Prostatın belirtileri, tedavisi ve tehlikeleri neler?
Prostat, erkek üreme sisteminin parçası olan bir salgı bezidir. İdrar kesesinin hemen altında bulunmaktadır. İdrar yolu bu bezi delerek tam ortasından geçer ve bu bez işeme kanalını çepeçevre sarar. Büyümemiş prostat bezi yaklaşık 20cc hacmindedir.
Prostat, erkek üreme sisteminin parçası olan bir salgı bezidir. İdrar kesesinin hemen altında bulunmaktadır. İdrar yolu bu bezi delerek tam ortasından geçer ve bu bez işeme kanalını çepeçevre sarar. Büyümemiş prostat bezi yaklaşık 20cc hacmindedir.
Prostat bezi 35 yaşından sonra büyümeye başlar ancak genelde 50'li yaşlardan önce klinik semptom vermez ve tedavi gerektirmez. Yılda ortalama 0,6cc büyür ve yaşlanmanın bir parçasıdır.
Yani büyümüş prostat bezi semptom vermez ise ve kansere dönüşmemiş ise hastalık değil yaşlılık belirtisidir.
Prostat bezi hastalıkları:
1) Prostatit
Prostatit terimi; prostatın akut bakteriyel enfeksiyonundan, prostatın yangılı olduğu kronik ağrı sendromlarına uzanan geniş bir hastalık yelpazesini tanımlamaktadır. Hastalarda da buna bağlı olarak değişik belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Bunlar; üriner obstrüksiyon, ateş, kas ağrıları, azalmış libido ve erektil disfonksyon, ağrılı ejakülasyon, bel ve perine ağrıları şeklindedir. Fizik muayene çoğu zaman bu belirtilerin kaynağını açıklamakta yeterli olmamaktadır
A) Akut bakteriyel prostatit
Prostat bezi iltihabı hastalığıdır. Her yaşta görülebilmektedir. En sık prostat biyopsilerinden sonra görülür. İdrar yolunda yanma ağrılarına neden olur.
Hastaların genelde yüksek ateşi vardır bazen iltihap kana karışır ve hayati risk oluşturabilir. Ayakta ya da hastanede yatarak antibiyotikle tedavi edilebilmektedir.
B) Kronik prostatit
Kronik bakteriyel ve kroniknonbakteriyel diye ikiye ayrılabilmektedir. Genelde hastalarda kas ağrıları, azalmış libido ve erektil disfonksyon(sertleşme problemi), ağrılı ejakülasyon(boşalma), bel, penis ve perine(makata vuran) ağrıları oluşturur.
Prostatitin etiyolojisinde çeşitli mekanizmaların etkili olduğu öne sürülmektedir. Olguların ancak 5-10 kadarında tabloya neden olan mikroorganizma izole edilebilmektedir. Hastaların 95'i hekime başvurmadan önce antibiyotik kullanmaktadır.
Hastalar genelde tedavilerden memnun kalmayarak ve birçok doktor gezmek zorunda kalmaktadır. Kronik prostatit, kansere ya da iyi huylu prostat büyümesine neden olmaz.
Tedavisinde ise antibiyotikler, kas gevşeticiler, alfablokerler, antienflamatuar etkili ağrı kesiciler, prostat masajı uygulanabilmektedir.
2) BPH (İyi huylu prostat büyümesi)
Benign Prostat Hiperplazisi (BPH), prostat bezinin iyi huylu büyümesini ve bu büyümenin sebep olduğu idrar akımıyla ilgili problemleri tanımlar.
Hastalarda idrar yapmayı başlatmada zorlanma, idrar yaparken zorlanma, kesik kesik idrar yapma, idrarın hepsini boşaltamama, idrarın kalınlığının ve tazyiğinin azalması, gece tuvalete kalkma ihtiyacı olması gibi şikayetlerle kendini gösterir.
Şikayetlerin şiddetini değerlendirmede hastaların kendi kendine doldurabileceği uluslararası prostat semptom skorlaması (İPSS) formu iyi bir araçtır.
Prostat bezinin büyüyerek idrar kanalını sıkıştırması özellikle 50'li yaşlardan sonra başlar. Altmış yaşın üzerindeki erkeklerin yarısında, seksen yaşına gelen erkeklerin 80'inde iyi huylu prostat büyümesi vardır. Buna rağmen erkeklerin sadece yarısında prostat büyümesine bağlı şikayetler ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla her büyüme tedavi gerektirmemektedir.
İlaç tedavisi
Orta ve ileri derece şikayetleri var ise hastalara alfabloker, 5 alfaredüktaz inhibitörü ya da bu her ikisinin birlikte kullanımı ile tedavi planlanabilmektedir.
Fayda görülmesi durumunda doktor gözetiminde ilaca devam edilebilir. İlaçlar kullanıldığı sürece şikayetlerde gerileme olur ancak ilaç kullanımı bırakıldığında hastaların büyük kısmında şikayetler yeniden görülebilmektedir.
Cerrahi tedavi
Kesin cerrahi gereken hastalarda, ilaç tedavisi düşünülmemektedir.
Mesane taşı, ilaç tedavisiyle önlenemeyen idrar kanaması, tekrarlayan tedaviye dirençli üriner sistem enfeksiyonu ilaca rağmen işeme sonrası 200cc den fazla idrar kalıyor ve kronik böbrek yetmezliği var ise cerrahi tedavi ilk yapılması gereken tedavi şeklidir.
Bunlara ek olarak, sürekli ilaç kullanmak istemeyen ve ilaca rağmen orta ve ileri derece şikayeti olan hastalarda da cerrahi tedavi yapılabilmektedir.
Cerrahi teknik
1- TUR-P
Prostatın kapalı cerrahisidir. Prostat bezi 80cc ve daha küçük ise önerilen cerrahi türüdür. Açık cerrahiye göre daha az komplikasyon ve daha çabuk toparlanma görülür.
İdrar kanalından girilerek prostatın büyümüş kısımlarından kurtulma sağlanır. Kapalı ameliyatta genelde elektrik enerjisi kullanılır ve altın standarttır.
Ayrıca minimal girişimsel teknikler de kullanılabilir ancak lazer dışında çok etkili olmamaktadır. Elektrokoter ve lazer karşılaştırıldığında holmiyum lazerin etkinliği elektorkotere yakın diğer lazer tekniklerinin etkinliği elektrokoeter göre daha azdır.
Elektrokoter kullanımı ülkemizde de en yaygın kullanılan tedai şeklidir.
2- Açık Cerrahi
Prostat 80cc üzerinde ise önerilen tekniktir. Ancak kimi kliniklerde daha büyük prostatlarda kapalı teknik uygulanabilmektedir.
Açık prostat cerrahisinin avantajı büyük prostatlı hastalarda daha hızlı ve daha fazla doku çıkarılmasıdır. Tedavinin, ameliyat sonrası dönemde de işeme hızına katkısı daha fazladır.
3- Minimal Girişimsel cerrahi teknikler
3-1) Transüretral mikrodalga tedavisiTUMT
3-2) Trans üretral iğne ablasyon TUNA
3-3) Yüksek şiddetli odaklanmış ultrason HİFU
3-4)Lazerler(Greenlight,Holmiyum,Nd YAG,Diod)
4- Lazer kullanılan teknikler
Bu teknikler minimal girişimseldir ve etkinlikleri diğer minimal girişimsel tekniklere göre daha iyidir.
Lazer kullanılan teknikler dışındakilerin uzun dönem etkinlikleri azdır ve çoğu deneysel olmaktadır.
Prostat ameliyatı sonrası görülebilen komplikasyonlar
1) İdrar kanalında darlık (nadir)
2) Mesane boynu darlığı (nadir)
3) İdrar kaçırma (nadir)
4) Sertleşme problemleri (nadir)
5) Meninin geriye kaçması sıklıkla (65-70)
6) Tekrar ameliyat gereksinimi (nadir)
Prostat Kanseri
Prostat bezinin kötü huylu tümörüdür. Bu noktada erken tanı hayat kurtarıcıdır ve erkeklere şikayetleri olsun olmasın belli sürelerde PSA ile takip ve tarama önerilmektedir.
PSA ile tarama ve takip
1-) İşeme şikayetleriniz olsun olmasın 1. ve 2. derece akrabalarınızda prostat kanseri var ise 40 yaşından itibaren PSA tahliline baktırınız ve prostat muayenesi yaptırınız.
2-) 50 yaş ve üzerinde 40-50 yaş arası ölçülmüş başlangıç PSA değerinize göre 2 yılda bir ya da daha sık aralıklı takip gerekmektedir.
3-) Ağır kronik hastalığı bulunmayan insanlar için 50 yaş ve üzerinde PSA taraması önerilmektedir.