NESLİN KORUNMASI

Yüce dinimiz İslam'ın, korunmayı hedef olarak belirttiği beş temel unsur vardır. Bu beş temel maksatlara Makāsıdü'ş-şerîa denir.

Bunlar:

1.İnsanı diğer varlıklardan ayıran, aklın korunması

2.İnsanın yaşama hakkı olan, nefsin korunması

3.Neslin devamı ve korunması

4.Malın korunması

5.Dinin korunması

Bu beş temel unsur aynı zamanda evrensel bir niteliğe sahiptir. Bugün ki yazımızda neslin korunmasından bahsedeceğiz. Neslin korunması hususunda, Kuran-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde önemle üzerinde durulmuştur. Maddi ve manevi olarak korunmayan nesilde meydana gelen toplumlar, köksüz ve aşısız bir ağaç gibidir, meyve vermez. Meyve verse de acı olur. Başka bir deyişle; kumsal bir yerde apartman dikmeye benzer. Ufak bir aşınmada bina çöker ve yerle bir olur. Bu münasebetle, İslam dini neslin korunması için emirler vermiş, kötülükleri de nehyetmiştir. Zinayı haram, nikahı ise helal kılmıştır. Neslin korunmasının birinci unsuru nikahtır. Çünkü nikah olmazsa nesep zayi olur. Her şeyden önce mirastan mahrum bırakır, vb. zararların meydana gelmesine sebep olur.

Neslin korunması için daha çocuk yaşta iken, onu iyi bir terbiye ve eğitim ile yetiştirmek lazım. Peygamber Efendimiz ''Her doğan çocuk, İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra anne babası, ya onu Hristiyanlaştırır, Yahudileştirir veya Mecusileştirir(ateşe tapan)'' buyurmuştur. Bundan dolayı anne babanın çocuk üzerinde çok tesiri vardır ve çocuğa karşı büyük sorumluluk taşır. Nitekim bir çocuğu önce anne babası eğitir. Anne babanın eğitemediği çocuğu okul terbiye eder, okulun terbiye edemediği çocuğu çevre terbiye eder, çevrenin de terbiye edemediği çocuğu cehennem ateşi terbiye eder, buyurulmuştur. Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde ''Çocuklarınıza ikramda bulunun, onlara güzel terbiye verin'' buyurmakla, çocuklara nasıl davranmamız gerektiğini işaret etmektedir. Çocuğun ilk göz ağrısı, anne babasıdır. Anne babasının bütün hareketleri çocuklar tarafından izlenmekte, deyim yerindeyse hafızasında yer etmektedir.

Ebeveyn kendi sorumluluğu altında olan aile fertlerine, nesline helal-haram mahiyetini, helal kazançta bereket olduğunu, haram yolla elde edilen kazancın ise; önce birey, sonra toplum üzerindeki zararlarından örneklerle bahsetmesi, çocuğun veya gencin birinci terbiyecisi ve öğretmeni olan anne babaya düşer. Bir gün Peygamber Efendimizle beraber olduğu halde, onun mübarek torunu Hz.Hasan, zekat olarak toplanan hurma yığınından bir hurma alarak ağzına koyduğunu gören Efendimiz, Hz.Hasan'a: ''At, at dedi. Biz Ehl-i beyte zekatın haram olduğunu bilmiyor musun?'' diye öğütledi.

Yüce dinimiz İslam, neslin korunmasında temel güvencenin aile olduğunu belirtmektedir. Bu sebepten olacak ki, zina ve fuhşun yaygınlık kazanmasında etken olan her türlü faaliyet çirkindir. Resul-u Ekrem, nesilleri tehdit eden her türlü hayasızlığa karşı ashabını çokça uyarmıştır. Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam, kadınlarla yapılan bey'atte aileyi ve nesilleri tehdit eden davranışlardan uzak durmalarını emretmiştir. Kadınlara yapılan bey'at sözleşmesinde, çocukları öldürmemek, soyun bozulmasına sebep olacak davranışlardan uzak durmak tembihinde bulunmuştur. Yine Efendimiz ''Bir ebeveynin çocuğuna bırakacağı en güzel miras terbiyedir.'' buyurmuştur.

Neslimizi korumak zorundayız. Neslini korumayan toplumlar geleceğini güvence altına almamış demektir. O halde onların zihnini, ahlakını, yaşantılarını, iffetlerini, sağlıklarını tehdit eden bütün davranışlara karşı tedbir almalıyız. Uyuşturucu, sigara ve internet bağımlılığı hususunda çok dikkatli davranmak zorundayız. Hiç unutmamak gerekir ki, sosyal medya aracılığıyla işlenen zararlı eylemler bir kanser gibi toplumun bünyesini kemirmektedir. Bu hususta da neslin korunması bağlamında, ebeveynlere çok büyük görev düşmektedir.

Nikahla neslimizi koruyalım, iyi bir eğitimle neslimizin gelişmesini sağlayalım, topluma ve insanlık alemine rehber ve önder olacak şekilde, ilimde, bilimde yetişmelerine vesile olalım.

Yüce Allah ''Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.'' (Tahrim 6) buyurmuştur.

Son olarak Merhum Mehmet Akif'in öğütlü sözü ile Allahü Teala'ya emanet olunuz.

Merhametin yok diyelim nefsine;

Merhamet etmez misin evladına?

Cumanız mübarek olsun.