Özgökçe: Van Cazibe Merkezi Olabilecek Niteliktedir
Van merkez Tuşba Belediye Başkanı Doç. Dr. Fezi Özgökçe, Van ve çevresinin sahip olduğu çok eski tarihi, zengin kültürel kaynakları ve doğal zenginlikleriyle bir cazibe merkezi olabilecek niteliklere sahip olduğunu söyledi.
YYÜ Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı, Uluslararası İslam Tıp Tarihi Derneği (International Society for the History of Islamic Medicine-ISHIM) ile Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği tarafından ortaklaşa düzenlenen ‘6. Uluslar arası Tıp Eğitimi ve Tıp Hukuku Kongresi' Van'da devam ediyor. Türkiye'nin yanı sıra ABD, İngiltere, Hindistan, Kuveyt, İran, Suriye, Sudi Arabistan ve Meksika'nın da aralarında bulunduğu 15 ülkeden 150 bilim adamı katıldığı ve 4 gün sürecek olan kongrede bir sunum yapan Tuşba Belediye Başkanı Doç. Dr. Fevzi Özgökçe, insanların ilaç niyetinde kullandıkları bitkiler üzerinde yaptığı çalışması hakkında bir sunum yaptı. Eski insanların ilk olarak kullandıkları bitkilerin resimlerini mağara duvarlarına, boynuzlara, tabletlere, daha sonraları papirüslere işlediğini kaydetti. Bu bulgular yeryüzünde insanların bitki kullanım geleneği hakkında önemli fikirler verdiğini ve doğadan toplanılan bitkilerin daha sonraları insanlar tarafından en çok yararlı olanları kültüre alınarak tarım faaliyetlerine başlandığını kaydeden Özgökçe, dünyada ilk tarımın yapıldığı Güney Doğu Anadolu'da (Türkiye) bugün halk arasında ilaç yapımında kullanılan anason, nane, arpa, meyan kökü gibi bitkisel drogların tedavide kullanıldığı bilindiğini kaydederek, “İnsanoğlu uzun bir zaman sürecinde, deneme yanılma yoluyla edindikleri kullanım şekillerine ait bu bilgileri, nesilden nesile aktararak günümüze kadar ulaştırmıştır. Halkın özellikle hastalıkların tedavisinde kullandığı bitkileri ele alan araştırmalar çok büyük önem taşımaktadır. Günümüzde tedavide kullanılan, efederin, kinin, papaverin, reserpin, strofantin, vinblastin, vinkristin gibi maddelerin keşfini etnobotanik araştırmaların sonuçlarına borçluyuz” dedi.
‘TEDAVİ AMAÇLI KULLANILAN 20 BİN BİTKİNİN 600'Ü TÜRKİYE'DE YETİŞMEKTEDİR'
Van ve çevresinin sahip olduğu çok eski tarihi, zengin kültürel kaynakları ve doğal zenginlikleri ile cazibe merkezi olabilecek niteliklere sahip olduğunun altını çizen Başkan Doç. Dr. Fevzi Özgökçe, Türkiye'nin coğrafi konumu ve jeomorfolojik yapısının sağladığı avantajlar nedeni ile son derece zengin bir floraya sahip olduğunu kaydederek, “Türkiye florasında yaklaşık 13 bin takson bulunmaktadır. Bunun 3 bin 500'ü endemiktir. Dünya Sağlık Teşkilatı'nın (WHO) belirtmiş olduğu tedavi amacıyla kullanılan yaklaşık 20 bin bitki türünün 600'ü Türkiye'de yetişmektedir. Dünya genelinde gıda elde etmek için yetiştirilen türlerin sayısı 3 bin civarında iken, gıda olarak kullanılan bitkilerin sayısı 10 binin üzerindedir. Bugün Almanya'da 500 farklı bitkiden bitkisel ilaç üretimi için yararlanılmaktadır. Romanya, Macaristan, Çin, Kore, Japonya, Bulgaristan gibi ülkelerde bitkilerle tedavi bir devlet politikası halindedir. İnsanlığın tarihine bakıldığında, insanoğlu çevresindeki canlı ve cansız her materyalden faydalanma yoluna gitmiştir. Bunlardan biri de bitkilerdir. Başta besin olarak, boya elde etmek amacıyla, süs olarak, tedavi amacıyla ve yakacak olmak üzere bitkilerden yararlanma yollarını aramışlardır. Türkiye gibi hızla şehirleşen, köyden kente göçün büyük boyutlara vardığı ülkeler için halka yönelik araştırmalarında gecikme son derece önemlidir. Çünkü şehre göç sebebi ile köyler boşalmakta, dolayısıyla folklorik bilgiler kaybolmaktadır. Bitkilerin gıda olarak kullanılması da folklorik bir bilgi olduğu için, bu bilgiler de yok olmaktadır. Şehre göç edenler ise çevrelerinde daha önce kullandıkları bitkileri bulamadıkları veya ulaşamadıkları için, çok kısa bir süre sonra bu konudaki bilgileri unutmaktadırlar. Köylerde ise, ulaşımın kolaylaşması, halkın rahatına düşkün olması öyle bir durum ortaya koymuştur ki yumurta, maydanoz ve hatta ekmek dahi şehirden köye gider olduktan sonra folklorik bilgiler kullanılmamaktan dolayısıyla kaybolmaktadır. Gerek bölgemizin ve gerekse ülkemizin gıda ve halk ilaçları araştırmaları daha çok artırılarak devam etmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
Yaptıkları araştırma sonucu Van, Şırnak, Kars ve Şanlıurfa'nın ilçe ve köylerde halkın halen yararlandığı ve geçmişte kullandığı yabani bitkilere ve özgün tarım bitkilerine ilişkin bilgi toplamanın yanı sıra belirlenen bitkilerin değişik çevrelerindeki örnekleri de toplanıp herbaryum materyali haline dönüştürülerek bilimsel tanımlamaları yaptıklarını söyleyen Doç. Dr. Fevzi Özgökçe, bu bitkilerin fotoğrafları çekilerek her bitki ve farklı kullanımları bir veri tabanına işlenerek gerek yayın gerekse eğitim çalışmalarında yararlanılması sağladıklarını dile getirdi.
‘BİTKİLER ÜZERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALARDA ÇOK GEÇ KALINDI'
Envanter çalışmalarının Türkiye'de ve özellikle çalıştıkları bölgelerde ne kadar geç kalınmış bir çalışma olduğunu pek çok arazi çalışmasında şahit olduklarını vurgulayan Tuşba Belediye Başkanı Doç. Dr. Fevzi Özgökçe, “Boya, süs bitkileri veya yakacak temin edilen bitkiler ile ilgili hangi bitkileri kullanıyorsunuz? diye bölge insanına sorduğumuzda. Bölge halkında en çok rastladığımız cevap; “Siz geç kaldınız geçen yıl, geçen ay veya geçen hafta gelseydiniz, falankes çok iyi bilirdi ve o da ‘Rahmetlik oldu', ancak şimdi bu sorduklarınızı pek bilen kimse yok”. Benzer cevaplara tedavi amaçlı bitki kullanımından tutunda gıda olarak bitki kullanımına kadar karşılaşmaktayız. Yeni nesil bu bitkilerden veya bu kullanımlardan haberdar olmadığı gibi pekte merak edipte büyüklerinde sormamış ve kayıt almamıştır. Bu araştırmalarımızı geç kalınmış araştırmalar olarak görmenin yanında zararın neresinden dönülse kardır. Ülkemizin kültürel ve sosyal pek çok değeri yok olmaktan kurtarıldığı gibi dünyada yeni sebze arayışlarına doğal alanda pek çok yeni kullanım bilim dünyasına ve özellikle de fakir bölge halkına yeni istihdam alanlarının oluşmasını sağlayacaktır. Ekolojik tarım veya bazı bölgelerde organik tarım olarak ileri sürülen yeni bu uygulamaların başarıya ulaşabilmesi için ise mutlaka envanter çalışmaları ve özellikle gen kaynaklarının bu yollarla belirlenmesi ve korunması açısında çok önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
‘TEDAVİ AMAÇLI KULLANILAN BİTKİLERİN SAYISI DEVAMLI ARTMAKTADIR'
Tedavi amacıyla kullanılan bitkilerin sayısı, antik çağdan beri devamlı bir artış göstermekte olduğunu anlatan Başkan Özgökçe, Mezopotamya uygarlığı döneminde kullanılan bitkisel drog miktarı 250 civarında iken, Grekler döneminde 600, Arap-Fars döneminde ise bu rakam 4 bine kadar çıktığını belirtti. Son yıllarda yapılmış araştırmada, Hindistan'da 7 bin adet bitkinin geleneksel tıp sistemlerinde kullanıldığı tespit edildiğini kaydeden Başkan Özgökçe, “Binlerce yıldan beri uygulanan Çin geleneksel tıbbında ise 7 bin 295 adet tıbbi ve aromatik bitki kullanılmaktadır. Japonya'da yine benzer veriler elde edilmişti. Anadolu'da tıbbi bitkileri ile ilgili bilgilerimizin kaynakları ise çok eski tarihlere dayanmaktadır. Dolayısıyla, bitkilerin tedavi amacıyla kullanılması insanlık tarihi kadar eskidir. Bilimsel araştırma süzgecinden geçirilen tıbbi bitkilerin insanoğluna bilinenden çok daha faydalı ve hastalıkların tedavisinde çok önemli oldukları anlaşılmaktadır. Günümüzde bitkiler ile tedavi ‘fitoterapi' bir bilim dalı haline gelmiştir. ‘Yeşil dalga, yeşil ilaç' adıyla anılan ilaç ve tedavide doğaya dönüş akımı tüm Avrupa ve Amerika'yı etkisi altına almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan bir çalımsa, dünyada yaklaşık 21 bin bitki türünün ilaç sanayinde kullanıldığını ortaya koymuştur”
‘TÜRKİYE'DE SON YILLARDA ETNOBOTANİK ARAŞTIRMALARA OLAN İLGİ ARTMIŞTIR'
Türkiye' de son yıllarda etnobotanik araştırmalara olan ilginin artışı ile birlikte yeni bu çalışmalara, yeni bakış açıları kazandırıldığını dile gedilen Özgökçe, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Bitki kullanımının, halk kültürünün önemli bir parçası gözüyle bakılarak yapılan çalışmaların konularında ve yöntemlerinde büyük bir çeşitlilik ve değişim sağlanabilmiştir. Etnobotanik konularındaki bu değişim ve zenginleşmenin sağlanmasında, farklı disiplinlerden gelen bilim adamlarının da bu konularla ilgili çalışması ve yayınlar vermesi önemli bir faktör olmuştur. Şanlıurfa'da yürütülen bu çalışma genel olarak yörede insanlar tarafından farklı amaçlar için kullanılan tansiyon düşürücü olarak kullanılan bitkilere ilişkin; bitki kullanım kültürünün tüm ayrıntıları ile araştırılması ve araştırma sonucunda elde edilen verilerin arşivlenmesi ve bu kültürün gelecek nesiller tarafından bilinmesi hedeflenmiştir”.