Prof. Dr. Ahmet Özer: Şükran borcumu ödemeye çalışıyorum
Mersin Torosdağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı, gazetemiz yazarlarından Prof. Dr. Ahmet Özer, Kazakistan Kürtlerinin konu edindiği KurdênQazaxistanê adlı Kürtçe kitabının tanıtımı ve imza töreninde okurlarıyla bir araya geldi. Prof. Dr. Özer, 'Ben bu halkın içinden çıkmış, bu halkın bir evladı olarak, şükran borcumu ödemeye çalışıyorum. Onların geçmişte yaşadıkları acıları yazarak anlatmaya çalışıyorum' dedi.
Burhan Ergin
Van Barosu Avukat Tahir Elçi Konferans Salonunda düzenlenen tanıtım ve imza törenine Prof. Dr. Ahmet Özer'in yanı sıra Van YYÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Özgökçe, şair-yazarlar ve çok sayıda davetli katıldı. Dünyaca ünlü Kürt bilim adamı Nadir Nadirov'un hayatı ve çalışmalarısinevizyon gösterisiyle izletildi.
Türkçe 36 kitabı bulunan, bazıları da farklı dillere çevrilen Mersin Torosdağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Özer, Kazakistan Kürtlerinin konu edindiği "KurdênQazaxistanê" adlı ilk Kürtçe kitabıSovyetler Birliği'nde Kürtler konulu çalışmalarıyla ve araştırmalarıyla ses getiren dünyaca ünlü Kürt bilim adamı Nadir Nadirov, Kafkas Kürtleri ve Kazakistan Kürt Birliği Başkanı Prof. Dr. Kinyazê İbrahim Mirzoyev'in yaşamını anlattığını söyledi.
“Kazakistan zenginliğini Nadirov'a borçludur”
Nadir Nadirov'unçok önemli çalışmalara imza attığını anlatan Prof. Dr. Ahmet Özer, “Ben akademisyenim ve binlerce sayfa yazı yazdım ama bugüne kadar ana dilimde bir şey yazamadım. Bütün kitaplarım İstanbul ve Ankara'da yayınlanıyordu. Bu kitabımı memleketimde tanıtmak istedim. Nadir Nadirov ve Kinyazê İbrahim Mirzoyev'inhikayesiaslında büyük bir trajedidir. NadirovGürpınar'lıdır. Kereme Haci Nadir'in oğludur. Babası sürgüne gönderilince öz ve üvey annesi gidelim deyip tekrar göç ediyorlar. Erez'de bir köy kuruyorlar. Babaları döndüğünde çoluk çocuğunu görmüyor.1937 yılında Stalin Türkiye ve Almanya'nın yanında savaşa girebilir endişesiyle onları Sibirya soğuklarına kara trenlere doldurarak günlerce sürecek yolculukla götürüyorlar. Büyük bir zulüm, her vagona 4-5 aile dolduruyorlar ve orada vagonun ortasında bir delik açıp ölen kadınları oradan atıyorlar. İlaç, doktor, ekmek, su yok ama onları sürenler bilmiyorlar ki Nadirov gibi bir yıldızı da onlarla götürüyorlar. Nadirov'un çok uzun ve acı bir hikayesi var. Sadece Kazakistan'da değil dünya çapında çok ünlü biri oluyor. Kazakistan bugün zenginliğiniNadirov'a borçludur. Onun için devlet başkanları, hükümet başkanları ve sokaktaki insanlar herkes onu tanıyıp saygı gösteriyor. Kinyazê İbrahim Mirzoyev'in annesi de Van doğumludur. 1989 yılında Karabağ savaşında herkes kendi ülkesine gidiyor ama Kürtler orada yalnız başına kalıyor. Nadirov gidip bunlar benim halkım, Kazakistan'a getirebilir miyiz? Tabi getirebilirsiniz diyor ve Kinyazê İbrahim MirzoyevKazakistan Birliğinin başkanı oluyor. Fakat maalesef onları Ağustos ayında kaybettik. Büyük bir boşluk doğdu. Yaşamları destansı birer hikaye gibidir” diye konuştu.
“Yaşanan acıları yazarak anlatmaya çalışıyorum”
Prof. Dr. Özer son olarak şunları söyledi; “Mustafa Barzani ile Nadirov'un hayatları birbirine çok benziyor. İkisininde ağabeyi gözlerinin önünde götürülüp öldürülüyor. İkisi de sürgün oluyor. NadirovKazakistan'dan Nahçıvan'a, Mustafa Barzani'de Bakü'den Özbekistan'a sürülüyor. Mustafa Barzani Moskova'ya gelmek istiyor ama bırakmıyorlar. Stalin öldükten sonra Nadirov ve Mustafa Barzani Moskova'ya gidiyor. Nadirov bilim akademisine, Mustafa Barzani askeri akademiye gidiyor. Biri savaşın mareşalıoluyor, diğeri bilimin mareşalı oluyor. Böyle birbirine benzeyen bir hikaye, ben bunun romanını yazdım. Romanın adı Kılıç ile Kalem, şuan Dohuk Üniversitesi bununla ilgili bir çalışma başlattı. Bu romanı Türkçe, Kürtçe, İngilizce, Fransızca ve Almanca'ya çevirecek. Dolayısıyla ben bu halkın içinden çıkmış, bu halkın bir evladı olarak,şükran borcumu ödemeye çalışıyorum. Onların geçmişte yaşadıkları acıları yazarak anlatmaya çalışıyorum.”
Prof. Dr. Ahmet Özer programın sonunda okurlarına KurdênQazaxistanê kitabını imzaladı.