Paylaşmaktır güzel olan
Memleket ziyaretimde eksik bir yazımın olduğunu fark eden hemşerilerim:
'Hiç olmazsa bir günlük ramazan serüvenini yazmalısın.'Diye mesajlar göndermişler.
Hemşerilerim çok haklı… Bağışlasınlar beni… Çünkü deprem konutları ve çok yoğun çalışmaların sürdüğü konutlardaki gözlem çabalarım Van'da bir günlük ramazan izlenimimi yazmama engel oldu.
Ramazan gerçekten de:
'Dünyada Van ahrette iman!'Ününe sahip olan doğduğum kentte bütün ihtişamı ile yaşanır.
Van yaralı demiştim yazılarımda. Yarlı olmasına rağmen Ramazan bütün bir güzelliğiyle yaşanıyor.
Bir aylık izin yapan lokanta ve kahvaltı salonlarının önüne ramazanın ilk gününden itibaren koca leğenler içinde özenle yoğrulan çiğ köfteler iftara yakın saatlerde satışa sunuluyor. Ellerinde hijyenik eldivenleriyle çiğ köfte yoğuran gençler çalıştıkları lokantaların garson veya işçileri. Kazançları patronun değil kendilerinin.
İftara on dakika kala tüm komşular o gün evlerinde ne pişmişse paylaşıyorlar. İftar olduğunda da iki çeşitse sofranızdaki yemek komşu paylaşımıyla dört beş çeşide çıkıyor.
Fırınlara verilen margarin veya tereyağı ile bir el ayası kadar çörekler yaptırılıyor. Susam kokan ekmekler çeşit çeşit. Ancak ramazan ayının kralı ramazan pidesi…
Van'da İftar saati öncesi en güzel meşguliyetlerden birisi de sac semaverlerin kaynatılması ve semaver suyundan çay demlenmesi.
Yemekler yenip, sofralar kaldırılıp, el birliğiyle bulaşıklar yıkandıktan sonra varsa evin küçük bahçesi masalar kuruluyor ve semaver çayı kuru yemişler eşliğinde büyük bir keyifle yudumlanıyor. İnancın ve paylaşımın bu sıcak görüntüsü yüreklere ferahlık, akıllara berraklık katıyor. Hani büyük depremin ardından sıralanan artçı şoklar da olmasa hemşerilerimin ramazan keyfine diyecek yok.
Ramazana bir gün kala yani arife günü güzel bir uygulamaya tanık olmuştum. Her iş yerinde çalışanlara koliler veya küçük torbalar içinde gıda ürünleri armağan edilmiş, ramazan heyecanı çoğaltılmıştı.
Diyorlar ya bu ülke bölünecek!
Diyenlere yalancı, palavracı yerine Van'da kullanılan o sözcüğü kullanmak istiyorum:
'Hadi oradan pis zırtçılar!'
Bayramlarla, kandillerle en mübarek günlerle yürekleri birbirine halkalanmış Anadolu insanını bölmeye kimsenin gücü yetemeyecek.
Anacığımı arıyorum telefonla. Kız kardeşim çıkıyor telefona:
-Bugün iftar menüsünde neler var? Diye soruyorum.
'Bizde ayran aşı var. Yanında çömlekte güveç ve erişte pilavı.'Diyor.
-Komşularınkini ayırdınız mı? Diye muzipçe ikinci soruyu soruyorum.
'Ayırmaz mıyız' Diye yanıtlıyor kardeşim.
Gözlerimin önüne dakikalar sonra kapıda belirecek:
'Güler anne!'Diye seslenecek komşu kızı geliyor.
Ve paylaşılacak ramazan ayının rızkı ayrımsız kayrımsız.
Ne diyelim:
-Allah yemesini nasip etsin! vanhaber,şahin akçap,köşe yazıları
'Hiç olmazsa bir günlük ramazan serüvenini yazmalısın.'Diye mesajlar göndermişler.
Hemşerilerim çok haklı… Bağışlasınlar beni… Çünkü deprem konutları ve çok yoğun çalışmaların sürdüğü konutlardaki gözlem çabalarım Van'da bir günlük ramazan izlenimimi yazmama engel oldu.
Ramazan gerçekten de:
'Dünyada Van ahrette iman!'Ününe sahip olan doğduğum kentte bütün ihtişamı ile yaşanır.
Van yaralı demiştim yazılarımda. Yarlı olmasına rağmen Ramazan bütün bir güzelliğiyle yaşanıyor.
Bir aylık izin yapan lokanta ve kahvaltı salonlarının önüne ramazanın ilk gününden itibaren koca leğenler içinde özenle yoğrulan çiğ köfteler iftara yakın saatlerde satışa sunuluyor. Ellerinde hijyenik eldivenleriyle çiğ köfte yoğuran gençler çalıştıkları lokantaların garson veya işçileri. Kazançları patronun değil kendilerinin.
İftara on dakika kala tüm komşular o gün evlerinde ne pişmişse paylaşıyorlar. İftar olduğunda da iki çeşitse sofranızdaki yemek komşu paylaşımıyla dört beş çeşide çıkıyor.
Fırınlara verilen margarin veya tereyağı ile bir el ayası kadar çörekler yaptırılıyor. Susam kokan ekmekler çeşit çeşit. Ancak ramazan ayının kralı ramazan pidesi…
Van'da İftar saati öncesi en güzel meşguliyetlerden birisi de sac semaverlerin kaynatılması ve semaver suyundan çay demlenmesi.
Yemekler yenip, sofralar kaldırılıp, el birliğiyle bulaşıklar yıkandıktan sonra varsa evin küçük bahçesi masalar kuruluyor ve semaver çayı kuru yemişler eşliğinde büyük bir keyifle yudumlanıyor. İnancın ve paylaşımın bu sıcak görüntüsü yüreklere ferahlık, akıllara berraklık katıyor. Hani büyük depremin ardından sıralanan artçı şoklar da olmasa hemşerilerimin ramazan keyfine diyecek yok.
Ramazana bir gün kala yani arife günü güzel bir uygulamaya tanık olmuştum. Her iş yerinde çalışanlara koliler veya küçük torbalar içinde gıda ürünleri armağan edilmiş, ramazan heyecanı çoğaltılmıştı.
Diyorlar ya bu ülke bölünecek!
Diyenlere yalancı, palavracı yerine Van'da kullanılan o sözcüğü kullanmak istiyorum:
'Hadi oradan pis zırtçılar!'
Bayramlarla, kandillerle en mübarek günlerle yürekleri birbirine halkalanmış Anadolu insanını bölmeye kimsenin gücü yetemeyecek.
Anacığımı arıyorum telefonla. Kız kardeşim çıkıyor telefona:
-Bugün iftar menüsünde neler var? Diye soruyorum.
'Bizde ayran aşı var. Yanında çömlekte güveç ve erişte pilavı.'Diyor.
-Komşularınkini ayırdınız mı? Diye muzipçe ikinci soruyu soruyorum.
'Ayırmaz mıyız' Diye yanıtlıyor kardeşim.
Gözlerimin önüne dakikalar sonra kapıda belirecek:
'Güler anne!'Diye seslenecek komşu kızı geliyor.
Ve paylaşılacak ramazan ayının rızkı ayrımsız kayrımsız.
Ne diyelim:
-Allah yemesini nasip etsin! vanhaber,şahin akçap,köşe yazıları