MAVİ ŞEHRİN KALEMLERİ
Vansesi Gazetesi ile Van Yazarlar ve Şairler Derneği işbirliğiyle mavi şehrin kalemleri yazıyor.
Sevgidir Benim Davam
Faysal Demir
Sabahları aynaya gülümseyerek baktığımızda içimizdeki sevginin yüzümüze yansıdığını görürüz. Yeter ki yüreğimizdeki sevginin farkında olalım. Bizler bazen içimizdeki bu kaynağı hiç kullanmadan kurutuverir, bazende uzun yıllar sonra fark ederiz.
Bu konuda denemeci ve aynı zamanda felsefeci olan Nermi UYGUR şöyle der; "Tam sevginin ne olduğunu, ne olmadığını öğrenir gibi oluyorsun, birde ne göresin, sevecek zamanın kalmamış artık." Yaşam boyunca sevmeye zaman ayıramamış olmak ne büyük bir hatadır. Oysa sevmek Allah'a yakın olmaktır. Allah'ın insanları en güzel şekilde yaratmış ve ruhlarına sevgiyi üflediğine inanıyorum. Ruh güzelliği dediğimizde bu değil midir zaten. "İçindeki sevgiyi dışa yansıtabilenlere ne mutlu. Onu ruhun derinliklerine gömüp hiç farkında olmadan yaşayanlar vah size!" diyor Fransız pilot Saint- Exupéry.
Yaratılmış tüm canlıların sevgiyi htiklerine gönülden inanın. Bir ağaca, bir çiçeğe, bir kediye, köpeğe, kuşa yaprağa sevgiyle dokunduğunuzda bunun algılandığına emin olabilirsiniz. Çünkü biz âdemoğlunu yaratan Allah o varlıkları da canlıları da aynı şekilde sevgiyle donanmış halde insanoğlunun hizmetine vermiştir. Sevin, doğayı sevin, canlıları sevin, birbirinizi sevin ve anlayış gösterin çünkü her şey ancak ve ancak sevgiyle halledilebilir ve bu çerçevede birbirinizi anlayabilirsiniz. Bunun için sevgi profesörü L.Buscaglia şöyle der; "Birbirinize yüreklerinizi verin, ama birbirinizin yüreğine sahip çıkmayın. Çünkü yalnızca yaşamın eli yüreğimize sahip çıkabilir.
Birlikte ayakta durup sevgi tapınağınızın sütunlarını oluşturun." Her şey sevgi ile hal olur. Her şey sevgi ile açar. İnsanca bakmanın ilk durağıdır sevgi. Güzel görme, güzel düşünme ilkesinin uygulanış biçimidir sevmek. Etrafına, bütün dünya ya "Yaratılanı severiz yaratandan ötürü" felsefesiyle, düşüncesiyle bakmayı bakabilmeyi ilke haline getirmeliyiz. Bu konuda çok sevdiğim ünlü Rus yazar LevNikolayeviç Tolstoy "Kim severse Allaha yaklaşır, Allah' ta ona yaklaşır. Çünkü o sevgiyi yaratandır." der.
Evet, Allah insanoğlunu ve tüm diğer canlıları en güzel şekilde sevgiyle donanmış bir halde yarattı. O halde neden sevmeyelim ve sevilmeyelim ki. Çünkü "Dünyayı değiştiren ve ayakta tutan sevgidir ve o bir dinamizmdir." Nitekim kutsal kitap Kuran-ı Kerim de "İman eden ve salih amel işleyenlere Allah sevgi bahşedecektir." diyor.(Meryem, 19/96).
Aynı şekilde dünya ya bir rahmet ve sevgi peygamberi olarak gönderilen Hz. Muhammed (s.a.s) de bir hadisi şerifinde "Sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız."(Buhari, sahih, iman 7) diyor ve sevginin ne kadar kıymetli olduğunu ve neleri kazandırdığını çok net ve açık bir şekilde dile getirmiştir. O halde neden hale sevmiyor, sevilmiyor, sevmiyoruz ve neden sevgimizi en güzel şekilde gösterip güzelliklerin yaşanmasına vesile olmuyoruz.
Bütün canlılar âlemiyle birlikte biz âdemoğlunun sonu da ölümle gelecektir yani sonuçta bu dünyada göçüp gideceğiz o halde neden bu ölümlü dünyada arkamızda güzel bir miras olarak sevgiyi sevmeyi bir prensip bir ilke haline getirip gelecek kuşaklara bırakmayalım, bundan daha güzel bir miras olabilir mi. Bu ölümlü dünyada kanımca yapılabilecek en güzel şey sevmek, sevgiyi öğrenmek, öğretmek, gönülleri hoş tutmak olacaktır. Bunun için Yunus EMRE;
BEN GELMEDİM DAVA İÇİN,
BENİM İŞİM SEVGİ İÇİN,
DOSTUN EVİ GÖNÜLLERDİR,
GÖNÜLLER YAPMAYA GELDİM.
Dizeleriyle sevginin ne kadar önemli olduğunu dile getiriyor. Bende kendi şahsım adına bu dizelerden payıma düşeni almış olduğuma inanarak ve sizler içinde bir şeyler çıkabileceğini umut ederek sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
Durgun Denizleri Dinleyeceğiz
Berna Öner
Sonbaharda üşüyen bir kalbin menfaate ayıracak zamanı yoktur.
Sevmelerin dünyasında var olabilir, nefret dolu dünyalarda yer alamaz. İçi dışı bir olmayan ruhların yanından dahi geçmeye dayanamaz ..
Çok soru sormayın! Yeri geldiğinde basitçe yaşayın. Durgun denizi dinleyin.
Ve düşünün. Hangi insan gözünüzde bir anda düştü ki size zıt yapısına, sizi incitmesin eve bunu toparlamamaya haline bir zemin hazırlayarak gözünüzden düştü ki! Korkarım ki bazı insanlar kendi elleriyle bunun zeminini hazırlıyorlar.
Siz onlara, dayandığım sırt, yoluma yoldaş diyorsunuz. Yolun ortasında bir de bakıyorsunuz ki yoldaş yok, yol yalnız yürünmeyecek kadar yolsuz. Sonra yeni bir hikâye sıfırdan yazılıyor.
Boş rolde siz… Tecrübelerinize dayanarak, kimseye dayanmadan; cesur, kararlı ve yalnız. Kula minneti olmayan yaşantınız ve siz mutlusunuz. Hikâyenize kimseyi almak istemeyecek kadar.
Bir zaman sonra yakın ve uzak çevreniz bunu da sorgulamaya başlayacak! Yakın ve uzak çevrelerin eleştirel bakışı sizi yoruyor dimi? Yaşınız kadar yıl tecrübeniz. Ve insan kalabalığınız.
Arzularınız arasında münzevi bir yaşantı! Bu yaşantıya sığdırmak için de hobileriniz var. Dünya zamanını öldürmek istiyorsunuz. Öldürdüğünüz dünya zamanında size verilen vakit son bulduğunda ise sitem ediyorsunuz.
Hepimiz yakın ve uzak çevrelerimiz gibiyiz. Eleştirel ve sitemkâr... Ve hatta hepimiz sonbaharda üşüyen kalpleriz. Menfaate ayıracak zamanımız yok fakat bir başkasının menfaatine yarayacak nitelikteyiz.
Sevgimiz dünyalarımızın temelinde, fakat nefret edecek kadar da soğukkanlıyız. Samimiyetsizliğe tahammül edemiyoruz lakin bir başkasına göre ziyadesiyle samimiyetsiziz. O yüzden diyorum ya, biz öteki olana bakmadan, eleştirmeden, dağıtmadan önce kendimize bakacağız.
Aynalarımız da çok çizik var. Başkalarının aynalarına çizik atmadan, kendi çiziklerimizle mücadele edeceğiz.
Yaşamayı zorlaştırmayacak sebepsiz şükürlerimiz olacak. Durgun denizi dahi dinleyecek ve basitçe yaşayacağız!
Haykırış
Rıdvan Özkan
Dönüyorum işte
Kanımda kırmızı kelebeklerin dansı,
Ve sevgilim bir şehrin yok olduğu yerde
Yeniden doğur beni...
İyi bir insan olmayadır gayretim
Biliyorum iyi insan diyebilmek zor
Ama üzmeyeceğim artık annemi
Ve öğreneceğim
Babamı sevmeyi
Babamın beni hiç sevmediği yaşındayım
Ve annemin beni hiç kucaklamadığı...
Keşke menekşelere benzeyebilseydi iyi insanlar
O zaman ak ile kara ayrılırdı birbirinden
Ama bu mümkün mü?
Gece ve gündüzün ayrılığı kıyamet
Dönüyorum işte
Uyanın şehirlilerim
Uyanın
Hem neden uyuyorsunuz ki
Başka yalan sabahlar görmek için mi?
Bilirim, derin uykudan uyanmak zordur
Ama siz derinlik nedir bilmezsiniz ki
Hadi, kandırmayalım birbirimizi
Uyanın şehirlilerim
Şair oldum ben
Hadi oradan laf cambazı!
Evet, evet sen cesur kadın
Hep böyle cesurdur işteşehrimin kadınları
Ya siz erkekler
Yok, mu bana kin kustuğunu itiraf edecek delikanlı?
Derin sessizlik...
Cesur kadın
Bir şair ne kadar iç çekebiliyorsa
O kadar iç çektim
Siz erkekler
Kabasınız ve benim de
Kaba olmamı istiyorsunuz
Doğru ya benim şehrimin erkekleri
Kabalıkta sınır tanımaz.
Ben de kabayım çok doğru
Ama bir ressam çizdiği resme nasıl bakıyorsa
İşte öyle bakıyorum size.
Bir gün vali olursam şehrimize
Hepinize özgürlüğünüzü iade edeceğim
Bu benim taş kalpli şehirlilerime
Tek hediyem olacaktır.
Hakikat
Sadık Er
Sırlar içinde dünya çetrefilli bilmece,
Bütün varlık alemi sessiz sessiz akıyor.
Gökyüzünde yıldızlar, diyorlar "iki hece",
Sonsuzluğa gidenler ufuklara bakıyor.
Bir son elbet olacak, sonsuzluk aleminde,
Vücudun mucidini tanımayan çıkacak.
Karaya oturanlar bu hayat seferinde,
"Hakikat" nedir diye daha çok çalışacak…
Kavradıkça özünü, çok şeyleri aşarsın
Yakınlaşırsın O'na, silinir hep çizgiler…
Sıkıntılar son bulur, mutluluktan uçarsın;
Ruhundan fışkıracak o an bütün ezgiler….
"Var"ı var biliyorum, tanımıyorum ben'i…
Cesedimi terk edip varacağım bekaya.
Aslıma rücu ettim, seviyorum kefeni;
Dönmek istemiyorum bu alemi fenaya…
Kuş sesleri
M.Sezai Çiçek
Uyanırım kuş sesleri içinde
Gülüşünü hatırlarım sevgili
Leylak sümbül nergislerin içinde
Gülüşünü hatırlarım sevgili
Sitem ettin katlansamda cefana
Ateşlere atıp daldın sefana
Yâr dedikçe giriyorsun hevana
Bilişini hatırlarım sevgili
Soran olsa dermişsin ki bilmezem
Bülbül güle yansa yine gelmezem
Âşık figan etse gayrı gülmezem
Gelişini hatırlarım sevgili
Toprak idim basıp geçtin yol ettin
Kölen idim sen kendine kul ettin
Yakut idim pazarlarda pul ettin
Alışını hatırlarım sevgili
Söyle bilem ben yanında neciyim
Sen tatlısın ben nedense acıyım
Bilir isen çiçeklerin tacıyım
Oluşunu hatırlarım sevgili.