Normalleşen Anormallikler

Yok artık kırmızı rugan pabuçlarım, beyaz diz altı çorabım ve puantiyeli buluzum. En büyük eksiklik ise babamın sıcacık eli, annemin gülümsemesi onlarsız çıktım bu uzun yola. Oysa annelik ve babalık en mutlu yolculuğudur hayatın. Onlarsız bir Van yolculuğundayım şimdi.

Yok artık kırmızı rugan pabuçlarım, beyaz diz altı çorabım ve puantiyeli buluzum. En büyük eksiklik ise babamın sıcacık eli, annemin gülümsemesi onlarsız çıktım bu uzun yola. Oysa annelik ve babalık en mutlu yolculuğudur hayatın. Onlarsız bir Van yolculuğundayım şimdi.

Kısa ve daha az yorucu olmasından dolayı uçağı tercih etmemiz zamanımızın kısıtlı olmasından kaynaklandı. Van'a yolculuk yapacaksanız otobüsü tercih edeceksiniz. Zira sizi bir uçtan bir uca taşırken memleketin değişen renklerine çok yakından tanık olacaksınız. Molalarda araçtan inecek elinizi yüzünüzü yıkayacak, bulunduğunuz şehrin havasını soluyacak, suyunu içecek, yiyeceklerinin tadına varacaksınız. Yani yolculuğun ruhunu içinizde hissedeceksiniz. Oysa Uçakta izlediğiniz coğrafya bir birinin üzerine kaydedilmiş film kareleri gibi akıp gidiyor gözlerinizin önünden. Bir anda bulutların üzerine çıkıyor hatta bulutların arasında kaybolurken bir anda koyu bir dünyanın daha sonra mavilikler içinde var oluyorsunuz. En güzeli uçağın havalanırken ve inişe geçerken altınızda kayıp giden kentlerin değişen renkleri. Sürülü tarlalardan bir anda sizi binaların çatılarına taşıyor oradan uçurup göllere, barajlara konuk ediyor. Dağ tepe aşıyor ve birkaç saat içinde menzile ulaşıyorsunuz.

Bir buçuk saatlik uçuşun ardından kaptan pilotun birazdan inişe geçeceğiz kemerlerinizi bağlayın anonsundan sonra alçalmaya başladık, bu arada fotoğraf makinelerimizi hazırladık. Pencereden gördüğüm o harika manzara beni heyecanlandırmıştı. Bulutların arasından görmeye çalıştığım on yedi yıl sonra tekrar gördüğüm Van gölü türkuaz rengiyle boylu boyunca yatıyordu yeşilliklerin arasında. En büyük koruyucusu sağımızda Süphan yine tepesinde karıyla en heybetli haline bürünmüştü. Bu karlı başı yıllardır bu coğrafyaya hakimiyetini en bariz bir şekilde gösteriyordu. Tıpkı bir baba gibi, nazlı kızını(Van gölünü) bekliyordu. Arada bir kaybolan tekrar yüzünü gösteren göle daha yakındım artık. Kıyısına dizilen yazlıklarla gerdanına inci dizilmiş bir kadın gibi görünüyordu tepeden. Uçağımız alçaldıkça gölün üzerinde pike yapan, daireler çizen martılar (su kuşu) objektifimize takılıyordu ve heyecanım bir kat daha artıyordu. Ardından Van'ın meşhur Toki Evleri gözümüze çarpıyordu. Kentin büyük bir bölümü Toki Evleri ile bezenmişti. Gölün üzerindeki turumuz esnasında fabrika atıklarından dolayı göl suyunun belli bir kısmının rengini yitirmiş , bulamaç bir görünüm almış olması ilk üzülme anımdı. Daha sonra yol genişletme çalışması adı altında gölün doldurulmasını daha doğru bir şekilde adlandıracak olursam; kıyı şeridinin katliamına tanık olacaktık. Uçağımız alçaldıkça her şey daha netlik kazanıyordu sıralanmış konutların kırmızı çatıları altımızdan kayıyordu adeta. Tıpkı bir salıncakta sallanan çocuk gibiydim.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme