Prof. Dr. Ahmet Özer: Van YYÜ ortaya irade koyamıyor

Gazetemizi ziyaret ederek önemli açıklamalarda bulunan Sosyolog ve Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ahmet Özer, '30 binin üzerinde öğrencisi bulunan üniversite bu zamana kadar kentin makus talihini değiştirmekle ilgili gerekli iradeyi ortaya koyamadı. Bence bundan sonra ortaya irade koymalı. Çünkü çağımız artık bilgi çağıdır. Bilgiyi kullandığın takdirde orada sanayiyi de, teknolojiyi de, ekonomiyi de düzeltmek mümkündür. Bilgi ne olacak yerel yönetimlerle, ticaretle, sanayiyle hemhal olacak. Onlarla birlikte hareket edecek ve üniversite de Van'ındır. Üniversitenin bunlara öncülük etmesi lazım. Buralarda araştırma yapması lazım. Ticaretine, sanayisine, sivil toplum örgütlerine, yerel yönetimlerine, sağlık sektörüne bilgisini aktarması lazım' dedi.

Gazetemiz yazarı, Sosyolog ve Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ahmet Özer, gazetemizi ziyaret ederek, imtiyaz sahibi Erdal Perihan ile bilgi alışverişinde bulundu. Van'ın sorunlarını çözmek için milletvekillerinin Van ittifakı kurması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Özer, “Van milletvekilleri kentin makus talihini değiştirmek için el ele vererek söz konusu Van olduğunda ittifak kurup birlikte hareket etmeliler. Meclis'in açılmasıyla bunu milletvekillerinden bekliyoruz. Bizler akademisyen olarak, sizler basın olarak, başkaları sivil toplum örgütleri olarak el birliğiyle destek verelim. Çünkü Van hepimizin, bizim anamız, babamız, bacımız, kardeşimiz burada yaşıyor. Çocuklarımız burada yaşacak. Onlara güzel bir kent bırakabilmek, güzel bir ülke bırakabilmek için el ele verelim. Gönül gönüle birlikte çalışalım” diye konuştu.

“VAN'IN HALİ İÇLER ACISI BİR DURUMDA”

Van'ın haline üzüldüğünü belirten Prof. Dr. Ahmet Özer, “Van'da kayyum politikasının uygulanmasından dolayı idare sorunu var. Kayyum politikası toplumun tepkisine yol açıyor ve bu politika bu bölgede giderek iktidarın oylarını geriye götürüyor. Yerel seçimde HDP bütün il ve ilçeleri alacak gibi görünüyor. Bu politikayı AK Parti'nin terk etmesi gerekir. Bu halkın iradesine ket vurmaktır. Belediye başkanlarını, meclis üyelerini halk seçiyor. 5 yıl boyunca yapılan çalışmalara göre oy veriliyor. Belediye başkanları başarılı olurlarsa devam ediyorlar ancak başarısızlarsa değiştiriyorlar. Şehircilik açısından baktığımız zaman Van'ın hali içler acısı bir durumdadır. Buraya gelirken baktım araçlar sağlı sollu park etmiş, park yeri yok, bir insan kalabalığıdır almış başını gidiyor. İnsanlar adım atacak durumda değil. İnsanlar mutlu değil. Sinirli ve streslidir. Yollar eğri, büğrü, binalar çürük dişler gibi dizilmiş, hava koridorları yok. Dolayısıyla kent canlıdır. Kent giderek tık nefes olduğu takdirde onun içindeki insanlarda tık nefes ve giderek mutsuz olurlar. Kriminal işlere bulaşırlar. Bu da kente yansır” ifadelerini kullandı.

“YEREL SEÇİMLERDE İKİ PARTİ YARIŞACAK”

31 Mart 2024 tarihinde yapılması planlanan yerel seçimlerin AK Parti ile HDP arasında geçeceğini belirten Prof. Dr. Özer, “İmar planına bakıyoruz. Hiçbir yerde uygulanmamış, Van'ı dolaştım. Edremit'ten çıktım, Özalp yoluna geçtim, oradan gelip Şamranaltı'nı gezdim. Şamranaltında yeni yapılan sahil yolu var. Oda daha tam yapılmamış, oraları gezip geldim. Maalesef Şamranaltında böyle pıtırak gibi orada, burada, şurada yol, yordam, hava koridoru, sosyal donatı alanı, kent möblesi dikkate alınmadan evler, binalar yapılmış, şimdi yıksan bir türlü yıkmasan kentçilik açısından bir facia, aynı şekilde Özalp yolu İstasyon Mahallesi, Beyüzümü'ne baktığınız zaman, aynı şekilde Muradiye yolu da öyle. Tüm bunlara baktığımız zaman yazıktır, günahtır. Bu kent bizim, hepimizin sahip çıkılması gerekir. Boşuna demiyoruz dünyada Van, ahirette iman. Van Doğu'nun Paris'i, incisiydi ama yanlış politikalar yüzünden Van'ı yaşanmaz hale getirdiler. Onun için Van'lıların Van'a sahip çıkması lazım. Bu şehri başkaları bir yere götüremezler. Ancak bizim kendi iç dinamiklerimizle, kendi içimizden çıkan, gerçekten nitelikli, ehliyetli, işi bilen insanlara, işin ehline emanet edersek, belki bir çıkış yolu bulabiliriz. Halen geç kalmış değiliz. Önümüzdeki yerel seçimlerde de Van'da iki partinin yarışacağını düşünüyorum. Genel seçimde AK Parti 2 milletvekili, HDP 6 milletvekili çıkardı. Burada yerel seçimleri HDP'nin kazanacağı gözüküyor. Önemli olan şu parti bu parti değil, iş başına gelen kadroların liyakatli, ehliyetli, kentleşmeyi bilen, şehri ileri götürebilecek bir mantaliteye sahip olmalarıdır” diye konuştu.

“VAN MAKUS TALİHİNİ YENEMEDİ”

Van'ın her alanda ciddi sıkıntıları olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Özer, “Maalesef Van'da doğru düzgün bir sanayileşme yok. Aslında sanayileşme de aşıldı. Şimdi artık çağımızda dijitalleşme var. Bunlar zenginleştiriyor. Bırak sanayileşmeyi biz daha tarımda modernleşmeye gidemedik. Biz sınır şehriyiz, sınır kapıları doğru düzgün çalışmıyor. Sınırımızda bizim ödediğimiz vergilerle beton duvarlar yapılıyor, beton duvarların yanında hendekler oluşturuluyor. Hendeklerin yanında devriye atılıyor. Gözlem kuleleri, termal kameralar konulmuş ama yine de nereden geldiği belli olmayan18-35 yaş arası olan binlerce göçmen elini kolunu sallaya sallaya Van üzerinden ülkemize giriş yapıyor. Gelenler kentin huzurunu bozan, kentin ekonomisini olumsuz etkileyen bir yapı ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Van'ın makus talihini yenebilmesi için sınırları bir dezavantaj değil ekonomik avantaj olarak kullanmaları lazım. Van'ın aynı zamanda hayvancılık merkezi olması bir dezavantaj değil avantaj olması lazım. Tarım memleketi olması dezavantaj değil avantaja çevrilmesi lazım. Burada önemli olan tarım ve hayvancılık ürünlerinin sanayiye dönüştürülmesidir. Birer sanayi ürünü haline getirilmesi ve bunların da ihraç edilmesidir. Çünkü zenginleşme ancak böyle olabilir. Maalesef bunu yapamadık. Bir şehrin en önemli üç kurumu yerel yönetimlerdir, o kayyumda, merkezi idarenin temsilcisi olan vilayettir, birde Van Ticaret ve Sanayi Odası'dır. Maalesef Van Ticaret ve Sanayi Odasında geçtiğimiz seçimlerde büyük bir çekişme yaşandı. Yaşananlar kentin sanayisine, ticaretine olumlu değil olumsuz yansımaları oldu. Türkiye'ye de Van açısından da çok olumlu yansımaları olmadı. Bunları kısaca toparlayıp yolumuza devam etmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

“VAN YYÜ ORTAYA İRADE KOYMALI”

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin şehirle bütünleşemediğini belirten Prof. Dr. Özer, “30 binin üzerinde öğrencisi bulunan üniversite bu zamana kadar kentin makus talihini yenmeyle ilgili gerekli iradeyi ortaya koyamadı. Bence bundan sonra ortaya irade koymalı. Çünkü çağımız artık bilgi çağıdır. Bilgiyi kullandığın takdirde orada sanayiyi de, teknolojiyi de, ekonomiyi de düzeltmek mümkündür. Bilgi ne olacak yerel yönetimlerle, ticaretle, sanayiyle hemhal olacak. Onlarla birlikte hareket edecek ve üniversite de Van'ındır. Üniversite bunlara öncülük etmesi lazım. Buralarda araştırma yapması lazım. Ticaretine, sanayisine, sivil toplum örgütlerine, yerel yönetimlerine, sağlık sektörüne bilgisini aktarması lazım. Araya duvarlar örmemesi lazım. Bütün bunlar olduğu takdirde bir gelişme olabilir. Ben bugüne kadar eksiklerimizi gidererek, noksanlarımızı tamamlayarak, hiç olmazsa yerel seçimleri manivela gücü gibi kullanarak önümüze bakmanın, bu sıkıntılardan çıkmanın umudu içindeyim, umarım el birliğiyle bunu gerçekleştirebiliriz” şeklinde konuştu.

“MEMLEKETİME HİZMET ETMEKTEN BÜYÜK ŞEREF DUYARIM”

Van'a hizmet etmek istediğini belirten Prof. Dr. Ahmet Özer, “Geçmişte bir dönem Van'da kent yönetimine talip oldum ama olmadı ve o gün Burhan Yenigün, Mesut Öztürk karşısında seçim kazandı. Bana göre kent geri gitti. Çok kötü yönetildi. O günden bugüne kadar da kendine gelmiş değil. Benim çok güzel projelerim vardı. Genç bir akademisyen olarak yerel yönetimlerde deneyimlerim var. GAP Belediyeler Birliği Genel Sekreterliği görevi yapmıştım. Ayrıca Avrupa Birliği projelerinde çalıştım. Amerika'da, İtalya'da, İsrail'de, İspanya'da, Portekiz'de, Fransa'da yerel yönetimlerle ilgili kurslara, projelere katıldım. İstedim ki bu deneyimlerimi halkın hizmetine sunayım. Çünkü demin dediğim gibi liyakat, bilgi, birikim, ehliyet önemli. Benim beklentim de halkın gönlünde onlara hizmet eden biri olarak yer alayım, gönüllerinde taht kurayım ama nasip, kısmet olmadı. Şuan partilerinde ne kadar etkin ve yetkin olduklarını bilmediğim bazı siyasilerden belediye başkan adaylığı için teklif alıyorum. Önemli olan bu işin karar vericilerin bunu aktarması ve benimde kabul etmemdir. Çünkü benim de kendime göre şartlarım var. Bu işlere girdiğim zaman en temel şartım kenttir. Kenti ihya etmek, ileri götürmektir. Başka şeyler değildir. Bunlar karşılıklı oturup konuşulursa, birbirimizi ikna edebilirsek zararın neresinden dönersek kardır misali hep beraber el birliğiyle Van'ın ticaretiyle, sanayisiyle, sivil toplum örgütleriyle, basınıyla, kanaat önderleriyle, sporuyla bir yerlere taşıma konusunda, birlikte yönetme konusunda hemfikir olabilirsek ben her zaman için doğduğum, büyüdüğüm, hiç kopmadığım kendi halkıma, kendi memleketime hizmet etmekten büyük şeref duyarım” dedi.

“VAN İTTİFAKI KURULMALI”

AK Parti ve Yeşil Sol Partili vekillere seslenen Özer, “Ben buraya gelirken yaklaşık 10 gün uçak bileti bulamadım, nedenini sordum uçak yetersizliğinden kaynaklanıyormuş, Trabzon bizim yarımız kadar yok, bizden 3-4 misli fazla uçak inip-kalkıyor. Ben buradan kentin siyasilerine sesleniyorum. Siz Ankara'da ne yapıyorsunuz? Van bir bölge kentidir. Sınır kentidir. Aynı zamanda Büyükşehir, metropoldür. Van aynı zamanda Hakkari, Muş, Ağrı, Bingöl, Bitlis'e hitap eden bir kenttir. Hastalarını İstanbul'a, Ankara'ya götüren insanlar neden uçakta yer bulamıyor? Siz neden ağırlığınızı koyup da buranın ulaşımını sağlamıyorsunuz. Ayın zamanda merkezi idareyle el ele vererek mesela buranın altyapısıyla, turizmiyle ilgili yıllardır bekleyen bir takım işler var. Bunların artık hayata geçirilmesiyle ilgili neden adım atmıyorsunuz? Yeni yolların açılması, sahil yolunun bir an evvel bitirilmesi, Van Gölü'nün etrafındaki arıtmaların doğru düzgün şekilde devreye sokulması, sınır kapılarının düzenli şekilde işletilmesi, sınırların kevgire dönmesinin önüne geçilmesi konusunda neden irade ortaya koyup Meclis'te dile getirip, Hükümeti sıkıştırmıyorsunuz. Gerek iktidar gerekse muhalefet olsun ayrım yapmadan söylüyorum. Van söz konusu olduğunda ittifak kurup sorunları çözme konusunda irade ortaya koymuyorsunuz. Lütfen bunu yapın. Meclis'in açılmasıyla bunu milletvekillerinden bekliyoruz. Bizlerde akademisyen olarak, sizler basın olarak, başkaları sivil toplum örgütleri olarak el birliğiyle destek verelim. Çünkü Van hepimizin, bizim anamız, babamız, bacımız, kardeşimiz burada yaşıyor. Çocuklarımız burada yaşayacak. Onlara güzel bir kent bırakabilmek, güzel bir ülke bırakabilmek için el ele verelim. Gönül gönüle birlikte çalışalım” şeklinde konuştu.

Gatetemiz imtiyaz sahibi Erdal Perihan, Sosyolog ve Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ahmet Özer'e nazik ziyaretinden dolayı teşekkür etti. HABER: BURHAN ERGİN

Bakmadan Geçme