bilirsiniz Akdamar'da yaşanan sevdayı

Tamara'nın hala seslendiği diyardır Van.

Adı Mustafa'dır, oysa biz deriz Sofu Baba

Ruslarla harp etmiştir şehit Kılıçlı Baba

Ekmek yemiyormuş diyorlar Nanyemez Baba.

Seyyid Abdulhakimin göçtüğü diyardır Van.

Evliya Çelebide gezip görmüş burayı

Çöken deveye benzetir bizim kalayı

Kalkıp dolanır ve Erciş'te verir molayı

Emrah ile Selvi'nin yaşadığı diyardır Van.

Şah İsmail yedi yıl eğlenmiş şah Bağında

Kaleyi zapt edememiş en güçlü çağında

Horhor Medresesinde ve Erek Dağında

Bediüzzamanın da kaldığı diyardır Van.

Hakkari'den gelince herkes dedi çok yaşa

Türk de, Ermeni de sevindi gelince başa

Batum da kurşunlandı kahpece Ali Paşa

En hazin ağıdın yakıldığı diyardır Van.

Aşıklar beldesi Erciş'te kurduk pazarı

Takdir ve tebrik ettik Poyraz oğlu ustayı

Şaheser İnce Memet romanının yazarı

Usta Yaşar Kemalin sevdiği diyardır Van.

Büyük küçük Van halkı biz onu çok severdik

Nerde sohbet etse can kulağıyla dinlerdik

Hepimizin amcasıydı biz ona <Apo> derdik

Kınyas Kartal'ın vekil gittiği diyardır Van.

Bölge müdürlüklerinde sarf etti çok çaba

Yaptığı hizmetleri saysam gelmez hesaba

Bakanlık, Başbakanlık yapmıştır Ferit Baba

Ferit Melenin'de doğduğu diyardır Van.

Çolo babamızla ve Tayyar beyi de andık

Selahaddin Gardaşımızı da hiç unutmadık

Şığ Reşit Efendiyi de hep hatırladık

Faki Teyran'ın medfun olduğu diyardır Van.

Abdullah Yüce'nin <Bu ne sevgi ah> da yok eşi

Mehmet Özkaya kardeşimizde sanat güneşi

Müzik denildiğinde ilk akla gelen kişi

Ruhi Su'nun sazını çaldığı diyardır Van.

Vankulu Mehmet Efendi'nin bir lügatı var

Seyit Fehim Arvasi'de gönüllerde yaşar

Kaleye gelen Abdurrahman Gaziye uğrar

Mir Hasan-ı Veli'nin yattığı diyardır Van.

Şair gayrı yeter senin yazıp çizdiğin

Bütün Vanlı bilir ki çoktur senin bildiğin

Emrah Selvi beldesinden Atakan Çeliğin

Ben Vanlıyam Şanlıyam dediği diyardır Van.

Şiir gülüşlü

Yaprak Türkeli

Gülüşün şiir gibidir ey sevgili

Beni varılmaz yollara gönderir

Çarıklar paramparça, asalar eskir

Ömrüm acıların kardeşi

Sen gözlere perde dağ gibi

İmdada bütün kuşları çağır

Her biri göğsünde taşısın gülüşünü

Gözüme perdeyi serdi ölüm meleği

Yolun sonundayacım, dilimde ismin

Ne güzel gülerdin, ne içtendi

Ağaçlar dallarında şiir beslerdi

Dünya beş kuruş değerde mi ki?

Dünyada başını aldı gidiyor

Yollarda varılmaz yurda çıkardı

Sen gidince güneş evini terk etti

Gülüşün nice şiire bedeldi.

Ben Miyim

Bahattin Bulut

Sırtımda yılların yükü

Yüreğimde yitirdiklerimin acısı

Ah, nereye gidiyor ayaklarım!

Sahi, bu ben miyim?

Bunca hengamenin girdabında

Kapıldığım onca uğraş

Sırlı hallerim

Dilimde bir umut türküsü

Acaba umuda yol alabiliriyim?

Ah umut! Benden çok mu uzaksın

Bir gün bana da uğrar mı?

Düşüm, mutluluğum, hayalim

Bırakıp giden yıllardan

Biriktirdiğim ahlardan

Gayri ne kaldı bana

Kalan yalnız pişmanlığım

Fani dünyanın kuytularında

Yitirdiğim gençliğe mi yanayım

Ah, beyaz saçlarım

Söyle, bu ben miyim?

Derdin sahibine açsam içimi

Her zaman görüp izlerken beni

Cürmümle o huzura

Söyle, nasıl varırım?

Biliyorum, bir gün kapanacak

Pencerelerimin perdeleri

Faniliğim oynayacak son rolünü

Ve yenilgiye uğramış bir aktör

Olmasın benim kaderim

Ve o zaman elimde

Bir keşke'den başka bir şey

Kalmayacak, bilirim.

Bakmadan Geçme