Mümtaz Sami Özok ve Zirve Beyazı

Lise öğrencisiydik. İkimiz de kendimize göre şiirler yazıp zaman zaman birbirimizle paylaşıyorduk. Onun sesi de güzeldi, Türk Sanat Müziği eserleri okuyordu. Fırsat buldukça diğer arkadaşlarımızla birlikte Cumhuriyet Caddesi'nde dolaşıyor, memleketin kahvehanelerinde oturup muhabbet ediyorduk.

Lise öğrencisiydik. İkimiz de kendimize göre şiirler yazıp zaman zaman birbirimizle paylaşıyorduk. Onun sesi de güzeldi, Türk Sanat Müziği eserleri okuyordu. Fırsat buldukça diğer arkadaşlarımızla birlikte Cumhuriyet Caddesi'nde dolaşıyor, memleketin kahvehanelerinde oturup muhabbet ediyorduk.

O İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirip avukat oldu. Bir süre Van'da serbest çalıştı. Şiir yazmaya da musiki çalışmalarına da hiç ara vermedi.

Bir zaman sonra memleketten ayrılıp Antalya'ya yerleşti.

Araya zaman ve ayrılıklar girince pek çok insan birbirinden kopup duruyor. Biz de koptuk. Uzun süre haberleşemedik.

Ancak gün artık postanelerden sıraya girilerek ya da telefon kulübelerini kullanarak iletişim sağlanan gün değildi. İnternet ağları, sosyal medya sayısız eski dosta, arkadaşa, akrabaya ulaşma olanağı sağlayan teknolojilere sahiptik. Bu araçları kullanarak yeniden bağlantı kurup haberleşmeye başladık. Neredeyse kırk yıl sonra birbirimizi yeniden arkadaş listelerimize ekledik.

Uzun süredir Denizli'de yaşamakta olduğunu da bu görüşmelerimiz esnasında öğrendim.

Orada da sanatsal faaliyetlerine devam ediyor; Denizli Barosu Sanat Müziği Korosu'nda ve kendisinin kurucusu ve başkanı olduğu Denizli Yunus Emre Gönül Derneği'nin Tasavvuf Korosu'nda ses icracılığını sürdürüyordu.

Bir görüşmemizde sürpriz bir şekilde bana artık bir şiir kitabının olduğunu söyledi. 1974-2006 yılları arasında yazmış olduğu şiirleri Zirve Beyazı adıyla kitaplaştırmıştı. Ayrıca kitabın içinde kendisinin seslendirdiği şiirleri içeren ses diskini de ekleyerek eserini daha da zengin kılmıştı.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme