PANDORA'NIN KUTUSU 3
Mafya-siyaset ilişkilerinde gazeteci, işadamı, ve bürokratların rolleri yeni çıkan belge ve anlatımlarla farklı boyutlar kazanmaya devam ediyor.
Suç örgütü lideri iddiasıyla aranan Sedat Peker hem Twitter hesabından hem de YouTube videolarında ilginç ifşaatlarını sürdürüyor
Peker'in gerek içişleri bakanı hakkında gerekse halen aktif siyaset yapanlar hakkındaki söyledikleri araştırılmaya incelenmeye değer.
Soruşturma açılıp doğru mu yanlış mı diye kamuoyunun bilgilenmesi açısından hukuk kaidelerine göre yapılması lazım bir vakıadır. Bu iddialarla alakalı muhalefet partilerinin meclise sunduğu önerge ile bu iddiaların araştırılmasını istemelerinin iktidar tarafından reddedilmesi de düşündürücüdür.
Bu durum, güvenlik uzmanı Edward Sowden'in şu sözünü aklımıza getiriyor 'Suçu açığa çıkarmak suç olarak kabul ediliyorsa, suçlular tarafından yönetiliyorsunuz demektir.'
Neden araştırmaya, incelemeye, soruşturmaya karşı gelinir. Acaba ucu kendilerine de dokunur korkusu mudur bu?
Bir başka dikkat çekici nokta da şudur:
Ünlü anket firmalarının yaptığı araştırma sonuçlarında Peker'in anlattıklarını dinleyenlerin yüzde 80-85'i anlatılanların doğru olduğuna inandıklarını belirtmekteler.
Peker, Erdoğan'ın ABD başkanı Biden ile görüşmesi öncesi Cumhurbaşkanının elini zayıflatmamak adına video çekmeyeceğini, görüşmenin ertesinde ise videolarını yayınlamaya devam edeceğini belirtmişti. Bununla birlikte Twitter üzerinden ise özellikle gazeteci ve işadamlarına yönelik ifşaatlari sürüyor. Bunlardan biri de Habertürk televziyonunun programcısı Veyis Ateş ile ilgili söyledikleri nedeniyle bu gazeteci kurumundan istifa etmek zorunda kaldı. Peker'in ismini andığı şahıslar, onu yalanlamak yerine susup ve ortadan kaybolmaları iddiaların doğru olduğunu güçlendirmektedir.
Son olarak da İzmir'de HDP binasina yönelik saldırıda öldürülen Deniz Poyraz'a rahmet dileyip olayı kınayan Peker'e gelen tepkiler üzerine, bir başka twittinde de Yasin Börü'nün öldürülmesinden sonra da babasına ev hediye ettiğini yazdı.
Ne ilginçtir ki bu kadar ifşaata rağmen hiç bir savcı harekete geçmiyor hatta bir yerlerden emir bekler görüntüsü vermeleri hukuk devleti adına pek iç açıcı değildir.
Umarım aydınlık yarınlar için karanlıklar bir bir aydınlatılır...