Merkel: Ben de masayı devirebilirim
Almanya Başbakanı Merkel, sivil toplum temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda önemli mesajlar verdi. Merkel, Ben de masayı devirebilirim ama bu mutabakatı çökmeden yönetmek istiyorum dedi. Bir katılımcı Merkelin laiklik konusundaki kaygısını şöyle aktardı: 'AB, geçmişte askeri vesayete karşı Erdoğana destek verdi ama bugün seküler düzen için kaygılı.'
Almanya Şansölyesi Angela Merkel, mülteci mutabakatına karşılık vize serbestisi için restleşmenin devam ettiği bir ortamda “masayı devirmek” yerine “iletişimi” tercih ettiğini belirtti. Cumhuriyet'in haberine göre Merkel, Türkiye'de güçler ayrılığı ve laikliğin yıpranmasından duyduğu kaygıyı da paylaşırken, vize serbestisindeki 72 kriterin değişmediğini ve buna 2013'te Erdoğan'ın imza attığını aktardı.
Merkel, Dünya İnsani Zirvesi için geldiği İstanbul'da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan önce sivil toplumun temsilcileriyle bir araya geldi. İnsan hakları, yargı, medya, iş dünyası ve akademisyenlerden oluşan küçük bir grupla pazar günü iki saate yaklaşan kapalı bir toplantı yaptı. Ardından da pazartesi günü Erdoğan'a, görüşmesinde, Türkiye'ye yönelik kaygılarını dile getirdiğini açıkladı. Sivil toplum temsilcileriyle yaptığı bu görüşmeye katılanlar Merkel'in Türkiye'deki gelişmelerle ilgili ayrıntılı bilgiye sahip olduğunu söyledi.
Çözüme dönülmeli
Dokunulmazlıklar konusu açıldığında Merkel, parlamento üyelerinin büyük bir kısmının dokunulmazlıkların kalkması için oy kullanmasına şaşırdığını gizlemedi ve Türk halkının tepkisizliğine dolaylı bir göndermeyle işaret ederek, “Bizde bu kadar milletvekilinin dokunulmazlıkları kalksa, Alman halkı ‘nasıl böyle bir şey olur' diye sorar” mesajı verdi. Güneydoğu'da artan şiddete değinilirken, Merkel çözüm sürecine dönülmesini arzuladığını vurguladı.
Katılımcılar, Merkel'e mültecilerin kabulü karşılığı Türkiye'de demokrasinin her geçen gün düşüşüne, hukukun üstünlüğü ilkesinin ihlal edilmesine göz yumulmaması gerektiğini ve AB ile Türkiye arasındaki bağların daha da güçlendirilmesinin önemli olduğu mesajını verdi. Birçok katılımcı bu çerçevede yargı, temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik ile ilgili 23 ve 24'ncü fasılların açılması ısrarını sürdürürken Merkel, Rum Kesimi'nin bu fasılların açılmasını engellediğini söyledi.
Davutoğlu sessizliği
Merkel, Davutoğlu ile Geri Kabul Anlaşması karşılığında Vize Serbesti için süreci bir noktaya getirdiklerini belirtirken, görevden alınmasına yönelik bir yorum yapmadı. Merkel, kendisine yönelik eleştirilere “Ben de masayı devirebilirim, dönünce kahraman da olurum, ama bu mutabakatı çökmeden yönetmek istiyorum” mesajıyla karşılık verdi ve “sert karşılık verilse de sonuçta iletişim kurmanın kaçınılmaz olduğuna” işaret etti.
AB'yi de eleştirdi
Merkel, ayrıca Avrupa içerisinde “Türkiye ile yapılan anlaşmanın çökmesini arzulayanlar” olduğunu da anımsattı ve “Bu süreç çökerse zaten AB'de ‘Türkiye ile konuşmayın' diyenler çoktan hazır” mesajı verdi. Türkiye ile varılan mutabakatın “sonsuza kadar sürmeyeceğinin” farkında olduğu mesajını verdi. AB'nin yeni kriterler üretmediğini de vurgulayan Merkel, “Bu 72 kriterlik anlaşmayı Erdoğan Başbakanken imzaladı” diyerek AB'nin tutumunun değişmediğini belirtti. Merkel, “AB içindeki tartışmalar, AB değerleri içinde ilerlemiyor” derken Avrupa'nın bölge ülkeleri kadar mülteci kabul etmemesini de eleştirdi.
Laiklik kaygısı
Bir başka katılımcı da “Parlamenter sistemin bittiği bir noktaya geldik. Gücün yoğunlaştığı, güçler dengesinin olmadığı bir noktadayız” dedi. Merkel, yargı bağımsızlığına yönelik şikâyetlere karşı kendisinin birşey yapamayacağını mimikleriyle belirtirken, Türkiye'nin güçler ayrılığı ilkesinden uzaklaşmasından duyduğu kaygıyı da paylaştı. Bağımsız bir medya, yargının bağımsızlığı ve güçlü bir parlamentoyu Türkiye'de önemsediklerini dile getiren Merkel'in Türkiye'deki laikliğe yönelik kaygısını ise bir katılımcı şöyle aktardı: “AB geçmişte askeri vesayete karşı Erdoğan'a destek verdi ama bugün seküler düzen konusunda kaygısı arttı.”
Yeni düşman yaratır
Görüşmede, Türkiye'nin vize serbestisi için yerine getirmesi gereken diğer kriterler arasında yer alan yolsuzlukla ilgili hükümler de anımsatıldı ve bunun iş dünyasındaki yansımalarına dikkat çekildi. Bir başka katılımcı ise Erdoğan'ın vize politikasından vazgeçmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtirken, “Bundan vazgeçilirse Erdoğan yeni bir düşman yaratacaktır” diyerek AB'nin Türkiye'de “düşmanlaştırılacağı” uyarısında bulundu.