O VANIN CİHAN ABLASIYDI (YARIM DÜNYA!)
Ümit Kayaçelebi yazdı...
Biz her zaman bir yazı konusu olduğu zaman ilk aklımıza gelen şehrin bağrından çıkan bakanlar, milletvekilleri veya eski belediye başkanları olur.
Veyahut o şehrin zenginleri veyahut çok okumuş insanlarıdır!
Bakın kitaplarımıza, karıştırın arşivleri bu şehirde yaşayıp da ömrünü heder eden nice insanlarımız vardır ki hiçbir zaman ne bir kitaba girmiş ne de anılmışlardır.
Çünkü bu şehrin hepsinde değil ama bir çoğunda vefa denen duygu dumura uğramıştır.
Hayatı bu gün kabul edip hep sağ olanları yücelere çıkarırken bu şehirde geçmişte yaşamış emek vermiş nice ulu gönüllü insanları da mazinin karanlıklarında yitirmişiz ve anmaz olmuşuz.
Ama unutmayanlar da olur, hatırlayanlarda olur. Ben de işte o bahse konu insanlardan biri olan Nısfı Cihan Apaydın ablamızdan bahsetmek istiyorum.
İsmi Nısfı Cihandı, Yani Yarım dünya demekti. Ama onu herkes Cihan Apaydın olarak tanırdı, bilirdi ve severdi.
Mevki makam sahibi değildi. Ne Müdürdü ne şef di üst düzey bir amir de değildi.
Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde sıradan bir memurdu.
Hayatı Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde geçti. Memur olarak başladı ve memur olarak da memuriyeti noktaladı. En sonunda nakli mekan ederek Aydın'a yerleşti ve orada da ebedi aleme irtihal etti.
Koşup koşturmaca arsında evlenmeye vakti olmadı veya nasip olmadı. Tek başına yaşadı koca bir ömür öyle geldi geçti.
Ruhu şad mekanı cennet olsun. Onu Van halkı hiç unutmadı ve her zamanda hayırla ve rahmetle yad etmektedir.
Cenabı Allah herkese bir hoş sada bırakıp gitmeyi nasip etsin. Cihan ablamızda Van'da hoş sada bırakıp gidenlerden biri oldu.
1973 yılında Van Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde çalışmaya başladığım da Halk Eğitim Merkez Başkanı Ragıp Memişoğluydu. Ancak Başkanın yeri Vilayette Milli Eğitim Müdürlüğünde idi. Aslında Halk Eğitim Merkezinde oturması gerekiyordu ama o zaman Halk Eğitim Merkezi Müdürü rahmetli Mevlüt Okayer bunu istemiyordu. Arkasında da o zaman ki siyasi irade olduğu içindir ki başkanın gelmesini ve müdürlükte görev yapmasını hiçbir zaman istemedi . Ve öyle de oldu.
Halk Eğitim Merkezinde öyle çok fazla bir personel de yoktu.
Halk Eğitim Merkez Müdürü Mevlüt Okayer, Memurlar ben ve Cihan abla.
Müstahdemler Mustafa Yayan ve Cemil Baba.
Ayrıca gece bekçisi Mehmet Ergin ve tek biçki dikiş kursu hocası Nezaket Oskay.
İşte koca Halk Eğitim Merkezinin çalışan kadrosu buydu.
İşte burada 3 yıl görev yaptığım zaman zarfında Cihan ablayı tanıdım. Güzel anlaşıyorduk Ona fazla iş vermiyordum ve yardımcı oluyordum. Cihan Abla o yıllarda Van Yardımseverler Derneğinin de yönetim Kurulu mensuplarındandı ve en çok da çalışan oydu. İş icabı konser, tiyatro, defile vs. ne tür bir etkinlik olsa Cihan Abla biletleri alır getirir bazen beraber çıkar kapı kapı gezerek bilet satardık.
Bir yandan Halk Eğitim Merkezinin işlerini yaparken o günkü Van Yardımseverler Derneğinin işlerini de hiç aksatmazdı.
O yıllarda Rahmetli Fevzi Levendoğlu abimiz, ve Gönül Mungan (Dr.İzzettin Munganın eşi) sık sık gelirlerdi.
İnanın Cihan abladan çok Yardımseverler de başka birisini ben görmedim. Sanki bir başkan gibi koşup koşturuyordu. Yani Yardımseverler Derneğinin lokomotifi ve dinamosu rahmetli Cihan ablamızdı.
Bir de bunların yanında Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan Tiyatro, Müzik, Folklor kolları ve onların faaliyetleri vardı ki bunların da takip ve tanzimi de bizim uhdemizdeydi. Cihan abla bir yandan da bunlara koşuşturuyordu.
Mevlüt Hoca rahmetli otoriterdi disiplinliydi ve iş aksarsa başımıza ateş dökerdi. Mevlüt Hoca çok sertti rahat konuşamazdık onunla.
Bir anımı paylaşarak yazımı bitirmek istiyorum.
Bir gün Mevlüt Hoca beni çağırdı ve dedi ki;
-Vile oğlum get bana Yarım Dünyayı çağır!
Birden afalladım yeni memurum şaşırdım Yarım Dünya kim!
Dedim bi benem, Cihan abla, Mustafa dayı ve Cemil bi de Nezaket hanım var!
Ben de kendi kendime dedim her halde Yarım Dünya derken Nezaket hanımı istiyor. Çünkü Nezaket Hanım ayağından özürlüydü.
Gittim Nezaket Hanıma dedim Müdür bey seni çağırıyor.
O da korka korka geldi kapıyı çaldı müdür bey buyur beni istemişsiniz deyince birden bana döndü,
-Ben sana dedim get Yarım dünyayı çağır sen niye bunu çağırdın!
Zavallı nezaket hanım boynunu büktü çıkıp gitti.
Bende geldim Cihan ablanın yanına dedim abla bu yarım dünya kimdir?
O da dedi ben ne bilim.
Korkudan ağzımı açamıyorum. O esnada Müdür bey bana seslendi git dedi Cihanı çağır.
Bende geldim dedim Cihan abla bu sefer seni çağırıyor.
Cihan abla ile asker gibi karşısına geçtik el pençe divan durduk.
Döndü Cihan ablaya:
-Gız senin adın nedir?
Cihan ablada:
Cihandır müdür bey.
Mevlüt Hoca kızdı:
-Gız tam adını de?
:Cihan ablada Nısfı Cihandır müdür bey deyince Mevlüt hoca celallendi;
-Dert tutmuş nısıf nedir bilmisen?
Yoğ dedi Cihan abla.
Mevlüt hoca da;
Gız boynun gırılmaya Nısıf Yarım demektir, Cihan da dünya, işte yarım dünya da sensin.
Döndü bize hadi çığın gidin işinizin başına bide memur olmuşsuz!
Boynumuz büküp gittik odamıza bende döndüm işime.
O günden sonra bende rahmetli Cihan ablama arada bir takılır benim canım yarım dünya ablam derdim. Onunda hoşuna giderdi.
İşte böyle bir zamanlar beraber çalıştık da ha sonra ben oradan ayrılıp SSK ya geçtimse de arada abla kardeş münasebetimiz devam etti.
Onu hiç unutmadım
Nurlar içinde yat benim Yarım Dünya ablam.