Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, Van'dan mesaj verdi 50+1'i aşacak ittifakın içerisinde olacağız

Burhan Ergin

Her hafta Van'ın ve ülkenin sorunlarını gündeme getirerek çözüm üreten Saadet Partisi Van İl Başkanı Özay İlhan bu hafta İskele Caddesinde bulunan Askeri Hastaneyi ve son günlerde yaşanan depremleri gündeme taşıdı. Başkan İlhan'a basın toplantısında çeşitli temaslarda bulunmak üzere Van'a gelen Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cafer Güneş eşlik etti.

'Yaşananlardan ders almak zorundayız'

2016 yılında Sağlık Bakanlığına devredilerek Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi İskele Ek binası olarak kullanılan Van Askeri Hastanesi'nin yıktırılıp yerine 150 yataklı Tuşba Devlet Hastanesi yapılması kararının yanlış olduğunu belirten İlhan, 'İlimizde geçtiğimiz hafta 5 şiddetinde bir deprem yaşandı. İlimizde 10 yıl önce yaşanan depremlerden bu yana yıkılması gereken 4 bin 500 bina da hali hazırda yaşam devam etmektedir. Eğer 10 yıl önce yaşadığımız deprem gibi bir deprem yaşasak çok daha büyük bir yıkım ve kayıplar yaşayabiliriz. Artık yaşananlardan ders almak zorundayız. Van öylesine bir şehirdir ki Adliye Lojmanları yapılır çürümeye terk edilir bunun yanında faal olan ve ihtiyaç olan Van Asker Hastanesi yıkılmak istenir. Tuşba Devlet Hastanesi için yer kıtlığımı var merak ediyoruz ısrarla Van Asker Hastanesi yıkılmak isteniyor geçmişe dair hiç mi saygınız yok. Askeri hastanesini mecliste soru önergesi olarak vereceğiz. Tuşba Belediye binası için yüzlerce çam kesildi Et Balık Kurumu yıkıldı şimdi aynı durum Van Asker Hastanesi için yapılıyor. Van olarak Ahmed-i Hani Parkı yanında Belediyeye ait hasarlı binalar sergilenirken parkın içinde de parkı işgal eden baraka yapıların olduğu tüm ucubelikleri sergileyen şehir olduk' dedi.

'Derin sıkıntıların hissedildiği bir dönemden geçiyoruz'

Daha sonra söz alan Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, ülkemizde yaşanan ekonomik krize değinerek, 'Van İl Teşkilatımızın il ve ilçe yöneticileriyle birlikte Van Ticaret ve Sanayi Odası'nda eğitim gerçekleştirdik. Türkiye olarak önemli bir süreçten geçiyoruz. Vaktinde mi olur erken mi olur bilemiyorum ama Türkiye bir seçim sürecini konuşmaya başlamıştır. Zaten Türkiye'nin şartları da bir seçimi gerektirmektedir. Türkiye'nin bir felaket içinde olduğunu söylemiyoruz ancak Türkiye'nin bir felaketin kıyısında olduğunu da görüyoruz. Türkiye her açıdan ekonomide, dış politikada, eğitimde, gelir dağılımındaki adaletsizlikte insanımızın, sanayicimizin, esnafımızın geleceğe yönelik kaygılarında, endişelerinde hangi durumda olduğunu yaşıyor ve hissediyoruz. Bir avuç mutlu azınlık ki bunlar Türkiye gelirinin yüzde 54'ü, Türkiye'nin yüzde 10'u tarafından yani en zengin yüzde 10'luk kitle toplumumuzun Türkiye'nin toplam gelirinin yüzde 54'ünü almaktadır. Buna mukabil ülkemizde son yıllarda artarak devam eden ve bugün toplumumuzun en yoksul yüzde 50'si toplam gelirin sadece yüzde 12'sini almaktadır. Böylesine ciddi bir gelir dağılımında adaletsizliğin olduğunu, çarşı pazarda fiyatların her geçen gün arttığı, geçim darlığının, geçim sıkıntısının mütemadiyen arttığı, dövizin veya faizin üzerindeki oynak durumun Van'ımızda, sokağımızda her bir kesim tarafından derin sıkıntıların hissedildiği bir dönemden geçiyoruz. Maalesef iktidarın yaşadığımız sıkıntıları çözmek gibi bir umut da vermediğini görüyor ve üzülüyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu ağır şartlar sadece iktidarın beceriksizliğiyle izah edilemez. Türkiye'nin yoksulluğu, fakirliği, eğitimdeki keşmekeşi, dış politikasındaki dağınıklığı, ahlaki ve içtimai manadaki yozlaşması hukuka olan güvensizliğin mütemadiyen düşmüş olması ancak bilinçli, planlı bir çalışmanın neticesinde olabilirdi. Kabul edelim ki AK Parti 20 yıldır uygulamış olduğu yanlış ekonomi, dış politika, hukuk ve eğitimle ülkemizi öngörülemez bir duruma getirmiştir. Bütün bu öngörülemez durumların, dağınıklığın, insanlarımızın kaygı ve endişelerinin giderilmesi ancak Türkiye'de yeni bir başlangıçla, yeni bir hikayeyle, yeni bir kadroyla mümkün olabilir' diye konuştu.

'Küçük dokunuşlarla büyük neticelerin alınacağını biliyoruz'

Saadet Partisi olarak ülkemizin çözülemeyecek hiçbir sorununun olmadığını belirten Aydın, 'En hızlı çözülecek sorunda ekonomidir. Türkiye güçlü bir ülkedir. Potansiyeli çok güçlüdür. Genç nüfusu, jeopolitik konumu her zaman Türkiye'yi artı bir olarak işe başlatır. Sadece potansiyeli düzgün değerlendirmeye ihtiyaç var. Düzgün iş yapmaya, doğru yatırım yapmaya, sürekli üretim yapmaya, yaygın kalkınmaya, dürüst ve helal kazanç ortamının oluşmasına ihtiyaç vardır. Bütün üretimin adil bölüşümüne ihtiyaç vardır. Biz küçük dokunuşlarla büyük neticelerin alınacağını biliyoruz. Önümüzdeki seçimde bu hususta Türkiye'nin düzgün işler yapacağı bir başlangıcın işaret fişeğini ateşliyoruz. Askeri hastaneyi genel merkez nezdinde her hafta yaptığımız toplantıda gündeme getireceğiz. Bugün ülkemiz siyasetinde belirleyici olan siyasi partilerin oy oranları değil. İttifakların oy oranları neticeye vardırır. Bu açıdan Saadet Partisi olarak önümüzdeki seçimde Türkiye yönetiminde yetkilenmek için yüzde 50+1'i aşacak ittifakın içerisinde olacağız ve ülkemizin yanlış gidişatına son vereceğiz. Saadet Partisi itibarı en yüksek partidir. Saadet Partisi temiz partidir. Temizleyici bir partidir. Dolayısıyla bu gücümüzle, oyumuzla, varlığımızla, duruşumuzla Türkiye'de bir etkin varlık ortaya koyacağız' şeklinde konuştu.

'60'ın üzerinde dosya hazırladık'

Son olarak söz alan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cafer Güneş, ülkemizde yaşanan sorunlarla ilgili dosya hazırladıklarını belirterek, 'Saadet Partisi'nin gelecekte ne gibi işler yapacağını sürekli yaptığımız toplantılarda gündeme getiriyoruz. Akademisyenlerden oluşan Sosyal İşler Genel Başkan Yardımcılığımız tarafından şuana kadar tüm problemlerle ilgili 60'ın üzerinde EYT, asgari ücret, geçim derdi, işsizlik, yatırımlarla ilgili dosya hazırladık. Bu dosyalarımız günün şartlarına göre güncelleniyor. Faize karşı olduğunu söyleyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Şuanda 2022 yılı bütçesinden 240 milyar lira, faize pay ayrılmış durumda. Bunun faize yetmeyeceğini geçen yılki bütçelerden de anlıyoruz. 300 milyar TL ile bunun kapatılmasını mümkün görüyoruz' dedi.

'Hep birlikte çalışacağız'

Milletin dertlerine çare olmak için hep birlikte çalışacaklarını kaydeden Genel Başkan Yardımcısı Cafer Güneş, 'Pahalılık can yakıyor. İktidar bunun üstesinden gelebilmek için Çin modeli uygulayacağını açıkladı. Çin'in neyine heveslisiniz de onların modelini uygulayacaksınız. İnsanları barakalarda yatıran, asgari ücretle çalıştırıp onlardan gelen geliri, gelir diye sunan insanlar gibi sizde mi bizim insanları bu şekilde çalıştırarak Çin modeli sunmak istiyorsunuz. Faiz düşük olacakmış, döviz yüksek olacakmış. Bu kime yarayacak. İnsanımıza ne kadar yarayacak. Bunlar gün ışığı gibi ortadadır. Biz defalarca iktidara gelmiş bir partiyiz. Son olarak da 1996- 1997 yılında iktidardaydık. Şuandaki iktidarın dış borcunu inceleyin, sanki 20 katlı bir binaya çıkmış gibi başınız döner. Bizim dönemimizdeki dış borcu inceleyin, aşağıya düştüğünü görürsünüz. İç borca bakın, felaketi görürsünüz. Biz o dönemde, tarım, hayvancılık, asgari ücretli insanlara refahtan muazzam bir pay vermiştik. Allah'ın izniyle bu çıkmaz sokaktan ülkeyi çıkartıp, tekrar layık olduğu yere getireceğiz. Çalışmalarımız gün geçtikçe yukarıya tırmanıyor. Başta Van halkı olmak üzere, insanlarımızdan bu yetkiyi alırsak, inşallah geçmişte yaptığımız çalışmaların bir başka örneğiyle huzurlarınızda olacağız. Milletin dertlerine çare olmak, Van'ın dertlerine çare olmak için hep birlikte çalışacağız ifadelerini kullandı.