Para ile sevgili ve eş satın alınır mı?

Ah hemde nasıl alınır. Günümüzde kimse kalbinin götürdüğü yere gitmiyor! Gücün, paranın, lüksün ve taze bedenlerin olduğu yere gidiyor. Bunların adına da AŞK deniliyor.

Bu tarz ilişkileri ticaretteki alış verişe benzetiyorum. İlişkilerde ince hesaplar yapılıyor. Alış veriş tamamlanıyor, adam gücünü ve parasını, kadın ise sadece gencecik bedenini sermaye olarak ortaya koyuyor. Aşk dedikler bir bilinmezin içinde yaşamlar, duygular bu şekilde yıpranıp gidiyor.

Sevgili okurlarım, sonu hüsranla biten bu yapaylıklarla ilgili yaşanmış bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sahte aşk, para, entrika, ihanet dolu, pişmanlıklar ve hüzünle son bulan filmlere, televizyon dizlerine konu olacak ve dersler çıkarılacak hikayemiz şöyle:

'Adam orta yaşlarda, kariyerinin en üst noktasında, eğitimi görgüsü ve aile yapısıyla deyim yerindeyse eksiksiz biri. Lakin bir türlü gençliği ile vedalaşamıyor, son kulaçları atarken ölmedim yaşıyorum dercesine genç güzel fakat varoştan bir sevgili ediniyor. Adamın ayakları yerden kesilince genç sevgilinin her arzusu kayıtsız yerine getiriliyor. Adam genç sevgiliye aşık olunca gözü görmüyor, kulakları sağır oluyor. Anlayacağınız teslim oluyor. Bu ilişkiyi yanlış bularak karşı çıkan dostlarıyla gönül kırgınlığı yaşayarak vedalaşıyor. Adam bununla yetinmiyor, çevresine eşine dostuna ilişkisini ispat edercesine kızın elinden tutarak toplumun önüne çıkarıyor. Herkesin kendilerini alkışlamasını bekleyerek zafer kazanmış edasıyla, gururla etrafta dolaşıp duruyor. Aslında sadece kendi ekseni etrafında döndüğünü bir türlü düşünemiyor. Adam erkeklik egolarının tavan yaptığı günleri, ayları ve yılları yaşamaya başlıyor. AŞK'mı yaşıyor? Yoksa ego savaşları içinde psikolojik dram mı? Tabi ki bunu ilerleyen zaman gösteriyor. Adamın hazin durumu böyle.

Gelelim genç ve güzel varoş sevgiliye.

Bu zavallı insanın kaybedecek bir şeyi yok. Gelecekte adamdan kazanımları hariç! Rolünü güzel oynayarak adama muhtaç ve onsuz bir hiç olduğunu bazen beden diliyle bazen konuşarak ifade etmeye çalışıyor. Adama en taze bedeniyle hizmet etmekten keyif alıyor. Çünkü kadın olarak sunacağı hiç bir bilgisi, birikimi, özelliği yok. Hedefi belli, sadece iyi oyuncu olmak düşüyor kendisine .Adamdan kazanacaklarını düşündükçe deliriyor ve adama erkeklik egosunun en üst noktasını yaşatırken rolünü profesyonelce oynuyor. Varoş sevgili ve ailesinin amacı belli hesapları en ince ayrıntısına kadar hesaplamışlar. Bütün aile anonim şirket mantığıyla çalışarak hazırladıkları senaryoyu büyük bir sabırla ilmik ilmik dokuyarak ağlarına aldıkları adamı evliliğe ikna ediyorlar. Ve Paris'te sade bir tören ile evleniyorlar. Evlilikleri bir kaç sene gayet güzel gidiyor. Tabiki kime ve neye göre ,adam eşine sınırsız imkânlar sunarken bu sırada eşinin ailesi de nimetlerden nasipleniyor. Varoş sevgiliden eş olmaya terfi eden kadın basamakları yürüyerek değil, zıplayarak çıkıyor.

Maalesef bu rüya üç yıl sürüyor. Adam yavaş yavaş bu rüyadan uyanarak yaptığı evliliğin ne kadar büyük hata olduğunu fark ediyor. Yanlışın içinde kurbanlık koyun gibi evliliğini sürdürmeye çalışıyor. Beynindeki sorular bitmek bilmeden ardı sıra uçuşuyor.

Bu sırada genç eş ise çok mutlu. Fakat kendisine sunulan imkanların yetersiz oluşundan çok muzdarip olan kadın alt yapısı olmadığı için tatmin de olmuyor maalesef. Adama bazen hareketleri bazen sözcüklerle memnuniyetsizliğini yansıtıyor.. Ve genç eş adamı ruhsal olarak bitirmek için aralarındaki yaş farkıyla vurmaya çalışıyor. Düştüğü duruma kahrolan adam psikolojik olarak yavaş yavaş çökmeye başlıyor. Aşktan ve paylaşımdan söz etmeyen genç eş sadece para ve lüks yaşantı istiyor artık.

Adam kendi trajik hayatını en ön sıradan bilet alarak izlemeye başlıyor. Ne kadar kısır bir döngünün içinde olduğunu ve bu kadar büyük hataya nasıl imza attığını biliyor lakin iç dünyasında bunu kabullenemiyor. Ruhsal çöküntüsüne, içini kemiren endişelerine ve düştüğü entrikaya birde şüpheleri ekleniyor.

Bir gece çok yakın arkadaşından önce bir resimli mesaj arkasından bir telefon geliyor. Biraz öfkeli biraz kızgın ses tonuyla İstanbul'un en ünlü gece kulübünde genç eşinin kendisini genç bir adam ile aldatıldığını öğreniyor. İhanetle beyninden vurulan adam kendi parası ve sunduğu sınırsız imkanlarla düştüğü acı durum karşısında üzüntüsünden hiç ağlamadığı kadar sabaha kadar ağlıyor. Adam hayatında ilk kez kendisine acıma duygusunu tadıyor. Onuru incinerek yıkıcı sarsıntılar geçiren, pişmanlıklar, keşkeler yaşayan adam o sabahın erken saatinde evi terk ederek avukatına giderek eşinden boşanmak istediğini gereken işlemlerin derhal başlatılmasını istiyor.

Varoş eş ‘boşanma' haberini öğrenince adeta deliye dönüyor. Boşanma karşılığında ilk olarak adamın soyadını kullanmaya devam etmek istemesi oluyor. Çünkü adamın soyadını taşıyarak adamın parası ve sayesinde ulaştığı toplumda yerini korumak istiyor. İkinci isteği ise yüklü bir tazminat. Kadın mahkemedeki ifadesinde gençliğini ve genç bedenini adama verdiğini söylüyor. Bu ifadesinde çok haklı olan varoş eş yapabileceğinin en üst noktasında sunumlar yapmıştı !Kendi bedenine bir bedel biçen kadının evlilik oyununu maddi kazançla, adam için maddi ve manevi kayıplarla son buluyor!!! “

Adam boşandıktan sonra daha önce defterden sildiği, uyarılarını ciddiye almadığı yakın dostlarına, ağır bir enkazdan yarlı çıktığını, altı buçuk yılı süren evlilik oyununu hayatında kayıp ve mahcup zaman olarak hatırladığını ve yaşanacak her duygunun zamanında yaşanarak bir yerde nokta koyulması gerektiğini söylüyor. ' Adam şimdi kırp döktüklerini toparlamaya, kendisine olan saygısını yeniden kazanmaya çalışıyor.

Benim kadim dostum, hatalar insanlar içindir. Tecrübelerde hatalardan yediğimiz kazıkların toplamıdır. Ağlayarak paylaştığın bu yaşanmışlık hepimize örnek olacak hayat hikayesidir. Bu konuyu burada noktalarken... Maalesef ki aşkın adı günümüzde para, aşkın adı lüks ve aşkın adı taze beden olmuş.

Gerçek aşk ve sevgi ile kalın...

Bakmadan Geçme