Secere
İnsanlık kurulduğundan ve toplumsal sınıflar oluştuktan bu yana kimlik arayışında olan insanoğlu hep köklerine bağlı kalarak yaşamıştır.
İnsanlık kurulduğundan ve toplumsal sınıflar oluştuktan bu yana kimlik arayışında olan insanoğlu hep köklerine bağlı kalarak yaşamıştır.
Hayatın içindekileri halkalarla birbirine bağlayan, özgeçmişe bakarak insanı iyi veya kötü kategoride değerlendiren milliyet ve ırk temaları zaman içinde sınırları yaratmış, toplumların dinsel olgularını biçimlemiş, daha güçlü millet ve ülkü kavramlarıyla evrenselliğin önüne bir set çekmiştir.
Evrensellik bilgelerin arayışında ve ütopyacı dünya görüşlerinin içine hapsolurken, ülkeler uluslar arasında daha güçlü olmak ve sahiplenmek düşüncesi doğal olarak hükmetmeye yönelen kavgaları ve savaşları getirmiştir.
Bugün baskıcı düzenlerin işleyen mekanizmasını kurgulayan siyaset içinde en vurucu eleştiri silahı olarak ele alınan soy sop arayışı zaman içinde toplumun diğer hücrelerine de yerleştirilmiştir.
Hanedanlıkların devamında da rol oynayan soy kütüğü; zengin ve üst tabakaların, askeri hiyerarşinin işleyişinde etkin olmuştur.
Oysa temeldeki insan olgusu her şeyin başında tutulsa, toplumun hücreleri iyi ve kötü insan üzerine inşa edilse, üretim ilişkilerindeki paylaşım toplumun ihtiyaçlarına göre planlansa sınıfsal uçurumlar oluşmayacak, kökler arasında üstünlük arayışı da olmayacaktı. Bütün bunların olmadığı bir yeryüzünde de mutlakıyeti savaşları yaratan muktedirler türemeyecekti.
Günümüzde hiçbir ulus arı ırktan oluşmamıştır. Tıpkı kökleri topraktan sayısız değerleri bünyesine çeken çınar ağaçları gibi…
Dünyaya hükmeden imparatorlardan biri olan Osmanlı'nın sadece Türklerden beslenen bir güç olduğunu söylemenin yanılgı olduğunu belirten tarihçiler ve sosyal bilimciler, padişah annelerinin farklı uluslardan geldiği örneğiyle haklılıklarını kanıtlıyorlar. Yok, eğer siz belirleyici olanın baba olduğuna direniyorsanız bilmelisiniz ki bilimsel veriler karşısında hükmen mağlup olursunuz.
Dünya insanlığı artık secere peşinde koşmuyor. Şu falanca soy ağacından gelmiş, bu filanca soy kütüğünün devamısınız demiyor. Sizin iyi insan ya da kötü insan olmanızla, yaşadığınız ülkedeki düzeni çağdaş veya çağdışı şekillenmesiyle değerlendiriyor.
Bugün doğal bir felaket karşısında birbirine yardım için koşan insanlık soy kütüğünüzü değil, insan olmanızı önemsiyor. Söyleyin lütfen acil bir kan arayışında yardımına koştuğunuz bir insanın yakınları sizin kan grubunuzla mı ilgilenir yoksa soy kütüğünüzle mi?
Gelecekte bir gün bugünleri yazacak tarihçiler secere peşinde koşan insanoğlunu anlatırken kaybettiği zamanın paha biçilmez olduğunu da mizahi bir dille kaydedecektir.
Savaşsız ve sömürüsüz bir dünya için bütün bunları düşünmeye davet ediyorum.