Örtü Kadının Kalesidir
Örtü adı üzerinde örtmek, kapatmak, manalarında kullanılmıştır. Gerçektende örtü değerli olanı muhafaza etme ihtiyacından doğan; yada kimsenin görmesini istemediğimiz bir şeyi, gizlemek ve o değerimizi korumak adına yaptığımızı soylu bir eylemin adıdır. İnsanoğlu doğuştan itibaren haya, edep, kötü şeyleri gizlemek yada ayıp olanı örtmek gibi güzel olan hareketleri hep içinde hissetmiş; Rabbimiz biz insanlığın fıtratına bu güzelliği nakşetmiştir. Ancak mayamızda olan bu fıtratı yapı birtakım kötü niyetli çevrelerin, kültürlerin, eğitim öğretim mekanlarının, medya iletişim araçlarının ve özellikle televizyonların ahlak dışı yayınlarıyla bozulmuştur. Bu kötü emelli çalışmalar, insanoğlunun kötü olana, çirkin, hayasız ve edepsiz olana itmiş; ne yazık ki müstehcen ve şehevi duyguları öne çıkaracak bir takım giyim tarzları ve görüntüler ortaya çıkmıştır. Öyle ki en çok korunmaya, kollanmaya, örtünmeye, bu saydığımız kötü durumların ortaya çıkmasını engelleyeme ihtiyaç duyduğumuz kadınlarımız ve kızlarımız ise bu işte en iyi argüman ve malzeme olarak kullanılmış ve halen kullanılmaya devam etmektedir.
Bazı kimseler İslm'da örtünmenin olmadığını, cahiliye devrinde kaldığını iddia etmekte; müstehcenliğe toz kondurmamaktadır. Ne büyük bir hezeyan... İslam'dan önceki cahiliye dönemlerinde kadın hep ikinci sınıf vatandaş muamelesi dahi görmemiş; aşağılanan, itilip kalkınan, köle olarak alınıp, satılan, şehevi amaçlarla kullanılan ve diri diri toprağa gömülen bir varlık olarak tanınmıştır. Günümüzde de kadına olan bakış açısında çok bir değişiklik olmamıştır. Yine kadınlarımız ve kızlarımız daha hayattayken hayatları karartılmakta; dünya ve ahiret saadetleri mahvedilmektedir. Ancak İslam dininin gelmesi ile kadınlara olan bakış açısı ve zihniyet tamamen değişmiş, onlara yepyeni bir hayat tarzı ve yaşam hakkı tanınarak; onların erkeklere tanınan haklardan ve nimetlerden faydalanma konusunda yeni bir düzen ve nizam ortaya konmuştur. İşte örtünmekte, bu dinin en büyük hediyesidir kadınlara. Örtü, Kur-anla, Sünnetle, İcma-i ümmetle sabittir. İnkr eden kfir olur. Bu bakımdan kadın ve kızların tesettürüne çok önem vermeliyiz. Dışarıda giyilen dış kıyafetin, dinimizin emirlerine göre örtmesi gerekli olan yerleri örtmüş olması, vücut hatlarını belli etmeyecek bolluk ve genişlikte, olması gerekir. Göze çarpan, göze batan, vücudun hatlarını belli eden, bedene yapışan, renkleri cırtlak ve çarpıcı kıyafetlerle sokaklarda gezip tozan kadın ve kızlar başlarını örtmüş olsalar bile, tesettüre girmiş sayılmazlar. Onlar Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimizin ifadesi ile 'örtülü çıplaklardır. Maalesef bugün sokaklarımızda başı örtülü, ancak vücutları açık hanımlar dolaşıp duruyorlar. Bakıyorsunuz ki başı örtülü, ancak tüm vücudu yarı açık. Başı örtülü, ancak bedeni edepten ve örtünmeden yoksun. Saçı görülmüyor, ama vücudunun bütün hatları meydanda. Bunun adı da tesettür oluyor öyle mi?
Bu kadınlar, başlarını bir eşarpla örtmekle tesettüre riayet ettiklerini zannetmektedirler. Tesettür gizlenmek, örtünmek, nmahrem erkeklerin şehevî bakışlarından kendini korumak demektir. Devrimizde tesettürsüzlük almış yürümüştür. Başında deve hörgücü gibi bir örtü... Aklınca tesettürlü...En pahalısından bir kot pantolon üzerine, eskilerin üç eteği gibi pespembe renkli birşey giyinmiş, salına salına yürümekte. Bir başkası başını sımsıkı örtmüş, üzerinde dar bir tişört, kolları neredeyse omuz başlarına kadar açık... Daracık elbiseler, rengrenk, alaca bulaca, çarpıcı renkli kumaşlar ve örtüler, takıp takıştırmalar, sürüp sürüştürmeler, işveli yürüyüşler, fettan bakışlar... Tesettürlü kadınlar bu halleri ile zıvanadan çıkmışlardır. Neymiş, bayanımız tesettürlüymüş. Bizim dinimizde böyle bir örtü emri ve şekli yoktur.
Örtünmek 'bana bakma' demektir, 'bana bakmadan geçme', demek değildir! Evet Müslümanlar, bayanlar örtünmeyi, Armine'den, Vakko'dan, Aker'den, Tekbir Giyim'den değil; Ahzap Suresi 59 ve Nur Suresi 31 numaralı ayetlerden öğrenmelidir!.. Bakın Mevlamız Kur'an-ı Kerim'de: 'Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. (Ahzap/59)' Diğer bir ayeti kerimede ise: 'Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.' (Nur/31) buyurmaktadır. Bu ilahi emir, örtünmeyi ve edebe bürünmeyi kabullenen bir Müslümanın yapması gereken bir zorunluluktur. Ancak örtünme emrinde birden çok hikmeti de görmemiz mümkündür. Şöyle ki:
1- Örtünme farz olan bir emirdir:
Bu konudaki ilhî emir kesindir. Bu emir her mümine verilmiştir ve kıyamete kadar geçerlidir. Akıllı olup bulûğa eren her erkek ve kadın emredilen şekilde örtünmekle yükümlüdür. Örtünme, Kur'an ve Sünnet'te açıkça emredilmiş, kimlerin ne zaman, nerede, ne şekilde örtüneceği bildirilmiştir.
2- Örtünme bir det değil ibadettir.
det olduğu için örtünenler de vardır. Fakat her mümin kadın, örtünün yüce Allah'ın emri olduğunu bilerek örtünmeli, böylece deti ibadete çevirmelidir.
3- Örtünme emanettir.
Her farz gibi örtüde Yüce Allah'ın bir emanetidir. Kadın ve erkeğe örtüyü Rabbimiz emanet etmiştir.
4- Örtünme emniyettir:
Örtüyü giyende, görende emniyette olur. Örtünen kadın önce kendisini koruma altına almış olur. Sonra kendisine bakan yabancı kimseyi nefsinin vesvesesinden ve kötü düşüncelerinden kurtarır. Bu durumda şeytan istese de kalbi bozmaya yol bulamaz. Böylece örtü, harama karşı bir siper olur. Onu giyen sevap aldığı gibi, örtüye hürmet eden de sevap alır.
5- Örtü hem güzelliği hem de çirkinliği örtendir:
Örtü ile kadın güzelliğin fetinden korunduğu gibi, çirkinliğin de ezikliğinden kurtulur. Örtü ile kadınlar arasında zengin-fakir, zayıf-şişman, kültürlü-kültürsüz ayırımı ortadan kalkar; herkes sade bir örtü içinde müslüman kadın olarak tanınır. Böylece zengin gözüküp şımarma ve fakir bilinip utanma tehlikesi olmaz. Hz. Fatıma (r.a.) annemiz öyle buyurmaktadır: 'Hayırlı kadın, helalinden başkasının dikkatini çekmeyecek şekilde giyinendir.'
6- Örtünme dinî bir almettir:
Allah için giyilen örtü kalpteki imanın ve edebin almetidir. Bunun için örtüye bürünen mümin kadın bu iman ve edebi korumak için elinden geleni yapmalıdır.
Müslüman hanımların ve erkeklerin bilmesi gerekir ki: Sadece başını örtmekle tesettür olmaz. Tesettürlü bir hanım ciyak ciyak bağıran frapan renklere bürünemez. Tesettürlü bir hanım seksi bir kıyafet giyinemez. Tesettürlü bir hanım kolları açık gezemez. Tesettürlü bir hanım dar etek ve pantolun giyinemez. Tesettürlü bir hanım gökkuşağı renklerinin hepsini üzerinde bulunduramaz. Tesettürlü bir kadın bana bakın havasına bürünemez. Tesettürlü bir Müslümansan hanım hanım olacaksın. İffetin, ciddiyetin, nezaketin, kibarlığın, ağırlığın sembolü olarak görüneceksin. Şu husus unutulmasın ki, tesettür konusunda çalışmak bir 'Emr-i bil-mruf ve nehy-i anil-münker' vazifesidir, farzdır. Bu farz büsbütün terk edilirse azab gelir, felaket gelir. Huzeyfe b. Yeman (r.a.) den rivayete göre Resülullah (s.a.v.) Efendimiz: 'Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder ve kötülüklerden nehyedersiniz, ya da Allah kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azab gönderir. Sonra Allah'a yalvarıp dua edersiniz ama, duanız kabul edilmez' buyurarak, emr-i bil mrufu ve nehy-i anil münkeri terk eden bir toplum üzerine azab ineceğini açıkça haber vermiş, bizi uyarmıştır.
O halde son söz olarak şunu söylüyoruz: 'Örtü kadının kalesidir ve o kaleyi korumak en büyük vazifesidir.' Vesselam… vanhaber, van, haber, van haber örtünmek, kadın, kale, ömer gündüz
Bazı kimseler İslm'da örtünmenin olmadığını, cahiliye devrinde kaldığını iddia etmekte; müstehcenliğe toz kondurmamaktadır. Ne büyük bir hezeyan... İslam'dan önceki cahiliye dönemlerinde kadın hep ikinci sınıf vatandaş muamelesi dahi görmemiş; aşağılanan, itilip kalkınan, köle olarak alınıp, satılan, şehevi amaçlarla kullanılan ve diri diri toprağa gömülen bir varlık olarak tanınmıştır. Günümüzde de kadına olan bakış açısında çok bir değişiklik olmamıştır. Yine kadınlarımız ve kızlarımız daha hayattayken hayatları karartılmakta; dünya ve ahiret saadetleri mahvedilmektedir. Ancak İslam dininin gelmesi ile kadınlara olan bakış açısı ve zihniyet tamamen değişmiş, onlara yepyeni bir hayat tarzı ve yaşam hakkı tanınarak; onların erkeklere tanınan haklardan ve nimetlerden faydalanma konusunda yeni bir düzen ve nizam ortaya konmuştur. İşte örtünmekte, bu dinin en büyük hediyesidir kadınlara. Örtü, Kur-anla, Sünnetle, İcma-i ümmetle sabittir. İnkr eden kfir olur. Bu bakımdan kadın ve kızların tesettürüne çok önem vermeliyiz. Dışarıda giyilen dış kıyafetin, dinimizin emirlerine göre örtmesi gerekli olan yerleri örtmüş olması, vücut hatlarını belli etmeyecek bolluk ve genişlikte, olması gerekir. Göze çarpan, göze batan, vücudun hatlarını belli eden, bedene yapışan, renkleri cırtlak ve çarpıcı kıyafetlerle sokaklarda gezip tozan kadın ve kızlar başlarını örtmüş olsalar bile, tesettüre girmiş sayılmazlar. Onlar Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimizin ifadesi ile 'örtülü çıplaklardır. Maalesef bugün sokaklarımızda başı örtülü, ancak vücutları açık hanımlar dolaşıp duruyorlar. Bakıyorsunuz ki başı örtülü, ancak tüm vücudu yarı açık. Başı örtülü, ancak bedeni edepten ve örtünmeden yoksun. Saçı görülmüyor, ama vücudunun bütün hatları meydanda. Bunun adı da tesettür oluyor öyle mi?
Bu kadınlar, başlarını bir eşarpla örtmekle tesettüre riayet ettiklerini zannetmektedirler. Tesettür gizlenmek, örtünmek, nmahrem erkeklerin şehevî bakışlarından kendini korumak demektir. Devrimizde tesettürsüzlük almış yürümüştür. Başında deve hörgücü gibi bir örtü... Aklınca tesettürlü...En pahalısından bir kot pantolon üzerine, eskilerin üç eteği gibi pespembe renkli birşey giyinmiş, salına salına yürümekte. Bir başkası başını sımsıkı örtmüş, üzerinde dar bir tişört, kolları neredeyse omuz başlarına kadar açık... Daracık elbiseler, rengrenk, alaca bulaca, çarpıcı renkli kumaşlar ve örtüler, takıp takıştırmalar, sürüp sürüştürmeler, işveli yürüyüşler, fettan bakışlar... Tesettürlü kadınlar bu halleri ile zıvanadan çıkmışlardır. Neymiş, bayanımız tesettürlüymüş. Bizim dinimizde böyle bir örtü emri ve şekli yoktur.
Örtünmek 'bana bakma' demektir, 'bana bakmadan geçme', demek değildir! Evet Müslümanlar, bayanlar örtünmeyi, Armine'den, Vakko'dan, Aker'den, Tekbir Giyim'den değil; Ahzap Suresi 59 ve Nur Suresi 31 numaralı ayetlerden öğrenmelidir!.. Bakın Mevlamız Kur'an-ı Kerim'de: 'Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. (Ahzap/59)' Diğer bir ayeti kerimede ise: 'Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.' (Nur/31) buyurmaktadır. Bu ilahi emir, örtünmeyi ve edebe bürünmeyi kabullenen bir Müslümanın yapması gereken bir zorunluluktur. Ancak örtünme emrinde birden çok hikmeti de görmemiz mümkündür. Şöyle ki:
1- Örtünme farz olan bir emirdir:
Bu konudaki ilhî emir kesindir. Bu emir her mümine verilmiştir ve kıyamete kadar geçerlidir. Akıllı olup bulûğa eren her erkek ve kadın emredilen şekilde örtünmekle yükümlüdür. Örtünme, Kur'an ve Sünnet'te açıkça emredilmiş, kimlerin ne zaman, nerede, ne şekilde örtüneceği bildirilmiştir.
2- Örtünme bir det değil ibadettir.
det olduğu için örtünenler de vardır. Fakat her mümin kadın, örtünün yüce Allah'ın emri olduğunu bilerek örtünmeli, böylece deti ibadete çevirmelidir.
3- Örtünme emanettir.
Her farz gibi örtüde Yüce Allah'ın bir emanetidir. Kadın ve erkeğe örtüyü Rabbimiz emanet etmiştir.
4- Örtünme emniyettir:
Örtüyü giyende, görende emniyette olur. Örtünen kadın önce kendisini koruma altına almış olur. Sonra kendisine bakan yabancı kimseyi nefsinin vesvesesinden ve kötü düşüncelerinden kurtarır. Bu durumda şeytan istese de kalbi bozmaya yol bulamaz. Böylece örtü, harama karşı bir siper olur. Onu giyen sevap aldığı gibi, örtüye hürmet eden de sevap alır.
5- Örtü hem güzelliği hem de çirkinliği örtendir:
Örtü ile kadın güzelliğin fetinden korunduğu gibi, çirkinliğin de ezikliğinden kurtulur. Örtü ile kadınlar arasında zengin-fakir, zayıf-şişman, kültürlü-kültürsüz ayırımı ortadan kalkar; herkes sade bir örtü içinde müslüman kadın olarak tanınır. Böylece zengin gözüküp şımarma ve fakir bilinip utanma tehlikesi olmaz. Hz. Fatıma (r.a.) annemiz öyle buyurmaktadır: 'Hayırlı kadın, helalinden başkasının dikkatini çekmeyecek şekilde giyinendir.'
6- Örtünme dinî bir almettir:
Allah için giyilen örtü kalpteki imanın ve edebin almetidir. Bunun için örtüye bürünen mümin kadın bu iman ve edebi korumak için elinden geleni yapmalıdır.
Müslüman hanımların ve erkeklerin bilmesi gerekir ki: Sadece başını örtmekle tesettür olmaz. Tesettürlü bir hanım ciyak ciyak bağıran frapan renklere bürünemez. Tesettürlü bir hanım seksi bir kıyafet giyinemez. Tesettürlü bir hanım kolları açık gezemez. Tesettürlü bir hanım dar etek ve pantolun giyinemez. Tesettürlü bir hanım gökkuşağı renklerinin hepsini üzerinde bulunduramaz. Tesettürlü bir kadın bana bakın havasına bürünemez. Tesettürlü bir Müslümansan hanım hanım olacaksın. İffetin, ciddiyetin, nezaketin, kibarlığın, ağırlığın sembolü olarak görüneceksin. Şu husus unutulmasın ki, tesettür konusunda çalışmak bir 'Emr-i bil-mruf ve nehy-i anil-münker' vazifesidir, farzdır. Bu farz büsbütün terk edilirse azab gelir, felaket gelir. Huzeyfe b. Yeman (r.a.) den rivayete göre Resülullah (s.a.v.) Efendimiz: 'Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder ve kötülüklerden nehyedersiniz, ya da Allah kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azab gönderir. Sonra Allah'a yalvarıp dua edersiniz ama, duanız kabul edilmez' buyurarak, emr-i bil mrufu ve nehy-i anil münkeri terk eden bir toplum üzerine azab ineceğini açıkça haber vermiş, bizi uyarmıştır.
O halde son söz olarak şunu söylüyoruz: 'Örtü kadının kalesidir ve o kaleyi korumak en büyük vazifesidir.' Vesselam… vanhaber, van, haber, van haber örtünmek, kadın, kale, ömer gündüz