Nisan Bir Şakası Gibiydi

Memleket sevdalısı olmak başka bir duygudur. İnsanın doğup büyüdüğü, acısıyla, tatlısıyla, hüznüyle yaşadığı ana vatanıdır.

Memleket sevdalısı olmak başka bir duygudur.

İnsanın doğup büyüdüğü, acısıyla, tatlısıyla, hüznüyle yaşadığı ana vatanıdır.

İnsan nereye giderse gitsin, memleketinin havasını, suyunu, taşını, toprağını, baharını, yazını, kışını, çiçeğini her şeyini hasretle özler.

Gurbette olanlar daha çok anlar.

Memleketlisini görünce burnunun direği sızlar.

En son Mart ayında gelmişti memlekete,

İçinde kalan yarım olan ne varsa yapıyor, yapacağım diyor canla başla yerine getirmek için çabalarını düşündükçe gözyaşları seller gibi akıp akıp gitmez mi?

Her sohbetinde memleketinden aldığı haberi var olduğunu duyunca şaşkınlık içinde hayrete düşüyor olmam onun memleketten elini ayağını çekmediğinin ispatı oluyordu.

Hayretle dinliyor memleket özlemini yılların acımasız çarkında bile ne kadar haberdar olduğunu görünce şaşkınlığım artıyordu.

Özlemi vardı anayı bacıları, eşi dostu, akrabayı, arkadaşı, çocukluk arkadaşı, eski mahallesi, Cumhuriyet Caddesi, İskele Caddesi, Beş yol, Edremit, Erek Dağı, Toprak kale kısacası memleketi çok ama çok özlemişti.

Vedalaşmak için mi gelmişti?

Helalleşmek için mi gelmişti?

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme