PEYGAMBER EFENDİMİZİN MUCİZELERİ

Eshabı kirâm'dan Ukayl Bin Ebî Tâlib-ki Hz. Ali'nin (R.A.) kardeşidir - bir gün Hz. Rasûlü Ekrem ile sefere çıkmıştı. Bu sefer esnasında Cenabı Peygamberin, üç tane mu'cizesini müşahede etti ve onlar, kalbindeki imanın istikrar bulmasına vesile oldu.

Birincisi:

Yolculukları esnasında Hz. Peygambere (S.A.V.) kazâ-i hacet iktiza etti, o zaman: "Ya Ukayl! Şu ağaçlara söyle, gelip bana siper olsunlar." buyurdu. O da emr-i Risâleti ağaçlara teblîğ eder etmez, hepsi yerlerinden kalkıp etraf-ı Risâlet-penâhi'yi ihata ettiler. Def-i hacetten sonra yine yerlerine gittiler.

İkincisi:

Hz. Ukayl, son derece susamış ve harareti yükselmişti. Rasûlü Ekrem (S.A.V.) O'nun susuzluğunu anlamış ve kendisine şöyle buyurmuştu:

- Ya Ukayl! Git şu dağa benden selâm söyle, sana su versin. O da hemen gidip dağa, selâmı ve emr-i Risâleti teblîğ ettiği zaman, dağ fasih bir lisan ile: "Ey iman edenler, kendi nefsinizi ve aile efradınızı cehennem ateşinden koruyun. O cehennemin yakacağı insanlar ve taşlardır, mealindeki âyet-i kerîme'yi okuyarak, ya Ukayl, bu âyet-i kerîme Hz. Rasûlüllah'a nazil olalıdan beri, ağlamaktan bende asla su kalmamıştır, dedi.

Üçüncüsü:

- Bir gün, Rasûlü Ekrem Efendimizin (S.A.V.) önüne, bir deve kaçarak gelip ve açık bir lisan ile:
- Aman ya Rasûlallah, bana yardım et, diye feryad eder. Devenin arkasından ise, elinde yalın kılıç bir ârâbî gelir. Rasûlü Ekrem (S.A.V.):

- Ya ârâbî! Bu dertli deveden ne istersin? buyurur. Ârâbî:

- Ya Rasûlallah! Bu deveyi çok yüksek fiat ile satın aldım. Fakat bana itaat etmiyor. Onun için etinden istifade etmek istiyorum, dedi. Efendimiz Hazretleri;

- Ya deve, niçin sahibine itaat etmiyorsun? Deve ise:

- Ya Rasûlallah, ben sahibime âsî olmam. Lâkin sahibim kabilesi île birlikte, yatsı namazını kılmadan yatıyorlar. Cenabı Hak'dan bir azab gelirse, içlerinde bulunmaktan korkuyorum, der.

Cenabı Peygamber (S.A.V.), ârâbî'nin elinden tutarak, bundan sonra yatsı namazını terk etmeyeceğine dair söz alır ve deveyi de teslim ederek ârâbî'yi bırakır.

Ârâbî, kabilesine vardığı zaman, keyfiyeti ilân eder ve kabile ehli de, ondan sonra yatsı namazını cemâat ile kılmadan yatmazlar. O deveyi de, bizim azabdan kurtuluşumuza sebeb oldu diye hiç incitmezler.

Mescid-i Aksa hakkında ayetler

17. Sure (İsrâ Suresi), 1. Ayet

Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
17. Sure (İsrâ Suresi), 7. Ayet

İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis'e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)

17. Sure (İsrâ Suresi), 8. Ayet

Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kafirlere bir zindan yapmışızdır.

Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:

"(İbâdet için) şu üç mescidden başkasına yolculuk edilmez: el-Mescidu 'l-Harem, Mescidu'r-Rasûl ve Mescidu'l-Aksâ." (Buharî, Enbiyâ 8; Müslim, Mesâcid 2)

Bu üç mescidin öbürlerine üstünlüğü, hadîsin açıkça ifade etmesinin gereği bulunduğundan, bu konuda âlimlerin ittifakı vardır. Yalnız bu üç mescidin kendi aralarındaki derece farkları vardır ki, bu da âlimler cumhuruna göre hadîsteki sıraya göre Harem Mescidi, mescidlerin en faziletlisidir. Bundan sonraMedine Mescidi gelir. Aksa Mescidi de, Medîne Mescidi'nden sonradır.

Üç mescidin diğerlerine üstünlük sebebi: Her üçünün peygamberler eliyle kurulmuş olmalarıdır. Bununla beraber Harem Mescidi, bütün Müslümânların kıblesidir. Peygamber (sav)'in Mescidi, takva üzerine kuru!muştur. (Tevbe, 9/108). Aksa Mescidi de geçmiş ümmetlerin kıblesidir. Harem Mescidi'ne uzaklığından dolayı "el-Mescidu'1-Aksâ = En Uzak Mescid" denilmiştir. (Umdetu'l-Kaarî, III, 682)

Hadiste belirtilen husus, -üç mescit dışında- kalan herhangi bir mescit için uzun yolculuk yapmaktır. Bununla, lüzumsuz yere masraflara katlanıp da ünlü bazı mescitlerde namaz kılmanın, orada ibadet etmenin doğru olmadığına işaret edilmiştir. Çünkü, üç mescit dışındaki camilerde kılınacak namazların, yapılacak ibadetlerin sevap bakımından bir farkları yoktur. Halbuki söz konusu üç mescit diğerlerinden daha sevaplıdır. Hadiste vurgulanan husus bu olsa gerektir. Yoksa, insan bir müzeyi ziyaret etmek için de uzak bir yerlere gidebilir ve bunda bir sakınca da yoktur. Önemli olan, -fazla sevap kazanma niyetiyle- üç mescidin dışındaki bir mescide gitmek için maddî-manevî sıkıntılara katlanılmasın.

RABBİM İSLAM COĞRAFYASINA BİRLİK, BERABERLİK VE UYANIŞ NASİP ETSİN. SELAM VE DUA İLE RABBİME EMANET OLUN.

Bakmadan Geçme