MİMAR SİNAN VE VAN

28 Mayıs 1490 - 9 Nisan 1588 tarihleri arasında yaşayan Mimar Sinan, Şakirtlik'ten Sermimarlık makamına kadar yükselerek Osmanlı sınırları içerisinde 400'e yakın dini sivil ve askeri mimari eserler inşa etmiştir.

İnsanlık tarihinin en eski ve ilk mesleği olan mimarlık ile tüm uygarlıklar tanışmıştır. Her uygarlık kültür, inanç, ekonomi gibi birçok unsuru mimariye katarak eşsiz eserler ortaya koymuştur. Arapça kökenli olan mimar kelimesinin Türkçedeki karşılığı 'şenlendirici' anlamına gelmektedir. Mimarlık; genel olarak 'Madde ve manayı bir noktada buluşturup idealizme taşıma sanatı' olarak tanımlanabilir.

Uygarlıkların doğuşları ile yıkılışları arasında yer alan yükselme dönemleri ' altın çağ ya da klasik çağ' olarak adlandırılır. Bu dönemde toplumların bünyesini topyekun değiştiren yapısal belirlemeler ortaya çıkar, kurumların tutum ve davranış tarzları arasında bir düzen sezilir. Bu planda ölçü ve esasların bir bütünleşme ve denge hali kendini belli eder. Tarihteki gelişme büyüme ve yıkılış dönemlerine paralel olarak mimarlığında bu akışa bağlı değişim gösterdiği bir gerçektir. Günümüzdeki eşsiz mimarlık eserlerinin uygarlıkların gelişme veya klasik dönemi olarak adlandırılan dönemlerin de yine o dönemde yetişen mimarlar tarafından inşa edildiği bilinmektedir. Altı asırlık Osmanlı Devleti döneminde klasik dönem diye tanımlanan 1500-1650 yılları arasında önemli mimari eserler, bazı sanat şahsiyetleri tarafından inşa edilmiştir. Bu hiç şüphesiz Mimar Sinan'dır. 28 Mayıs 1490- 9 Nisan 1588 tarihleri arasında yaşayan Mimar Sinan Şakirtlik'ten Sermimarlık makamına kadar yükselerek Osmanlı sınırları içerisinde 400'e yakın dini, sivil ve askeri mimari eser inşa etmiştir.

Bu önemli eserlerin ortaya çıkmasında yaşadığı dönemin idari, ekonomik ve siyasi oluşumunun büyük etkisi vardır. Eserlerinin büyük bir bölümü İstanbul olmak üzere Osmanlı Devleti'nin tüm bölgelerinde yer almıştır. Yetiştirdiği mimarlar, Osmanlı sınırlarını aşarak Hindistan'a kadar birçok yerde insanlığa hizmet etmek amacıyla çok sayıda eser inşa etmişlerdir.

Mimar Sinan başlamadan önce şöyle dua ederdi; 'Ey herkese rızık veren Allah'ım, ey kudretinden kuvvetinden şüphe edilmez Allah'ım, bu değersiz kulunun yüzünü kara çıkarma, yardımını esirgeme.'

Yapılan tarihi araştırmalara göre, Mimar Sinan'ın Van bölgesine 99 yıllık ömrü boyunca üç kez gelerek önemli hizmetlerde bulunduğu tespit edilmiştir. İlk olarak Irakeyn Seferi ile bölgeye gelen ve ordu mimarı olarak sefere katılan Sinan'ın yaptığı eser hakkında detaylı bilgi yoktur. Ancak, bu seferde birçok yapının onarımında görev aldığı düşünülmektedir. İkinci olarak 1534 yılında Bağdat Seferi ile Sinan'ın bölgede önemli görevi yaptığı bilinmektedir. Doğuda baş gösteren karışıklıkları bir düzene sokmak için Osmanlı ordusu Vezir-i Azam İbrahim Paşa komutasında, 21 Ekim 1533'te İstanbul'dan yola çıkıp ve iki ay sonra Halep'e ulaşıldı. İbrahim Paşa kışı Halep'te geçirmeye kar verdi. Ordu burada bahara kadar dinlendi. Baharda yeniden yola çıkan ordu, 13 Temmuz 1534'te Tebriz'i savaşmadan aldı. Bu arada Kanuni Sultan Süleyman İstanbul'dan 11 Haziran 1534'te yola çıkmış ve 28 Eylül 1534'te Tebriz'e gelmişti. İran Şahı Tahmasb, Osmanlı Ordusu karşısında savaşmadı. Bu arada kış gelmişti. Kışı Bağdat'ta geçirmeye karar veren Kanuni Sultan Süleyman orduyu çevre eyaletlere dağıttı. Ordunun dağıtıldığı haberini alan Tahmasb Van Kalesi'ne saldırdı. Saldırıyı püskürtmek için ordu toplanmış komutanlığına Vezir-i Azam Lütfü Paşa atanmış ve Van üzerine gönderilmişti. Van üzerine gönderilen orduda Sinan da vardı. Ordu Van Gölü kıyılarında, Tahmasb'ın ordusu karşı kıyıdaydı. Karşı kıyıda düşmanın nasıl bir tertip aldığının bilinmesi gerekiyordu. Vezir-i Azam Lütfü Paşa 'bir kadırga inşa etmeliyiz! Karşıya geçip düşmanın aldığı tedbir nicedir, ordusu kaç kişidir bilmek icap eder!' dedi. Herkes bir tersane olmadan kadırga yapmanın imkânsız olduğunu biliyordu. İşte bu çaresizlik anında Mimar Sinan'ın en yakın arkadaşı Yedi Bela Mahmut Bey, Lütfü Paşa'nın huzuruna çıkıp 'Sinan kulunuz marangozlukta üstattır! Yapamayacağı iş yoktur! Ferman Buyurun kadırgaları derhal yapsın! dedi' Lütfü Paşa, gereken emirleri verip 'ne istersen tez karşılansın herkes sana yardımcı olsun' dedi. Sinan herhangi bir mazeret göstermeksizin kısa zamanda iki hafta içinde üç tane kadırga inşa etti. İkinci haftanın sonunda hem yelkenlerle, hem de küreklerle hareket edebilen üç tane savaş gemisi Van Gölü'nde yan yana süzülüyordu. Lütfü Paşa 'Madem bu kadırgaları sen inşa ettin kaptanlıklarını da sen yap! Karşıya git düşmanın tedbirini öğren gel !'dedi. Sinan karşı kıyıya varıp düşmanın tedbirini öğrenip önüne çıkan bir grup düşman askeri ile çarpışıp onları esir alıp geldi. Lütfü Paşa'nın huzuruna çıkıp rapor verdi. Sinan'ın becerisi Lütfü Paşa'nın çok hoşuna gitti. Lütfü Paşa, kese kese altın ve safkan bir at verdi ve savaştan sonra gösterdiği başarılardan dolayı rütbesi yükseltildi. Zemberekçibaşlıktan alınıp hasekiliğe getirildi. Hasekilik sırdaş yakın dost anlamına gelirdi. Hem güvenilir olanlara hem de hizmette iyice eskiyip kıdem kazanmışlara verilen bir unvandı. Sinan, Irakeyn Seferi'nden sonra haseki olarak doğrudan sultanın hizmetine alındı. Mimar Sinan'ın Van Gölü'ndeki bu hizmetleri daha sonra sermimarlığa atanmasında büyük rol oynamıştır.

Üçüncü olarak; Mimar Sinan, Eski Van Şehri içerisinde yer alan Hüsrev Paşa Külliyesi'ni 1567 yılında inşa etmiştir. Külliyenin uygulama çalışmaları ise bölge mimarlarından Mimar Salman tarafından yapılmıştır. Tuhfetü'lMimarin'de Mimar Sinan'ın eserleri arasında bulunan külliyenin merkezinde cami; cami çevresinde sıralanan medrese, türbe, çifte hamam, imaret, han, çeşme, şadırvan, sıbyan mektebi (Daru'lKurra), muallim ve misafirhane bulunmaktadır.

Hüsrev Paşa Külliyesi'nin çekirdeğini oluşturan caminin, günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğü Bitlis Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılmaktadır. Külliyenin diğer tüm birimleri ile birlikte restore edilerek ayağa kaldırılmasıyla Mimar Sinan'a olan saygımızı bir nebze olsun yerine getirmiş olacağız.

Kaynak:

Dünyada Van Dergisi 15.07.2007 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Şahabettin Öztürk

Bakmadan Geçme