Mavi Şehrin Kalemleri
Mavi Şehrin Kalemleri
UZAKTAN SEVERDİK BİZİM NESİLDE
SEMANUR DİLEK
Eskiden sevdanın adabı vardı
Uzaktan severdik bizim nesilde
Erkeğin ve kızın edebi vardı
Uzaktan severdik bizim nesilde.
İncitmeye kıyamazdık söz ile
Duygumuzu anlatırdık göz ile
Yeni nesil çağ atladı hız ile
Uzaktan severdik bizim nesilde.
Bayramdan bayrama buluşulurdu
Yaren eşliğinde konuşulurdu
Gerdek odasında kavuşulurdu
Uzaktan severdik bizim nesilde.
Yolda karşılaşmak idi mutluluk
Gizli bir gülüşle huzur bulurduk
Sevip sevilmeyi kutsal bilirdik
Uzaktan severdik bizim nesilde
Yar'e köle idik yara sarsaydı,
Ölürdük sevinçten hatır sorsaydı,
Seviyorum sözü karaborsaydı
Uzaktan severdik bizim nesilde.
Şimdi aşklar sanalda,internette
O eski sevmeler ,sevdalar bitti
Teknoloji geldi,insanlık gitti
Uzaktan severdik bizim nesilde..
Ahir zaman derler, zamana kaldık
Dane bitti, sapla samana kaldık
Eyvah'a yazık'a aman'a kaldık
Uzaktan severdik bizim nesilde..
Şimdilerde kalmadı ahde vefa
Gençler tatillerde sürüyor sefa
Heycandan ölürdük görsek bi defa
Uzaktan severdik bizim nesilde..
Ah ! DİVANE'm. Kabul et, geri kaldın
Çağın aşklarına bigane oldun,
Ne adamlar adam,ne kadın, kadın
Uzaktan severdik bizim nesilde.
Ne güzel severdik bizim nesilde...
ÇOCUĞUM
ŞERİFE ESER
Mevsimlere yürü boyun uzarken
Güneşle baharlar çağırsın seni
Barış ve özgürlük elden gitmeden
Çocuğum topraklar namusun olsun
Açık tut gözünü umutlar dolsun
Dünyayı koy içine ömurluk olsun
Evreni kucakla hep senin olsun
Çocuğum söyleyecek sözün olsun
Aşk ile bak dünyaya açık alında
Hedefler koy ilim irfan yolunda
Çelik bilekli ol vatan uğrunda
Çocuğum şanınla şerefin olsun
Yaşam zor dünyada kapılma yele
Dimdik duracaksın kapılma sele
Belki Kıracaklar sen güçlü ol ele
Çocuğum inanan yüreğin olsun
Sen yön çiz kendine en renklisinden
Tam seveceksen sev yüreklisinden
Adın yazılsın en şereflisinden
Çocuğum İnsanlık namusun olsun
BİRLİKTE YAŞAMAK
ELMAS TAŞKIRAN
"Birlikte olsaydı güzel olurdu. Tek başına güzel, zevkli ve eğlenceli değil bence hiçbir şey.
En sevdiğiniz ne varsa yapmaktan hoşlandığınız- tek başınıza- sevseniz bile hoşlanacak bir tarafı olmadığını görürsünüz.
Bunu yüreğinde olabildiğince sevgi ve şefkat taşıyan, sevdiğim ve birlikte yaşadığım insanlara karşı çıkar taşımadığım, birlikte olmanın kıymetini; yalnızlığı zehir gibi yaşadığım ve birlikte olmanın yalnızlıktan daha yaşatıcı bir güce ve etkiye sahip olduğunu, huzur ve mutluluk demek olduğunu bildiğim, yalnızlık çilesini hak etmediğim halde fazlasıyla çektiği için daha iyi bilirim.
Her şey birlikte güzel ama tek başına hiç de güzel ve sanıldığı kadar eğlenceli değil. Bu fikir bana ait tabii, başkalarının bilemem. Bu ve benzeri konularda benim ve sevdiğim, seveceğim; hayatımda olan, olacak olma ihtimali olan insanların mutluluk ve hayattan zevk alma anlayışlarıyla ilgili başkalarının fikirlerini merak etmiyor ve bu fikirlerle hiçbir şekilde ilgilenmiyorum.
Herkes kendi hayatının bencilliğini başkalarına yakıştırmak ve yaşatmak yarışında olduğu, bu kadar her şeye isteklice olur olmaz karışmaya koştuğu bir dönemde beni- sadece benim ve sevdiğim, sevebilme ihtimalimin olduğu insanların- fikirleri ilgilendirir."
VAN YANIYOR
NURCAN AVŞİN
Gölden çıkan alevleri görüyor musun?
Ya şu Edremit tepesindeki dumanı
Kurumuş ağaçlar acıdan kavrulmakta,
Toprak koyu, gök gri, Van yanıyor.
Nefes almak zorlaştı hissediyor musun?
Belli belirsiz bir dağın yamacı,
Boğazlarda düğüm düğüm hıçkırık,
Ciğer kül, dudak suskun, Van yanıyor.
Ya bu ıssız öten kuşlara ne demeli?
Ağızlarında bir garip ayrılık ağıdı,
Yavrun gibi hepsinin kanadı kırık,
Eller soğuk, gözler kanlı, Van yanıyor.
Güneş ısıtır mı artık, yer gök karardı,
Çiçeklerini döktü bahçe-bağları,
Sana kıydı, bize kıydı ulu dağları,
Gülüşün sokaklarda, Van yanıyor.
Gitme demek istedim, gönlün öyle pak,
Nerde bir aciz görsen gözlerin ıslak,
Erek Dağın etekleri oldu son durak,
Yiğidim, merhametlim, güzel yüreklim,
Bunca sevdiğin Van sana ağlıyor.
Merhum polis memuru,
canım kardeşim Ali İzzet Avşin'e…
UZAK DÜŞME GÖZLERİMDEN
MİNE GÖKŞEN
Ey günümün ışığı güneşim
Karanlıklarda kaldım
Umudu içinde barındıran
Işığına muhtacım.
Nasıl bir devrandır ki bu
Tutmuyor kolum kanadım.
Şaşkınım sevgilim
Taş üstünde taş bırakmadı kasırgalar
Uzak düşme gözlerimden
Yol göstermiyor haritalar.
Dur durak bilmedi çorak beyinler
Algıyla olgu arasında
Selamsız sabahsız girdi ömrümüze
Asırlar öncesine öykünen bedbahtlar.
Sözler de kelepçelendi fikirler gibi
Konuşmak yasak
Gülmek yasak
Ki öyle buyurdu muktedirler.
Bir tek ölmek özgürlük sevgilim
Seninle her şiirin içinde ölebilirim.
İhanetin böylesini görmedi bu topraklar
Çürümüşlüğün kokusunda
Bunca talana sessiz kaldı insanlar
Göz göre göre yağmalandı
Derdiyle dertlendiğim
Bahtsız memleketim.
Yarınların tarihi yazılıyor bu günlerde
Sözlerime inan gün ışığım
Karanlık isteyenler
Tarihin karanlık sayfalarına gömülüp
Nefretle anılacaklar.
Göçebe kuşlar gibi
Geçip gitme ömrümün üstünden
Sesim ulaşmıyor dağların ardına
Bu soylu kavganın ortasında
Sensiz koyma beni bir başıma.
Suçu yok yüreğimin
Yurdunu õlesiye sevmekten başka
Suçu yok
Gizlice hasretinden öpmekten başka.
Ay düşünce geceye
Bir yaşam emaresi arar
Ömrümün penceresinde bakakalan düşlerim.
Ben sığamazken kendime
Masal kuşları gibi
Süzülüverirsin Kaf Dağlarından
En yalın halinle
Şiirleşirsin yüreğimde.
Kapatmıyorum perdeleri
Biliyorum ki bir sabah doğacak
Bir daha batmayacak güneş.
Sevgilim sen aydınlığımsın
Taze gülüşlerle
Yeniden
Yeniden doğmalısın.
Sen yoldaşımsın
Yanımda durmalısın.
Sevgilim sen halksın
Susmamalısın.
VAN GÖLÜ
PROF. DR. RAUF YÜCEL
Erek dağı salkım saçak
Baharla sümbül açacak
Burdaki dostluk sımsıcak
Hayran kaldım Van gölüne.
Urartu'dan kalmış kale
Söylemek kolaydır dile
Tepesine çık bir hele
Sevdalandım Van gölüne.
Ak saçlı bir dev misali
Görkemli süphan'ın hali
Yaylasından esen yeli
Rüzgar kıldım Van gölüne.
Güneşin gökte gülüşü
Grup vakti sözülüşü
Tanrım bu ne renk cümbüşü
Meftun oldum Van gölüne
Artos'a dayanmış Gevaş
Tırmanırsın yavaş yavaş
Sıcaktan bunalınca baş
Koşup daldım Van gölüne.
Erciş, Tatvan, Adilcevaz
Sular çok yükseldi bu yaz
hoca Nasrettin'e kıyas
Maya çaldım Van gölüne.
Gürpınar, Hoşap kalesi
Muradiye Şelalesi
Ahlat'ta Selçuk müzesi
Deyip geldim Van gölüne.
İnci gümüş küpesinden
Satın aldık hepisinden
Nemrut dağı tepesinden
selam saldım Van gölüne.