Ne zaman kırmızı kart göstereceksiniz?
İktidarı sert bir dille eleştiren Kılıçdaroğlu vatandaşlara Türkiyeyi bu hale getiren, kan gölüne çeviren, terör örgütlerine yardım yapan bu partiye ne zaman kırmızı kart göstereceksiniz? diye seslendi...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara katliamının ardından bir yönetim krizi yaşandığını belirterek, “AKP yönetimi ile PKK işbirliği halindedir. Kimse kanın, gözyaşının üzerinde oturamaz. Sen başkan olamayacaksın kardeşim, bu milletin kanında boğulacaksın” dedi. Kılıçdaroğlu, olayın failine yönelik açıklanan ilk ismin gerçek çıkmamasına ilişkin olarak, “Bir ülkenin Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı kendi halkına doğruyu söylemezse, onları kandırmaya kalkarsa, gerçek ortaya çıktığı anda hâlâ koltuğunda oturmaya devam ederse, bu millete saygısızlıktır” dedi. Kılıçdaroğlu, dün partisinin grup toplantısında şunları kaydetti:
YARDIM VE YATAKLIK: Artvin'de doğaya sahip çıkma eylemi devam ediyor. ‘AKP hükümeti olarak milletin anasına küfredenin yanındayım' diyor. Artvinlileri havuz medyası terörist ilan etti. Artvinlileri Türkiye'nin bir numaralı vatanseveri ilan ediyorum. Son bilirkişi raporu diyor ki, 50 bin 300 ağaç kesilecek. Teröre yardım ve yataklık yapanlar milletin anasına küfredene de yardım ve yataklık yapıyorlar.
AİHM'YE GÖTÜRECEĞİZ: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nu komisyonlardan yıldırım hızıyla geçirdiler, herkesi fişlemeye başlayacaklar. Batı'da bu kurumların tamamı özerk ve bağımsız. Bizde kurul kuruyor, üç üyesini Cumhurbaşkanı, dört üyesini Bakanlar Kuruluatayacak yani yedi üyesi de AKP'li olacak. Bunun adı bağımsız olacak. Siz çocuk mu kandırıyorsunuz? Bunların amacı AB ile uyumu sağlamak değil, AB'nin bazı kriterlerinden yola çıkarak 78 milyonu fişlemek. Bu hatayı Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz, gerekirse AİHM'ye götüreceğiz.
YÖNETİM KRİZİ: Türkiye, tarihinin en derin krizlerinden birini yaşıyor. Bu krizin adı yönetim krizi. MİT uyarıyor, ‘Önümüzdeki günlerde şu terör örgütü, askerlerin yoğun olduğu yerlerde eylem yapacaktır, önlem alın' diyor. Önlem sıfır. Ankara'nın göbeğinde, kalbinde bomba patlıyor, 29 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu terörist 2 bin 850 kilometre yol katediyor, 43 ili geziyor, 22 kişiyle telefon konuşması yapıyor, eylemi nasıl gerçekleştireceği konusunda. Bomba patladıktan sonra yıldırım hızıyla isim veriliyor. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakan'ı, ‘Suriyeli şu örgüte mensup kişi' diyor.
KINAYACAĞINA, ARAŞTIR: Bir yönetimin nasıl dağıldığını, nasıl sıfırlandığını onların cümleleriyle açıklayacağım. Davutoğlu, ‘Patlama sesi duyduk, inceleyeceğiz' diyor. İyi ki duymuş, hiç duymayabilirdi. Eroğlu, ‘Bir terör örgütü gerçekleştirdi diye duyum var' diyor. İçişleri Bakanı, Twitter üzerinden, ‘Terör saldırısını şiddetle kınıyorum. Kınamasaydın bari, şiddetle kınıyormuş. Sen bakansın, twitter üzerinden kınayacağına, işi kim yaptı otur araştır.
İSTİFA EDEN BAKAN YOK: Yönetim krizinin ikinci ana aktörü yargının siyasallaşmasıdır. Yöneticinin sorumluluğu vardır. Cilvegözü'nde 13, Reyhanlı'da 52, Diyarbakır'da beş, Suruç'ta 34, Sultanahmet'te 10, Ankara'da 29 vatandaşımız hayatını kaybetti. Anayasada yazılan siyasi sorumluluk ne anlama geliyor? Başbakanlık makamında oturan var. Bu kadar insan hayatını kaybetti. İstifa eden bir bakan gördünüz mü? Sorumluluk üstlenip, ‘vicdanım sızlıyor, çocuklarıma hesap veremez noktaya geldim' diyen erdemli, yürekli, namuslu bir bakan gördünüz mü? Bomba patladıktan sonra haberleri oluyor. Yüzlerce insan hayatını kaybetti, bir Allah'ın kulu çıkıp cesaret göstermedi. Aldığınız para haram olsun.
ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN: Ben sorumluysam, görev alanıma bir başkasının müdahale etmesine izin vermem. Eğer, siz vesayet altında olduğunuzu kabul ediyorsanız, boynunuza davul asılmış, tokmağı başka yerdeyse... Sizin boynunuzdaki davulu çalarlar, siz sadece dinlersiniz ve sadece kulaklarınız rahatsız olur. Türkiye'nin geldiği nokta budur. AKP hükümeti, bakanlar ve başbakan terör örgütüne açıkça yardım ve yataklık yapmışlardır. bugün Türkiye kan gölüne döndüyse bu yardım ve yataklığın sonucudur. Oy kullanan vatandaşlarıma sesleniyorum: Türkiye'yi bu hale getiren, kan gölüne çeviren, terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan bu partiye ne zaman kırmızı kart göstereceksiniz, elinizi vicdanınıza koyun. Düzen o kadar bozuldu ki, hakem kırmızı kart gösterirdi, şimdi Oyuncu gösteriyor.
KANDA BOĞULACAKSIN: Bombaların döşenmesine iktidar izin verdi. ‘Bombaları döşeyin, kan ve gözyaşı olsun, insanlar ölsün, sonra millete insanlar ölüyor, beni başkan yap diyeceğim'. Oynanan oyun budur. AKP yönetimi ile PKK işbirliği halindedir. Versinler mahkemeye, vermezseniz namertsiniz, hepsini ispat edeceğim. Kimse kanın, gözyaşının üzerinde oturamaz. ‘Milletin önüne acıyı, kanı, gözyaşını koyacağız, ben başkan olacağım' diyor. Sen başkan olamayacaksın kardeşim, bu milletin kanında boğulacaksın. Şehitlerin sorumlusu ülkeyi yönetenler.
‘Taziye çadırına gitmek ihanettir'
Yanlış açıklamayı bu ülkenin Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı yapıyor. Bir ülkenin Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı kendi halkına doğruyu söylemezse, onları kandırmaya kalkarsa, gerçek ortaya çıktığı anda hala koltuğunda oturmaya devam ederse, bu millete saygısızlıktır. Teröristin taziye çadırına gitmek doğru değildir ve ülkeye ihanettir, kabul etmiyoruz. Parlamentoya geleceksin, Türkiye Cumhuriyeti'nden aylık alacaksın, teröristi ödüllendirir gibi terör eylemini özendirir gibi çadırına gideceksin, kınıyor ve kabul etmiyoruz.
Allah'tan başka korkacağımız bir şey yok
Kılıçdaroğlu, Balıkesir'den gelen süt üreticilerinin sorunlarını anlatması üzerine, “Üreticinin perişan olduğunu biliyorum. Sizden isteğim, gideceksiniz AKP'ye oy veren vatandaşları ikna edeceksiniz, oy verdik, sütümüz koladan daha ucuz diyeceksiniz. Korkmayın, Allah'tan başka korkacağımız hiç bir şey yok” dedi.