Mavi Şehrin Kalemleri
Mavi Şehrin Kalemleri
YAŞANMIŞLIKLARIN İZLERİ
BUKET PEKEDİŞ
Yaşanmışlıklar, üzerinden seneler geçmiş olsa bile ne kadar da acı verici, can sızlatıcı. O acılara, sızlamalara derman olacak şifâlı bir ilaç yoktur zaman haricinde. Tüm hayatımıza damgasını vuran bir iz..
Nefes alıp verişinde hatırlar o izi insan, acıtır tekrar gûş-i can'ı. Bir nefes yapar bunu. Acılar, izler, sızlamalar, iç çekişler ve bunlar uğruna heba ettiğimiz üç günlük ömrümüz.
Bizler yalnızca yürürüz. Nereye varacağımızı bilmeden ve sorgulamadan. Yaşarken ölmek tabiri bizlere mahsustur. Yaşamaktan ve yahut soluk alıp vermekten kaçışımız yoktur. Bir yolumuz, bir kurtuluşumuz varsa o da umut etmektir. Yolların en güzeli bu yoldur. Bülbüller'in en aşığı, güllerin en sevgilisi orada halihazırda bulunur. Bu yolda yürüyenlerden olalım sevgili dostlarım. İnanalım ki bu yol dümdüzdür. Bir tek çukuru ve engeli yoktur. O yolda sabır ve bekleyiş vardır. Engellerin en büyüğü, kuyuların en derini ve en karanlığıdır sabır. Umut ederiz, sabrederiz, bekleriz derken son noktaya gelir artık. Bu bekleyişlerin bizi kötüye sürüklediğini düşünüp elimizin tersiyle çekip atarız hepsini bir kenara.
Gecelerimiz karanlıkta kalır. Gecelerden korkar hale geliriz. Etrafımız buzlarla kaplanır. Tenhalarda kalır yüreğimiz. İnsanlar başka kıyılara yüzerken biz kendi denizimizde boğuluruz. Yaradanın bizden umudu kestiğini, bizi unuttuğunu sanırız. Ne için umut ettiğimizi ve ne için sabrettiğimizi bizde unuturuz.
“Yaşanmışlıkların izi kalır” denilmişti bir kere. Tüm her şeyi kaybettiğimizde acımasız bir nefes gelir arkasından ve hatırlatır kendini.
Ve tekrar umut etmek için yola düştüğümüzde Yaradanın yeri ve göğü saran yüce kanatları sarar bizleri. Eli yetişir hemen. O' nun iyileştirici elinin değdiği her zerrecik filizlenir çiçekler açar. Bundan ötürü sevgili dostlarım, hiçbir zaman umudumuzu yitirmeyelim, ümitli olalım. Thales'in dediği gibi; “Her şeyin yok olduğu anda bile ümit vardır.”
GURBET
MERYEM IRKILATA
Gurbette olmak zor. Kaplumbağa misali
Valizin sırtında
Yüreğin ağzında
Varsa sağlam bir işin,
Sadık bir eşin
Hayat sana güzel, şansın yolunda...
Gurbette olmak zor.
Kendin gidersin,
Aklın sılada
Anan baban sılada
Arkadaşların sılada
Çocukluğun sılada
İlk aşk anıların sılada
Sadece rüyanda görürsün, arada...
Gurbette olmak zor. Bitmez dediğin sevgiler biter
Gitmez sandığın dostların gider
Ölmez sandığın anan baban ölür.
Sadece mezarları
Ve bitmeyen özlemleri
Kalır arkada...
Gurbette olmak zor.
Bir bilinmeze yelken açarsın
Ya olursa diye
Hep diridir umutların
Fark etmezsin,
Ne çabuk geçer yılların
Yinede, köyündür en son durağın...
KARAKOÇLARIN SEZAİ'SİNE
MUHAMMET BARAN ASLAN
(Üstad Sezai KARAKOÇ'un aziz hatırasına...)
Bir şems-i Osmani gibi tulu etmiştin üstad!
Memleketin kestane rayihalı mevsiminde...
Ruhunun ezgisinden marşlar besteliyordun.
" Gün Doğmadan " diyordun varmalı o menzile...
Bir kutlu bahar gibi estin geçtin zihnimden.
Sen yüce bir simurgdun doğdun sur içlerine.
Şimdi cümle şakirdin kıraat edip dursun.
Âsarınla yol çizdin diriliş erlerine!
Sen veli ruhlu şair; neler gördün, ne soludun?
Belki kabrinden biter erenler o kutlu günde.
Çün bir gaziyan gibi küfrün mevzilerini
Yerle bir eyler idin muzaffer cümlelerinle...
Ey şair sen ki süzüp gözyaşından, terinden
Muştular veriyordun yüce bir dirilişe.
Hızır'la tam kırk saat dertleşip, dertlerinden
Amentüler kazırdın ülkemin düşlerine.
Kim derdi ki bu adem olacak asra ayna?
Kim bilirdi böyle bir fidan biter Ergani'de.
Şimdi ağlayadursun ardından tüm ehl-i iman.
Zira bir burcu daha düştü şiir kalesinde...
HAK ADAMI
HASAN AYHAN
Mona rosa ile bildiler seni
Oysa sen diriliştin, sen davaydın
Adın Sezai soyadın adanmış'tı
Hak davasının neferi sesiydin
Kur'andı hayatın, Allah'ın nefesiydin
Bir azizin nefesinde uçan
Kalbinde Allah'ın eli duran
Hayatı yalın, Allah eriydin
Ömrün gibi dava
Gönlün gibi aşk
Kalemin gibi adanmış
Her ne varsa senden yana yaşanmış
Hepsi bir
Hepsi Allah
Hepsi zikir halinde
Şehadet ederler
Sezai Karakoç
Hak adamı
Seni tanımadılar, aşkı anlamadılar, dirilişten hazzetmediler,
Büyülü aşk türküleriydi hayallerindeki,
Oysa en güzel türküyü bir kurşun söylerdi
Destanlarda metfun kahramandın sen
Haktı söylediklerin ve hakkı gözledin
Mahşerden yağız yeleli atlarla
Gün geceye karışanda
Haberler getirendin
Gülcenin gülleri
Kanadı kırık kuş
Ve başak
Şehadet ederler
Sezai Karakoç
Hak adamı
DUA
İSMET ANİK
Nefsim beni yorunca beni Sensiz bırakma
Kırk kıyama durunca beni Sensiz bırakma
Ne mülküm var ne malım vebalime hamalım
Emaneti verince beni Sensiz bırakma
Sırtlanmadan heybeyi nasip eyle tövbeyi
Yol hitama varınca beni Sensiz bırakma
"Rabbike ve dinike ve dahi Habibike"
Münker Nekir sorunca beni Sensiz bırakma
Hak divana varınca hakkın arar karınca
Ol mizanı kurunca beni Sensiz bırakma
Gölge Nebi sancağı yakmaz mahşer sıcağı
İsrafil sûr vurunca beni Sensiz bırakma
İsmet kemter bir kulum Sana ayan her halim
Son kapıdan girince beni Sensiz bırakma
GÜZELİM
ALİ GÖRMÜŞ
Kulağımda hep kelamın
Neredesin ey güzelim?
Ecem'imsin sen helalim
Gökte güneş,ay güzelim
Gece uyku haram bana
Özlemimsin es bu yana
Bil ki selam yetmez cana
Kıyma bana oy güzelim
Eridim ben yana yana
Ah,vahımı bir duysana
Azrail'in kastı cana
Feryadımı duy güzelim
Avazlarım duyulmadı
Sefil gönlüm sevilmedi
Yar dilinde övülmedi
Demek gönlün toy güzelim
Hücre oldu evim barkım
Bir yetimden yoktur farkım
Aklım firar eder korkum
Al hücrene koy güzelim
Sen yok isen sanma varım
Ölü gibi diğer yarım
Hasretinden tarumarım
Benliğimden soy güzelim
Görmek için yanar özüm
Hiçbir şeyi görmez gözüm
Kader buysa olmaz sözüm
Değişmez ki huy güzelim.