Menşure hanımlı meşhur türkülerimiz
'Bizim eller ne güzel eller/Ne güzel eller/Söylesin şirin diller/Oynasın koç yiğitler/Oy bizim eller ne güzel eller' Diye başlayıp: 'Bu dağda maral gezer/Zülfünü tarar gezer/Dağ bizim maral bizim/Avcı burada ne gezer' Diye devam eder.
Hatırlayınız..TRT Radyolarının unutulmaz başlangıç çıngılı(müziği) Van'ın ünlü türküsü Bizim Eller'den alınmıştır.
“Bizim eller ne güzel eller/Ne güzel eller/Söylesin şirin diller/Oynasın koç yiğitler/Oy bizim eller ne güzel eller” Diye başlayıp:
“Bu dağda maral gezer/Zülfünü tarar gezer/Dağ bizim maral bizim/Avcı burada ne gezer” Diye devam eder.
Ağıtlar da vardır oyun havaları da…
O yıllarda İzmir fuarında henüz tıfıl gençlerken yorulup da banklardan birine oturduğumuzda baktık ki tam karşıdan uzun boylu, ince dal gibi bir delikanlı geliyor. Arkadaşımız Rahmetli Burhan Osmanoğlu hafifçe dirseğiyle dürtüp:
“Vile bak kim geli?” Dedi.
Gelen Atakan Çelik'ti…”Giderem Van'a Doğru” Türküsüyle muhteşem bir çıkış yapmış, türkü listelerinin ilk üçünün zirvesinde yerini almış Van Ercişli ağabeyimizdi.
Saygı ve sevgi karmaşası içinde oturduğumuz yerden kalkıp gözelerimizi üzerinde odaklaştırmıştık.
Bizi fark etti… Yanımıza doğru gülümseyerek gelip:
“Vay benim babalarım. Merhaba!” Diye ellerimizi sıktı. Ayaküstü hal hatır sordu. O bizi tanımıyordu ama biz onun türkülerini artık ezbere biliyorduk.
Fuarda Ekici Över Gazinosunda sahneye çıktığını anlattı. Bir ihtiyacımız olup olmadığını sorup, yanaklarımızdan öperek yürüyüp gitti.
Ne severdik onun türkülerini… Hele “Ezem ezeme oğlan bıyık bezeden oğlan” Türküsünü koru oluşturup söylerdik.
Atakan Çelik'le birlikte çıkış yapan Vanlı türkücülerden Hüsamettin Subaşı'da gönül telimizi titreten türkücülerimizdendi.
O'nun gözde olan türküleri arasında “Gel beri yar gel beri”, “Atem tutan men seni/Şekere katem men seni/Akşam baban gelince/Önüne katam men seni/”,”Boyakçının gelini”,”Bahçeye gel ki görem” Ve “Menşure hanım” Türküleri Dillerden düşmeyenlerdi.
Görevli olduğum Antalya Öğretmenevinde konuk olan bir öğretmen Hanım yanıma yaklaşıp sormuştu:
“Hocam siz Hüsamettin Subaşı ile kardeş misiniz?”
-Hayır! Demiştim, hemşeriyiz. Fiziksel benzeyişimiz gözünden kaçmayan hoca hanımla bir öğle dinlenme anında uzun uzun Van'ı ve folklorik değerlerini konuşmuştuk. Daha sonra bu öğretmenimiz Van'a bir haftalığına geziye gitmiş sonra da yazdığı mektupta:
“Hocam sevdiğiniz kadar güzelmiş memleketiniz. Tabiatının güzelliği insanının içtenliğiyle bütünleşince ortaya inanılmaz değerler çıkmış.”Diye teşekkür etmişti.
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...