Nasıl Bir Van...!

Bundan 20 yıl önce Van'a yaptığım ve bir süre kaldığım seyahat sonrası, kendime yazdığım yazıda Hayatta çok az şeyi özlüyorum, çocukluğum ve ilk gençliğimin geçtiği Van'ı özlediğim kadar. Ancak bu seyahatten sonra o özlem yerini kocaman bir hayal kırıklığına bıraktı. 20-30 yılda her şey ama her şey bu kadar korkunç bozulabilir mi? demişim.

Bundan 20 yıl önce Van'a yaptığım ve bir süre kaldığım seyahat sonrası, kendime yazdığım yazıda; Hayatta çok az şeyi özlüyorum, çocukluğum ve ilk gençliğimin geçtiği Van'ı özlediğim kadar. Ancak bu seyahatten sonra o özlem yerini kocaman bir hayal kırıklığına bıraktı. 20-30 yılda her şey ama her şey bu kadar korkunç bozulabilir mi? demişim.

Depremden sonra gittim bir kez daha. Yıkıntıları ve hasar görmüş binaları gördükten sonra niye yalan söyleyeyim, içimden, insanların canı yandı ama, umarım kent yeni bir akılla, çağdaş bir kente yakışır şekilde yeniden imar edilir diye geçirdim.

Ne gezer... Sağlam zemin diye dağ başına, yapılan evler bile sanki bir plana bağlı değil de, sanki tesadüfen gökyüzünden serpilmiş taşlar gibi gelişi güzel biçimdeydi. Kent merkezi köhneliğini koruyordu.

O zamanki belediye depreme rağmen ideolojik, şövenist ve kente bigane tavrını sürdürüyordu inatla. Kentçilik açısından tam bir hayal kırıklığıydı bu.

Cumhurbaşkanının bastırmasıyla başarısız HDP li başkanların yerine, valiler ve kaymakamlar kayyım olarak atanınca kendi kentim adına umutlandım.

Van'daki gelişmeleri yerel basından izliyoruz. İlçeler de bile yıllarca ihmal edilmiş su, kanalizasyon çalışmaları yapılıyor. Ancak şimdilik çamurdan bir kurtaralım, hele bir musluktan su aksın, sonra düşünürüz düşüncesi mi hakim yoksa planlanarak yapılan masraf bir kerede ama doğru şekilde mi yapılıyor bunu izleyemiyoruz? Gevaş'ta, Başkale'de, Gürpınar'da, Çatak'da küçük adımlar atılıyor gibi.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme